Ol перевод на английский
163,572 параллельный перевод
- Yavaş ol ama, fark etmesinler. Sandalyenden suya doğru yavaşça süzül. Işıkları gördüğünde de beni görmeden dışarı çıkma.
Slowly, so they don't notice slide out of your chair and into the water, and when you see the lights, don't come up until you see me.
Peki, dürüst ol. Ne kadar dindarsın?
All right, so be honest.
Sakin ol.
Whoa. Easy there.
Sakin ol mu?
Calm down?
Sakin ol, Boobie.
Relax, Boobie.
Sakin ol dostum, ne bekliyorsun?
Calm down, mate, what do you expect?
Benim konuğum ol.
You want to take it up with him, be my guest.
Harika gidiyorsun.Yavaş ol.
You're doing great. Take it nice and slowly.
Sağ ol, Maneet.
Thanks, Maneet.
Sağ ol, Farida.
Thanks, Farida.
- Sağ ol, Kate. - Efendim.
- Thank you, Kate.
Neyse, sağ ol, Steve.
Anyway, thanks, Steve.
Sağ ol. müdür Hilton'un canı cehenneme.
Right. Well, to hell with ACC Hilton.
Mantıklı ol.
Let's be sensible.
Bir şeyi yok, emin ol.
She is fine, I assure you.
Sağ ol ama vitaminlerimi ver yeter. Birkaç haftada bir kontrole gelirim sonra.
Thanks, but just give me my vitamins, and I'll just check in every few weeks.
Hep birlikte kaldığınız o eski koca evin yanına.
Next to that big ol'house y'all were staying in.
Sağ ol.
Thank you.
Ve sessiz ol çünkü bir arkadaşımı arayacağım, tamam mı?
And be very quiet while I call a friend of mine. Ok?
Alınmaya, iğrenmeye ve korkmaya hazır ol.
Prepare yourself to be offended, disgusted, and horrified.
"Olabildiğin gibi ol."
"Be all that you can be."
- Bizi ağırladığın için sağ ol.
- Bye. - Thanks for having us.
- Eline hâkim ol.
- That was good.
- Sağ ol yerlerinize. - Sağ ol yerlerinize.
Thank you, places.
Herkese karşı olduğun gibi, ona karşı da kibar ve cömert ol.
Be kind and generous to her, like you are with everyone.
Mülayim bir danışman ol diye geldin.
You're here as a benign sounding board.
Sağ ol.
Thanks.
Sakin ol, dostum.
Easy, mate.
mahkum, sakin ol!
Inmate, settle down!
Rochester, sakin ol.
Rochester, calm down.
Hiçbir şey.lütfen sakin ol.
Nothing. Please, just stay still.
Sakin ol.
Settle down.
Iyi biri ol.
Be good.
Şimdilik kendine hakim ol.
Just take it in for now.
Sakin ol.
Slow down.
Sessiz ol, konuşuyorum şurada.
Quiet! I'm talking. Sorry.
- Sessiz ol.
Quiet.
Konsantre ol!
Concentrate!
- Tim Ifield'in cesedini bulduğun güne konsantre ol. - ayın 23'ü.
- Concentrate on the day you found Tim Ifield's body. - The 23rd.
Bu kadar. Sağ ol ama almayayım.
Uh, thank you, but no.
Sağ ol.
Crandal Bernett's Parlot Jokes for Witty People
Sağ ol.
Can I have...
Sağ ol, Orifice.
Thanks, Morpheus.
Kardeşin için orada ol.
Be there for your brother.
Dürüst ol.
Be honest.
- Dikkatli ol sadece.
- Just be careful.
Dikkatli ol.
Careful.
Dikkat et, dikkatli ol.
Careful, careful, careful.
- Yavaş ol.
- Easy.
Öl lanet serseri!
Die, yuppie scum!
Kaç ya da öl.
Defect or die.