Söylemiyorum перевод на английский
5,086 параллельный перевод
Hiçbir şey söylemiyorum.
I've been saying nothing.
- Yalan söylemiyorum!
- I'm not lying!
- Söylemiyorum.
I'm not...
Çirkin değilsin bunu söylemiyorum.
You're not ugly. I am not saying that.
- Bir casus olarak söylemiyorum.
I'm not saying it as a spy.
Paranı harcamadım, yalan söylemiyorum.
I didn't spend your money and I don't lie, alright?
Yalan söylemiyorum, tamam mı?
No, listen, I don't lie.
Yalan söylemiyorum.
I don't lie. Okay?
Böyle söylemiyorum, onlar senin sponsorun değiller.
Uh-uh. I'm not telling you that,'cause they don't... They don't sponsor you.
Bunun aptalca olmadığını söylemiyorum.
I'm not saying it wasn't a shitty thing to do.
Yalan söylemiyorum.
- I'm not lying.
Yalan söylemiyorum.
I'm not lying.
Yalan söylemiyorum ona.
See, I'm not lying to her,
Her şeyi söylemiyorum o kadar.
I'm just not sharing everything.
Ben sadece daha önce uçmak söylemiyorum olabilir.
I did not dare to say he was leaving before.
Ama, bak, bunu ben söylemiyorum.
But, look, don't take my word for it.
Yalan söylemiyorum
I'm not lying.
Böyle söylemiyorum sana.
I'm not saying that to you.
Adım Bryce ve yalan söylemiyorum.
It's Bryce, and I'm not.
Bizi tehlikeye atar diye bir şey söylemiyorum.
I'm not saying anything because it's going to put us in jeopardy.
Yalan söylemiyorum.
I don't lie to you.
Tamam, onun yanlış yolda olmadığını söylemiyorum.
Okay, I'm not saying he isn't in the wrong.
Yardım etmediğini söylemiyorum, tamam mı?
Look, I'm not saying she hasn't had help, okay.
- Yalan söylemiyorum.
I'm not lying.
Hayır, yalan söylemiyorum.
No, I am not lying.
Öyle olmadığını söylemiyorum.
I'm not saying that it's not. I...
Önce bize danışmanız gerektiğini söylemiyorum.
I'm not saying you should've run it by us first.
Korsan dilinde olması gerektiğini falan söylemiyorum ama, tema korsan olacak.
Oh, and I'm not saying it ha to be in pirate speak, but the theme is pirates.
Brannigan, tüm dava boyunca elini tutmak istediğimi söylemiyorum.
Now, Brannigan, I'm not saying I want to hold your hand through this entire first case.
Bunun kötü bir fikir olduğunu söylemiyorum.
I'm not saying yours is not a good idea.
Sana işini nasıl yapman gerektiğini söylemiyorum. Sen de bana söyleme.
I won't tell you how to parent, so don't tell me.
- Hayır, söylemiyorum.
- I'm not lying.
Yalan söylemiyorum.
I am not lying.
Nancy, yalan söylemiyorum.
Nancy, I'm not lying to you.
Pekâlâ, bak, inanmadığımı söylemiyorum ama şu anda ölüm perisi yerine görgü tanığını tercih edeceğim.
All right, look, I'm not saying I don't believe, but right now, I'm going with eyewitness over banshee.
Bunu sadece beni bir çakala yem olmaktan kurtardığın için söylemiyorum.
And not just because you kept me from getting eaten by a coyote.
Laf olsun diye söylemiyorum.
And I... and I'm not just saying that.
Onu söyleyemem, ama yalan söylemiyorum.
I can't tell you, but it's the truth.
Bütün dünyayı dolaştığımdan söylemiyorum tabii. Ama burada, Tokyo'da... Demek istediğim şey fiziksel değil.
Not that I've traveled all around the world, but here in Tokyo... it's not anything physical,
It ne olduğunu söylemiyorum gibi, Bunu bu..., ne söylediğini değildir.
Like, it's not what you're saying, it's... It's what you're not saying.
Hayır, söylemiyorum.
No, I'm not.
Sana söylemiyorum.
I'm not telling you.
Boşuna söylemiyorum. Şunu da benden duy bak. Carl'ın dışarı çıkmasına izin vermeyebilirsin, tamam.
I'm saying it, and I'm saying this, you pull Carl back from going out there, fine.
Bilim insanı falan olduğumu söylemiyorum ama, ayakkabılar da hücrenin içinde, doğru mu?
I ain't saying I'm no scientist or nothing, but the shoes in the bunk, correct?
Bunu herkese söylemiyorum.
I don't say that to everyone.
Hayır, tabii ki söylemiyorum.
No, of course not.
Ben yalan söylemiyorum.
I'm not lying.
Tamam, Kelsey sey soylemiyorum.
Okay, don't say anything, Kelsey.
Ben bunu söylemiyorum.
That's not what I'm saying.
Bunu kötü anlamda söylemiyorum.
It's a loving, supportive vagina. - Aw. - Knock it off, Brian.
Zararsız olduğunu söylemiyorum, bilgi çalmak suç kapsamında olmasın da demiyorum.
I'm not saying it's harmless, and I'm not saying that we shouldn't criminalize stealing of information, but you got to be much more subtle
söyle 2270
şöyle 191
söyledim 318
söyledi 132
söyledin 99
söylemiştim 315
söylemiştin 61
söyleme 186
söyle bana 1105
söylemeyeceğim 91
şöyle 191
söyledim 318
söyledi 132
söyledin 99
söylemiştim 315
söylemiştin 61
söyleme 186
söyle bana 1105
söylemeyeceğim 91
söylemem 123
söyleyeceğim 241
söylemedim 113
söylesene 1323
söylemek istediğim 130
söylemedin 49
söylerim 244
söyleyeyim 186
söylemeyecek misin 32
söyle ona 443
söyleyeceğim 241
söylemedim 113
söylesene 1323
söylemek istediğim 130
söylemedin 49
söylerim 244
söyleyeyim 186
söylemeyecek misin 32
söyle ona 443
söylediğim gibi 241
söylediler 23
söylemem gerek 33
söyleyin bana 123
söyle bakalım 455
söylemedi 153
söyledin mi 33
söyleyemem 305
söylemedim mi 39
söyleyeyim mi 49
söylediler 23
söylemem gerek 33
söyleyin bana 123
söyle bakalım 455
söylemedi 153
söyledin mi 33
söyleyemem 305
söylemedim mi 39
söyleyeyim mi 49