Iyi düşünün перевод на английский
209 параллельный перевод
- Bunu iyi düşünün.
- Think it over.
- Şimdi lütfen çok iyi düşünün.
- Now please think very carefully.
Cevap vermeden önce iyi düşünün...
You better think before you answer...
Bunu iyi düşünün beyler, sadece bir dolar!
Think of it, gentlemen, one dollar!
Ne yaptığınızı iyi düşünün.
Think well which you answer.
Ancak iyi düşünün, kolaylıkla yanlış bir karar verebilirsiniz.
But think well, a mistake is made all too easily.
Diana hakkında ne bulursanız lütfen söylemek konusunu iyi düşünün.
Whatever you find out about Diana, please, use judgment about whether to tell him.
Bayan Marwood, iyi düşünün.
Miss Marwood, think hard.
Ama Tanrı adına size yalvarıyorum, iyi düşünün.
But I beseech you, in the name of God, think well on it.
Fakat davranmadan önce iyi düşünün.
But I want you to think before you act.
Ninola, allahaşkına iyi düşünün!
Don't let us down, Ninola!
Anahtarı çevirmeden önce iyi düşünün.
Consider carefully before you turn that key.
Sessiz olun, hızlı hareket edin, iyi düşünün ve...
Stay low, move fast, think smart,
Bunu düşünün, sizi pislikler, iyi düşünün.
And dig this, you assholes, and dig it good!
Evet, iyi düşünün!
Right, make up your mind.
iyi düşünün.
Think of it.
- İyi düşünün bayan. Bırakın da içeri girip karımla konuşayım!
You must let me go in there and talk to my wife!
- Bu beni yola çıkmaktan alıkoyamaz. İyi düşünün!
- That wouldn't stop me.
- İyi düşünün.
- Think it over.
İyi düşünün.
Consider well.
İyi düşünün, sizden haber bekliyorum.
Think it over and let me hear from you.
İyi düşünün.
- Now try hard to remember.
İyi düşünün bayan.
For all the Saints!
Ama, bir de polis kuvvetimiz olmadığını düşünün. İyi ya da kötü.
But suppose we had no police force, good or bad.
Defolu bir kamalı pimin milyonda bir çıkacağına dair hayatınız üzerine iddiaya girer misiniz? İyi düşünün!
Would you be willing to stake your life on the being only defective cotter pin in a million?
Asla bir şey söylemedim çünkü onu çok iyi tanıyorum ama bütün çamaşır işiyle uğraşmak zorunda kaldığımı düşünün.
I've never said anything, because I know him well, but... think of all the laundry I have to do.
İyi düşünün, Bay Eaton.
Think, Mr. Eaton.
İyi düşünün.
Think it over.
İyi düşünün.
So, think well.
- İyi düşünün.
- No. - Think.
Beni, size tüm kalbiyle iyi şeyler hisseden, iyi niyetli yaşlı bir adam olarak düşünün.
Try to think of me as a kindly old man who has only your best interests at heart.
Cesaretin kadar iyi shore... ve daha onlarca öldürmek için nasıl düşünün.
Better shore up your courage... and imagine how to kill dozens more.
Ama bence şöyle demek daha iyi ; "Yabancıyı bir Budaymış gibi düşünün."
But I think it's better to say, "Consider the stranger to be a Buddha."
- İyi düşünün.
- Think about it.
İyi düşünün iyi olsun! belki sınırdan iyi haberler de gelir!
Maybe good news from the front line is coming soon
İyi düşünün.
Think well upon it.
iyi düşünün
The city is full of patrols
İyi akşamlar Önümüzdeki seçimde Norveç'e oy vermenizi istememiz tuhaf gelebilir Ama avantajları düşünün
Highlights of that broadcast will be discussed later by Lord George-Brown, ex-foreign secretary Mr. Sven Olafson, the ex-Norwegian minister of finance Sir Charles Ollendorff, ex-chairman of the Norwegian Trades Council Mr. Hamish McLavell, the mayor of Wick the nearest large town to Norway Mrs. Betty Norday, whose name sounds remarkably like Norway Mr. Brian Waynor, whose name is an anagram of Norway Mr. and Mrs. Ford, whose name sounds like fjord of which there are a lot in Norway Ron and Christine Boslow...
Şirketin para kaybedeceği bir film işine girmesi iyi olur. İyi niyet gösterisi olarak düşünün.
It's a good thing for the company to slip in a picture that'll lose money- - write it off as good will.
Bir an için... benim ev sahibi olduğumu ve sizi... Mondschien kalesinde elimden gelen en iyi şekilde tutmak için tüm gücümü kullanacağımı düşünün.
Let us just say for the moment... that I'm your host and that I will do everything in my power... to make your stay here at Mondschien Castle as pleasant as possible.
İyi düşünün, Bay Rosenberg.
Think hard, Rosenberg.
İyi düşünün, çünkü hayatınız kendi ellerinizde.
Think very carefully, for your very lives lie in your hands.
İyi düşünün.
Think about it.
İyi düşünün, yani
You should think twice.
Şimdi korkup çekinmeniz ve sürünmeniz çok iyi,....... fakat biraz da hakkında hiçbirşey bilmediği bir suçtan dolayı mahkum ettirdiğiniz o adamı düşünün.
It is very well to cringe and crawl now, but you thought little of the man that you sent to the dock for a crime of which he knew nothing.
İyi düşünün! 10 yıldan az yemezsiniz!
Think about it, they'll give you more than ten years.
İyi düşünün.
Think, now.
İyi düşünün.
Think about that.
"Daha iyi şeyler düşünün"
"Think of a better opening."
İyi düşünün, lütfen.
Think hard, please.
İyi düşünün dostlar.
Reflect, friends.
düşünün 108
düşününce 41
iyi değilim 99
iyi de 203
iyi deneme 76
iyi dinle 123
iyi dileklerimle 16
iyi dedin 60
iyi düşün 86
iyi davran 17
düşününce 41
iyi değilim 99
iyi de 203
iyi deneme 76
iyi dinle 123
iyi dileklerimle 16
iyi dedin 60
iyi düşün 86
iyi davran 17
iyi de neden 21
iyi değil 246
iyi değil mi 63
iyi dinleyin 52
iyi düşünmüşsün 27
iyi durumda 31
iyi değil misin 27
iyi değilsin 46
iyi denemeydi 77
iyi değildi 25
iyi değil 246
iyi değil mi 63
iyi dinleyin 52
iyi düşünmüşsün 27
iyi durumda 31
iyi değil misin 27
iyi değilsin 46
iyi denemeydi 77
iyi değildi 25