Tabiı перевод на английский
48,128 параллельный перевод
Tabi ki.
Of course.
Evet tabi.
Yeah, sure.
Tabi, coşkulu olduğu takdirde.
Sure, as long as it's a rave.
Tabi lan.
Hell yeah.
- Tabi, olur.
- Sure, yeah.
Tabi.
Sure.
- Tabi ki hayır.
- Hell no.
Tabi ki değil.
Of course not.
Verdiniz tabi.
You sure did.
Ben kirmiyorum tabi ki.
Except I don't break her heart.
Blues olmayacak ama istersen tabi ki asagi inebilirsin.
Well, it's not gonna be blues music, but you're more than welcome to come down.
Tabi ki.
Sure.
- Tabi, pedofiliysen eğer.
If you're a pedophile.
Tabi, kesin budur sebebi.
Oh, yeah, that's the reason.
- Tabi, olur.
- Yeah, sure.
Tabi ki ne ile alakalı olduğunu biliyor.
Yeah, he'll know what it's regarding.
Tabi ki, her kademe sonrası yeniden analiz etmek isterim.
Of course, I'd want to reanalyze her after each regimen.
Bir bardak su kullandığımız oluyor tabi isterlerse.
Well, maybe a glass of water now and then, if they ask.
Tabi ki daha kötüsünü yapardınız...
Oh, I-I know you would do a hell of a lot worse...
Eğer sen de dik dik ona bakmazsan, tabi ki bilecek.
He'll definitely know if we don't stare back.
Tabi programında yer varsa.
I mean, if you have time in your schedule.
Tabi...
Yep.
Tabi bildiğiniz gibi herifler benim yemeklere benziyor.
But, you know, the guys like my cooking.
Tabi Donna orda yaşlı kadınlar kalsın istiyor.
It's just that Donna wants an old lady in there.
Tabi, günah çıkarma penceresi var orda o iyi bir insan olmayı denediğinde.
Yeah, there's a one-hour window in there when he's trying to be a better person.
- Tabi...
- Yeah.
Tabi sevdim.O muhteşem.
Of course I was. He's awesome.
Haklıyım tabi.
You're damn right I'm right.
- Tabi, nerden anladın?
- Yeah, how would you know?
Tabi, ne demek.
Yeah, yeah, of course.
Tabi.
Sure, okay.
- Evet. Tabi!
- Yes.
Tabi, bırak uzasın.
Sure. Yep, let it grow.
Sahne korkusundan bayılmazsa tabi.
Mm, if she didn't faint from stage fright first.
Oh... tabi.
Oh... sure.
Tabi, doğru.
Yeah, right.
- Tabi.
Yeah.
Tabi, yapabileceğimiz ne varsa yapmalıyız.
Yeah, we need as many as we can.
Tabi tabi.
Okay, you don't.
Tabi, seni gruptan şutlamaktan bahseden bir arkadaş.
Yeah, well, your friend has been talking about kicking you out of the band.
Tabi, kesin kullanırsın.
Yeah, you would.
- Tabi ki evet.
- Hell yes.
Tabi ki dönebiliriz.
Of course we can.
- Evet, tabi.
- Yeah, yeah.
Adını aldığı yer, Julius Caesar'ın Roma'yı istila etmek için geçtiği İtalya'daki efsane nehir. Bunu geçtiğiniz anda geri dönmek yok. Tabi geçebilirseniz.
Just like its namesake, the legendary river in Italy that Julius Caesar crossed to invade Rome, the moment you cross this, there's no turning back... if you can make it.
Bir araç kaybetmiştik zaten. Bir araç daha giderse,... sıradaki en büyük engel Cadillac Tepesi olacak. Ama önce Tanner bir şeyleri bozmazsa tabi.
- We already lost one vehicle, and if another one goes down, it'll be at the next major obstacle, Cadillac Hill... unless Tanner breaks something first.
Eğer buna inanıyorsan tabi.
If that's what you believe.
Tabi ki de hayır.
- Are you seeing him? - No, of course not.
... Tabi ya. soruyu yanıtlayamazsın.
You can't answer the question.
Evet, tabi.
Yeah, sure.
Tabi bu lanet arabayı çalıştırabilirsem.
If I can get this goddamn car started.
tabii 9702
tabiî 81
tabii ki 3786
tabiî ki 109
tabii ki evet 16
tabii ki hayır 476
tabii ki seviyorum 29
tabii ki öyle 97
tabii ki var 74
tabii ki istiyorum 19
tabiî 81
tabii ki 3786
tabiî ki 109
tabii ki evet 16
tabii ki hayır 476
tabii ki seviyorum 29
tabii ki öyle 97
tabii ki var 74
tabii ki istiyorum 19
tabii ki de 45
tabii ki benim 18
tabii eminim 16
tabii efendim 146
tabii ki olmaz 20
tabii ki biliyorum 29
tabii ki yok 71
tabii ki eminim 28
tabii ya 578
tabiiki 57
tabii ki benim 18
tabii eminim 16
tabii efendim 146
tabii ki olmaz 20
tabii ki biliyorum 29
tabii ki yok 71
tabii ki eminim 28
tabii ya 578
tabiiki 57