Görünüyorsun перевод на английский
27,261 параллельный перевод
Endişeli görünüyorsun Martha.
You seem distressed, Martha.
Kötü görünüyorsun.
You look perished.
- Rory! Çok güzel görünüyorsun!
You look fabulous!
Tanrım, ışıl ışıl görünüyorsun.
My goodness, you look absolutely radiant.
Paris, sen de iyi görünüyorsun. Başarılı. Mutlu.
Paris, you're looking well, prosperous... happy?
Garip görünüyorsun.
Wow, you look weird.
Çok mutlu görünüyorsun.
You look very happy.
- İyi görünüyorsun.
- You look good.
- Çok yorgun görünüyorsun.
You look exhausted.
Neden bu kadar üzgün görünüyorsun o halde?
Then why do you seem so sad?
Bir milyon dolar gibi görünüyorsun.
You look like a million bucks...
Bugün harika görünüyorsun.
You look wonderful today.
Çok hoş görünüyorsun, anne.
You look so pretty, Mommy.
Bunun üstesinden çok iyi gelmiş görünüyorsun.
Well, you seem to be handling it really well.
Harika görünüyorsun.
You look fantastic.
Komik görünüyorsun.
You look ridiculous.
Neden mutsuz görünüyorsun o zaman?
So why the Eeyore face?
Role uygun görünüyorsun.
You look the part.
Şanslı gibi görünüyorsun ne de olsa?
Looks like you got lucky after all, huh?
İyi görünüyorsun, tatlım.
You look well, honey.
O kot pantolonla bir kıza göre fena hâlde istekli görünüyorsun.
Oh, you are awful forward for a girl in dungarees.
Üzgün görünüyorsun.
You seem upset. I am.
Çok güzel görünüyorsun.
You look...
Çok üzgün görünüyorsun.
- No, you look - Like, you look really sad.
Yine de üzgün görünüyorsun.
I STILL THINK YOU LOOK SAD.
Eee, boğazı sarılı bir tip Yemenli gibi görünüyorsun daha çok.
Eh, you look kind of Yemeni with a neck scarf.
Tatiana çok güzel görünüyorsun.
Tatiana, you look... so beautiful.
İyi görünüyorsun.
So, you look good.
Bugün mutlu görünüyorsun.
You look happy today.
Bu arada, çok hoş görünüyorsun.
You look really nice, by the way.
Sen de oldukça hoş görünüyorsun.
You look very nice yourself.
Nefes kesici görünüyorsun.
You look stunning.
Tanrım, harika görünüyorsun.
Oh, my God, you look amazing.
Tedirgin görünüyorsun.
You seem uneasy.
Çok güzel görünüyorsun, Adalind.
You look beautiful, Adalind.
Yorgun görünüyorsun bebeğim.
You look tired, baby.
Yorgun görünüyorsun, aşkım.
You look exhausted, love.
Güzel görünüyorsun.
You look beautiful.
Daha genç görünüyorsun.
It makes you look younger.
İyi görünüyorsun.
You looking fit
İyi görünüyorsun.
You look good.
Sen iyi görünüyorsun.
You look good.
Hayır, sen harbiden iyi görünüyorsun.
No, you actually do look good.
Bayağı iyi görünüyorsun.
You look great.
Sen endişeli görünüyorsun diye, endişeliyim ben.
I'm mainly worried because you look so worried.
Yorgun görünüyorsun.
You look tired.
Yorgun görünüyorsun.
You're exhausted.
Çok hoş görünüyorsun.
Don't you look nice?
Mükemmel görünüyorsun.
You look perfect.
Çok güzel görünüyorsun.
You look so beautiful.
İyi görünüyorsun, Lorraine.
You look good, Lorraine.