Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / турецкий → английский / [ D ] / Düşünün

Düşünün перевод на английский

6,206 параллельный перевод
Tasarruf edemediğiniz tüm masumları düşünün ve sonra beni düşünün.
Think of all the innocents that you failed to save and then think of me.
Düşünün.
Think about it.
Nasıl bir dünya yarattığınızı iyice düşünün.
Think about what kind of world you'll make
Bir düşünün.
Think about it.
Bu parayla neler yapabileceğimizi düşünün.
Think about what we could do with this money.
Ciddi olarak düşünün, büyüyünce ne olacaksınız?
Seriously, what do you want to be when you grow up?
Beni Cleveland Browns'ın bir sezonluk eski danışmanı olarak buraya sizi yükseltmeye geldiğimi düşünün.
As the former assistant spiritual advisor for the Cleveland Browns for 1 and 3 / 4 of a season, consider me here to lift you up.
O yüzden yalvarırım, bir şey düşünün.
So for God's sake, think of something.
Gözlerinizin oyularak çıkartıldığını düşünün, ne kadar acı verici olduğunu anlamanız için bu bile yetersiz.
Imagine how it would be painful if you ripped out his eyes.
Sonra fark ettim ki tek bir paranın böyle bir gücü varsa tamamı olursa kim bilir ne kadar öderler bir düşünün.
And then I realized... if one coin's supposed to have that kind of power, imagine what someone would pay if I had the complete set.
Bir düşünün Beyler.
Think it over, gentlemen.
O zaman şöyle düşünün.
Then consider this.
Hırsınızın nereye götüreceğini düşünün.
Think where your ambition will lead.
Düşünün, buradaki 7.kattaki gizli oda... ortada merdivenler ve altında havalandırma kanalları var.
There are two ways to get to the secret room on the 7th. Through the central stairway and the ventilation shaft.
Her şey sona erdiğinde, yazabileceğiniz şeyleri düşünün.
I mean, think of the sequel you can write after all this is over.
Buna neden iyi hissettiren yemek dendiğini bir düşünün.
There's a reason why it's called "comfort food." Think about that.
Bunu bir düşünün, fast food yerken kim üzgün olur?
Think about it. Who's sad when they're eating fast food?
Karıncaları düşünün!
Think of ants.
Kocaman bir tank düşünün.
Think a big, big tank.
Dünya genelinde kaç davayla karşılaştığımızı, kaç davayı incelediğimizi bir düşünün.
Think how many cases we've encountered across the globe, how many cases we vetted.
Hadi arkadaşlar, düşünün!
He could be anywhere. Come on, people! Think!
Birinin böyle bir arabadan vazgeçtiğini düşünün.
Imagine that... someone giving away a car like this.
Bunu bedava bir tehdit analizi olarak düşünün.
Think of this as a free threat assessment.
Siz biraz daha seksi kelimeler düşünün.
You try to think of some sexier words.
Tekrar düşünün.
Think back.
- Bir düşünün.
- Just consider it.
Bir daha düşünün.
Think again.
Daha büyük düşünün.
Think bigger.
Regent Parkına döndüğünü düşünün, uyuşturucunun pusu gidiyor.
Imagine him, return to Regent's Park, the fog of the narcotic gone from him.
! Lanetlinin ızdırabına bakın, ve meleklerle şeytanların arasındaki farkı iyice düşünün, günahın ne olduğunu ve nerede bulunduğunu öğrenin!
Look but to the torment of the damned, and think well of the difference betwixt angels and devils, and you will know what sin is and where sin resides!
Güney Kaliforniya kültüründen, Güney Kaliforniya'daki uyuşturucu kullanımına kadar her şeyi anlatan tüm o güzel şarkılarını düşünün.
Just think about all their great songs, covering everything from the culture of Southern California to drug use in Southern California.
Bazen günler boyunca yalnız olmayı düşünün, izole bir bölgede.
You know, think about being alone for days on end, you know, in an isolated area.
Çılgınlıktı, düşünün ki bir sırtın ya da dağın tepesine çıkıyorsunuz, ve son 500 metredir aşağıdan baktığınız noktaya vardığınızda sonunda tepeye çıktım sanıp yukarı baktığınızda sanki sonu yokmuş gibi geliyor.
It's insane, you know, you think you're getting to the top of a Ridge or to the top of a Mountain, and you get to that point that you've been looking at for the past 500 meters, and you get there, and you think you're at the top and you look up, and it just doesn't seem to end.
Bazen aylarca birinden 30 cm uzakta yaşadığınızı ve ondan uzaklaşamadığınızı düşünün.
Just imagine living two feet from somebody for months at a time and not being able to get away.
Ne düşünürseniz düşünün dostlar.
All right, whatever you think is best, man.
Ama ölü olmama rağmen beni yeniden doğmuş olarak düşünün.
But consider me reborn... Dead though I may be.
Domuz partisini bir düşünün.
Think back to the pig party.
Ama bunlar bittiğinde düşünün iyi bir iş olacak.
But just think, when this is all over... Good stuff.
Teklifimi düşünün, gün doğumuna kadar zamanınız var.
Do consider my offer, you have time until sunrise.
- Ne yaptığınızı bir düşünün!
Think what you do!
Bunu düşünün.
Think about it.
Hayır, kutlayacağınız şeyi düşünün.
You know, think of all you have to celebrate.
Beni Sistina Şapeli'ndeki Michelangelo gibi düşünün sırtüstü yatıyor, zor bir nesnenin portresini çizmeye çalışıyor.
Just think of me as... Michelangelo in the Sistine Chapel lying on his back... trying to paint a portrait of a rather elusive subject.
Efendim, ne dediğim hakkında düşünün.
Think about what I said, sir.
Yemeğinizi düşünün.
So put your dinner in perspective.
İlk kez öpüştüğünüz zamanı düşünün.
Think about the first time you kissed.
söyle düsünün Bayan Swan.
Now, think it through, Ms. swan.
Düşünün!
Think about it.
Düşünün bir.
Look, think about it.
Tekrar bir düşünün.
Think again.
Victor'a oy verin, tam bir aile adamı. Victor ile önce ailenizi düşünün.
Vote for Victor, the family man.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]