Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / турецкий → английский / [ K ] / Küçük kardeşim

Küçük kardeşim перевод на английский

1,692 параллельный перевод
Hey, küçük kardeşim, nasıl gidiyor?
Hey, what's up, little sister?
Benim küçük kardeşim.
My little sister.
Küçük kardeşim ve onun arkadaşlarını ağırlamak bana saf mutluluktan başka bir şey vermez..
To house my kid brother and his friends gives me nothing but pure joy.
Benimle kalacaksın, küçük kardeşim.
You stay with me my younger brother.
- Küçük kardeşim.
- My little brother.
Eva, bebeğim, küçük kardeşim, elbette ki üzgünüm.
Eva, baby, little sis, of course I'm sorry.
Değil mi, küçük kardeşim?
Right, little sister?
Küçük kardeşim nerede?
Where's my little sister?
Haley, küçük kardeşim nasıl?
Haley, how's my little brother doing?
Kazanacağız küçük kardeşim.
We're gonna win thne, blittlerother.
Kendisi küçük kardeşim olur.
She's my younger sister.
Ben küçük kardeşim.
ooh. none, I hope.
İyi geceler, küçük kardeşim.
Good night, little brother.
O üç yaşından beri sırtıma yapışan küçük kardeşim.
My little brother, attached to my hip since I was three.
Küçük kardeşim nerde?
Where's my little brother?
Belki onları bir kavanoza yerleştirip oturma odasına koyardı da küçük kardeşim de bana özenip benim yolumu izlerdi.
Maybe she'll put them in an urn in the living room, and they'll inspire my little brother to follow me.
Bu seni hiç ilgilendirmez, küçük kardeşim.
This ain't your deal, little bro.
Güzel küçük kardeşim sadece biraz daha bekle.
Just wait a little longer. When this deal's done.
Doğruluk sandiviçi için teşekkürler, benim küçük kardeşim.
Thanks for the truth sandwich, my little brother.
Küçük kardeşim.
My little brother.
Benim küçük kardeşim...
My little sis...
Küçük kardeşim.
Hey, little sis.
Otele gidince küçük kardeşim ve sen ne yapıyordunuz?
What did you and my little brother do when you went to a motel?
Anlatsana Sandra, sen ve küçük kardeşim... otele gidince ne yapıyordunuz?
Tell me, Sandra. What did you and my little... brother do when you went to a motel?
Küçük kardeşim oğlun Sean'la beyzbol oynuyor.
My little brother plays baseball with your son, Sean.
Bu alışkanlık, ki ayin bile diyebilirsiniz, küçük kardeşim Harrington'ın Boer savaşında ölmesi ve
This habit - one might even say ritual - commenced after the death of my younger brother Harrington in the Boer War
- Tamamdır, teşekkürler küçük kardeşim.
- All right. Thanks, little brother.
Sen bu dünya için, fazla iyisin küçük kardeşim.
You are perfect for this world, little brother.
O hastalandığında ben ve küçük kardeşim şehirde kaldık.
When she had got sick
Küçük kardeşim Kokuşmuş, başına gelen tüm bu şeylere rağmen, Kuduz Köpek'in yolunu izlemeye devam etti, profesyonel güreşçi oldu ve steroid kullandı.
My baby brother Smelly was always trying to keep up and despite everything that happened to Mad Dog he followed in his footsteps anyway, becoming a pro wrestler and using steroids.
Ya, küçük kardeşim güreş rüyasından mutlu bir aile rüyası uğruna vazgeçti, ama her şeyden de vazgeçmedi.
Yeah, my little brother gave up the wrestling dream for a respectable family life, but he didn't quite give up everything.
Yani, küçük kardeşim bile beni 59 kilo geçiyor.
I mean, my baby brother just beat me by 130 lbs.
Kendiliğinden benim küçük kardeşim gibiydi.
Automatically my little brother.
Bu benim küçük kardeşim, Kota.
This is my little bro, Kota.
Benim küçük kardeşim.
My little brother.
Benim küçük kardeşim.
Greg. My little brother.
Oyunu kazanmış olabilirsin ama savaşı kaybettin, benim küçük kardeşim.
You may have won the game, but you lost the battle little brother.
Küçük kardeşim benim.
My brother.
Küçük kardeşim kanserden öldü.
My little brother died of cancer.
Bunun seni üzmesinden nefret ediyorum, küçük kardeşim, Ama Bouchard'ın hazinesi ne vardı, ne olacak.
I hate to break it to you, little brother, but Bouchard's treasure does not, has not, and will not ever exist.
Küçük kardeşim meraklıydı.
My little brother was into it, though.
Küçük kardeşim ölecek!
My little brother is gonna die!
Gül, küçük kardeşim.
Smile, little sister.
Sana küçük kız kardeşim olduğunu ve seni sevdiğimi ve yemeğini yemeni istediğimi söylerim.
I want to tell you that you are my little sister, and I do love you, and I want you to have your lunch.
Sokağın köşesindeki küçük restoranıyla gurur duyardı. Ama daha çok gurur duyduğu biri varsa, o da kardeşim Joseph'ti.
My father was proud to open a little street corner restaurant, but he was even more proud of my little brother, Joseph.
Küçük kız kardeşim, Anne-Marie Uhde.
My little sister, Anne-Marie Uhde.
Benim 2 küçük erkek kardeşim ve 2 kızkardeşim vardı.
I have 2 brothers and a younger sister.
Hayır. Greg? Küçük bir sorunumuz var kardeşim.
Greg, we've got a bit of a problem, bruv.
Ben ve kardeşim küçük bir kamera lensinin içine sırıtamaz mıyız? ya da zaman zaman mavi-stil yapamaz mıyız?
What, me and my bro here aren't worthy of leering into a little camera lens or blue-steeling it up occasionally?
Bridewell'e gönderdiğiniz küçük kız gibi, kardeşim de ölmeyi hak etmiyor.
He doesn't deserve to die, like that little girl you sent to the Bridewell didn't deserve to die.
Küçük adımlarla, kardeşim.
- baby steps, sis.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]