Sığ перевод на английский
331,834 параллельный перевод
Orası sığınaktan bozma, esasında girilmezdir.
It's a converted asylum, it's basically impenetrable.
Sadece çok hayal kırıklığı yaratıyor.
It's just so disappointing.
Eski kocam, Tanıdığım adam Saplantılı olarak rekabet olarak gördüğü insanları takip ediyor.
My ex-husband, man I was dating, he's obsessively going after people he sees as competition.
Sana burada kahramanlığın işe yaramadığını söylemiştim.
I told you, there's no upside to being a hero in here.
Ve yeni doğan çocuğunun gözlerine baktığında beynin sana oyunlar oynamaya başladı.
And you looked into your newborn child's eyes, and... That's when your mind started playing tricks on you.
Dün gece aldığı yaraya bakarsak ciddi acı çekiyor olmalı.
Based on the unsub's injuries at last night's crime scene, he would be in immense pain.
Uyanıkken işlediği cinayetin sağlayamadığı rahatlamayı arıyor.
He's looking for some kind of a release when he kills while he's awake that he's not getting.
Uyanıkken öfkesini bastırmak için kullandığı kontrol sistemi uyurken kapanıyor.
All of the control he uses to tamp down his rage when he's awake turns off once he falls asleep.
Şüpheli ormanda öldürdüklerini saklamakta çok dikkatliydi, ama Paul'ün evinde uyandığında...
The unsub's been so careful to hide his kills in the woods, but when he woke up at Paul's house...
Anladığım kadarıyla kızınızdı.
It's your daughter, I take it?
Canavarların bilimsel karşılığı nedir?
Umm, what's the scientific name for ogre? Ogre...
- Lütfen S'in bunu yapmadığını söyle.
- Please tell me S didn't. - Didn't what?
Herkes onun bir ayı olmadığını biliyor.
Salvador, everyone knows it's not a bear.
Buradaki adam ile oradaki adamın aynı olup olmadığını anlamaya çalışıyoruz.
We're trying to figure out if this man here is the same one as this man here.
Tamam, yani Cosima'nın kod ismi "güneş balığı".
Okay, so Cosima's codename is Sunfish.
Köpekbalığı demek, güzel.
Shark, that's good.
- Benim en derin pişmanlığım.
He's my deepest regret.
Benim Lisa Glynn, 415K98 veya... Cosima Niehaus, 324B21 olmadığımı... Rachel Duncan olduğumu böyle anlarsınız.
That's how you can tell that I'm Rachel Duncan and not Lisa Glynn, 415K98, or Cosima Niehaus, 324B21.
Susan bana bir sırt kemiği olmadığını gösterdi... ama sen...
Susan has shown me she doesn't have the backbone, but you...
Sentetik DNA'daki hastalığı tedavi etmek için bir kullanım kılavuzu yok.
There's no manual for treating disease in synthetic DNA.
Yardım etmek için burada olmadığı için üzgünüm. Ama bana bir boşalma sıvısı vermen gerek.
Well, I'm sorry she's not here to help, but I need you to give me an ejaculate sample.
Hayır, Sarah, bunu bilmeni istiyorum, S'in yaptığı...
No, Sarah, I want you to know that what S did,
Yaptığından emin olmak için eski bir arkadaş burda.
Here's an old friend to make sure you do.
Günışığı Hit Listesi.
Sunshine Super-Hits.
- Onun ışığı.
- His light.
Ben ışığım.
I am the light.
Çalıştığımız yerdi burası.
That's where we used to work.
- yanlış yaptığım için beni azarlayacaksın.
- lambast me for doing it wrong? - No!
O kadar korumalı ki bu yaptığımız eğlenceli bile değil.
I mean, he's so protected, it's not even funny.
Kardeşini ara, ortada bir... sorun olmadığından emin ol.
Look out for your brother, make sure there's no trouble.
Londra, Paris ve LA'de mekanları var ki kendimi sattığıma eminim.
He's got spaces in London, Paris and L.A., and I'm quite sure I oversold myself.
Kardeşinin bu gece için ne kadar çok çalıştığını biliyor musun?
Do you have any idea how hard your brother's been working
Babacığın kim?
Who's your daddy?
Tamam, haklısın. 6 ay önce yolda karşılaştığım kişiyi tanımıyorum.
I guess I don't know who I saw on the street six months ago.
Yer göstericiye damadın kuzeni Chester olduğumu, Poughkeepsie'den geldiğimi ve orada yazın kereste fabrikasında çalıştığımı söyledim.
I told the usher that I was the groom's cousin Chester, and that I'd just driven in from Poughkeepsie, where I have a summer job working in a timber mill.
Riley'i seninle evlenmesi için ikna etmeye çalışırım ama karşılığında bir isteğim var.
I will help you convince Riley to marry you, but I want something in return.
Bence George ile evlenmiş olsaydınız şimdi yalnız kalmış bir dul olurdunuz. Ucuz atlattığınız için şanslı sayılırsınız.
Well, I just think, if... if you'd married George, you would've been a lonely widow, so... you're really lucky you dodged that bullet.
Sen ve Agnes benim geleceğimsiniz ve umursadığım da bu.
You and Agnes are my future, and that's what I care about.
Bir kırmızı çizgi olduğunu anlıyorum, Ajan Ressler, ve onun bunu aştığını düşünüyorsun ama katılmıyorum.
I understand there's a line, agent Ressler, and that you think he's crossed it, but I disagree.
- 5 yıl önce işten çıkarıldığından beri belli bir adresi yok. Ama Fredericksburg, Virginia'da bir deposu varmış.
- No fixed address since his discharge five years ago, but he does own a storage unit in Fredericksburg, Virginia.
Stone'ın elemanlarından Charles Murphy'nin kaldığı güvenli evi bulduk.
We found a pop-up safe house used by one of Stone's operatives, Charles Murphy.
S. Sarantos ile tanıştığımda, Kıbrıslı rum çetelere silah gönderiyordu.
I first met Stratos Sarantos when he was running guns to Cypriot resistance fighters in 1987.
Annem, sürücü belgesinin yaralanma ve baş ağrısına davetiyeden başka bir şey olmadığını söylerdi.
I'm telling you, my mother used to say, "a driver's license is nothing " but an invitation to injury and heartache. "
Yaptığı onca güzel şeyden sonra, Justin'e çok kötü şeyler söylediler.
They said the most horrible things about Justin, after all the good work he's done.
Tamam, Isabella Stone'nun ve sıradaki hedefi olduğuna inandığımız,
Where are we on the case?
Tutuklandığında hemen onunla konuşmam lazım.
I need to speak with her the moment she's detained.
Çünkü kaynaklarım Reddington'ın senin kuruluşuna milyonlarca bağış yaptığından oldukça eminler.
Because my source was quite certain that Reddington has donated millions to your foundation.
Justin henüz bacaklarının işlevini kaybetmemişti. yine de o zaman bile eninde sonunda hareketini kısıtlayacak ALS hastalığını erken semptomlarını gösteriyordu.
Justin hadn't yet lost the use of his limbs, although even then, he was showing early signs of the ALS that would eventually claim his mobility.
Geçmişini karıştırmak için bir sebebimiz olmadığını düşünüyorum.
I don't think that there's any reason for us to look into your past.
- Tabii, horladığını duymadılarsa hoca her "vajina" dediğinde kıkırdadığını duymuşlardır.
See? This is why I'm practicing. ♪ It's amazing how the unexpected ♪
Çünkü kusurlarımla barışığım. Çocuklar, hayat güven ve cesaret demektir.
So, Benji, I was thinking.