Lı перевод на английский
1,094,965 параллельный перевод
Tamam, son 3 yılı bir kenara koyalım.
All right, let's set aside the last three years.
Savcılık onu roket gemisine bağladığını söyledi ama olan buysa ip nerede, Teddy?
♪ ♪
Korkuya kapılıyorum! Bunun olduğuna inanamıyorum. Tamam, durun, durun.
Thank you for your vanilla commentary, Steve, but the only reason you are here is to walk the arrows back... oh!
Çünkü burda çalıştığım onca zaman siz bencil piçlerin hiç biri nasıl hissettiğimle hiç ilgilenmedi.
Uh, ever heard of the Bat Signal? It's actually kind of a genius plan.
Tıpkı sizi hayatta tutmak için ağzınıza kusan anne kuş gibiydim ve karşılığında ne aldım?
She's gonna see her trademark GF Flame in the sky, zip on down, next thing you know, she's wearing me like a backpack and we're halfway to Tokyo for some Wagyu beef.
Karaokeye bayılırım.
[inhales sharply]
Evet, çok güzeller ama çikolata kaplı çileğin salonumuza nasıl geldiğini açıklamıyor.
Yes, they're beautiful, but they still don't explain how a chocolatecovered strawberry ended up in our living room.
Casey, domuza sarılı incir.
And, Casey, baconwrapped figs.
Bana katılır mısın? Olur.
Hey, you want to sit?
Sonra dikkatin dağılırdı. Derslerinden kalırdın ve evsiz kalırdın.
And then you would miss me, and then you'd be distracted, and you'd fail all your classes, and then, you know, you'd be homeless.
İncire bayılırım.
Oh. Love figs.
Hannah'nın fotoğrafı, masumdu ama tek başına bakılırsa utandırıcıydı, belirli bir ünü olan bir adam yayınladı, bir şeyler söyledi ya da hikayeyi birine zarar verebilecek şekilde değiştirdi.
[shrieks, then giggles ] [ Langford] With the photo that's taken of Hannah, it was innocent, but an unflattering photo out of context, posted by a guy with a particular rep, or saying something, or spinning the story some kind of way can destroy someone.
Birdenbire kendini korkunç derecede yalnız hissedebilirsin. İlişkiler, meşguliyetler ve cihazlara olan bağımlılıktan dolayı aslında güvenli bir yer yok.
Suddenly you can feel so terribly alone, and because of their interaction and because they're so engaged and tethered to their devices, there actually is no safe space.
Hannah'nın yaşadığı zorluk, onun dikkatini çekebilmek için başına gelenleri anlatacak gücü, bunu tecavüz olarak adlandıracak cesareti ve kararlılığı gösterebilmek zorunda olmasıydı.
[Yorkey] The challenge for Hannah is that she would've had to have the strength to describe what happened to her, and the courage and determination to label it rape... to get his attention. And she was not able to do that.
İçten olabilirsin ama içtenlikle yanılıyorsundur.
You can be sincere, but sincerely wrong.
Pek çok kız böyle bir şey olduğunda öne çıkıp konuşmaktan korkuyor çünkü hemen kurban olarak utandırılıyorlar ve çoğunlukla yaşanan saldırıdan da kötü oluyor.
So many girls are afraid to come forward when something like this happens because immediately the victim-shaming, oftentimes, is actually worse than even the initial assault.
başka gruplara katılıp elimizden geleni- -
But when space is this short, we gotta join the group and do what's best to...
Allah aşkına 20 yıl boyunca nasıl vergi ödemedin?
How on earth do you 20 years without paying your taxes?
Bu adamı nasıl sevmezsin?
How can you not like this guy?
Bekle, nasıl oluyor?
Wait, why would I...
Nasıl bir insan 20 yıldır vergi ödemez.
What kind of a person doesn't pay taxes for 20 years?
Ve uzun süredir kayıp olan kardeşim Ray'e teşekkür ediyorum. Vergi dairesi borcumu ödemem için bana 10 yıl verdi.
And thanks to my long-lost brother Ray, the IRS is giving me ten years to pay off my debt.
Asıl kötü, ceza yargılama sistemi.
Aah!
Kulaklık aracılığıyla şakalarını mı besliyorlar?
- Oh.
Nasıl beni seçmezsin?
He fired her on the spot. And after he demanded a "recount,"
Bu maskeleri nasıl indiririm?
Bear claw, good choice, Rebecca.
Gaza iki saatten fazla maruz kalmak bir şekilde sinir sistemini kapatıyor ölüme yol açıyor.
Failure. F-A-L-U-R-E. Failure.
- Emily içeri gelmiyor. Birisinin gidip onu koruması lazım. Normalde, bunu Emily yapardı.
People have been letting you win your whole life so you would never have to experience F-A-I-L-U-R-E
Bunun nasıl görüneceğini bile bilmiyorum.
And your losses, I can just blame on you.
- Nasıl oldu? Ona bakmıyor muydun?
How'd this happen?
Nasıl buldunuz?
Hey!
Nasıl gidiyor?
How's it going with dating?
Nasıl?
How?
Sam kolun nasıl? İyi misin?
Sam, how's your arm?
Peki, cebimde olduğu hâlde listemi nasıl okudun?
And how did you read my list when it's in my back pocket?
- Nasıl olur bilemiyorum. - Evet.
I don't know how it could happen.
İnsanlara nasıl davranılacağı ile ilgili bakış açımı değiştirdi çünkü diğer insanların ne yaşadığını gerçekten bilmiyorsun.
And it really did change my perspective on how to treat people, because you really don't know what other people are going through.
Lisede nasıl tanındığın her şeydir.
[Yorkey] In high school, your reputation is everything.
Ve hem Clay hem Hannah, zaman zaman, yardıma ihtiyaçları olduğu hâlde nasıl isteyeceklerini bilemiyor.
And both Clay and Hannah, at times, really would like some help, but don't know how to ask for it.
Bence insanlar bununla bağ kurabiliyor çünkü hepimiz, o insan orada olup nasıl olduğumuzu sorsa bile açılmamaya karar verdik.
[Asher] I think that's what people really identify with because we've all made those choices not to open up, even though a person was right there asking how we were doing.
Bu noktaya nasıl geldin?
How did you get here?
Ve Jessica Yu, bu bölümün yönetmeni, çekimin nasıl yapılacağını çok iyi düşünmüştü.
And Jessica Yu, who directed, um, this episode, she really did put a lot of thought into the way it was gonna be shot.
Görevimiz, insanları kızlar öne çıkacak cesareti gösterdiğinde, bu bilgiyi nasıl almaları gerektiğiyle ilgili eğitmek.
It's on us to educate people on how to receive that kind of information when girls have the courage to come forward.
Her yerde işaret arayanlarınız için gerçekten nasıl görünüyor?
[Hannah] For those of you who will now be looking for signs everywhere, what does it really look like?
" Nasıl konuşulacağını bilmiyorum.
" I don't know how to talk about this.
Umarım bu dizi bu konuda diyaloglara sebep olur ve insanların, yaptıkları küçücük şeylerin, söyledikleri şeylerin başkalarının hayatında nasıl etki yaratacağını görmelerini sağlar.
I hope that this show really opens up a lot of conversations and helps people realize the smallest thing you do, the smallest thing you do to someone, the smallest thing you say, can change so much for better or worse.
Hey, nasıl gidiyor?
Hey, uh... how's it going?
Nasıl yapıldığını da bilemiyoruz.
We can't really tell how they're made.
Çünkü her yıl daha fazla insan gelip yerleşiyor ve avlanma gittikçe artıyor.
It's'cause more people be comin'and taking food and game from the forest.
Ben ge { \ fnComic Sans MS } ri döneli 3 yıl oldu.
It's been 3 years since I've been back.
Nasıl desem... tahmin edeyim. Şey...
Um...