Umu перевод на английский
437 параллельный перевод
En azından 1.000 Pound'umu aldı.
She's only robbed us of ³ ³ 1,000.
Pierrot'umu arıyorum.
Grandpa, it's my Pierrot
Benim küçük Wilbur'umu kodese tıkamazlar.
They can't put my little Wilbur in jail.
- Napolyon'umu lütfediyorsun ha?
- You favor my Napoléon, huh?
Claude'umu son gören oydu.
She was one of the last to see my Claude alive.
Sıradan görünüşlüyüm 30'umu geçtim, eğlenceli değilim.
I'm ordinary-Iooking... I'm over 30, I'm not amusing.
Rockefeller'ı ödünç aldığı Rolls Royce'umu göndermesi için çağırtmıştım.
- Do not. Rockefeller called to borrow a Rolls Royce.
900'den yüzde 10'umu alıp Prouty'ye verdim.
I give Prouty 900, less 10 percent.
Fakat oy'umu kullanmalıyım.
But I've got to vote.
Özür dilerim, Yüzbaşı ; fakat oy'umu kullanmalıyım.
Excuse me, Captain, but I've got to vote.
Oy'umu kullanma hakkımdan mahrum bırakmaya mı çalışıyorsunuz?
What are you doing, trying to deprive me of my right to vote?
Oy'umu kullanayım, sonra konuşuruz.
I will vote and then we will talk.
Oy'umu kullanmamı engelliyemezsiniz.
You have no right to prevent me from voting.
Bana 100 mon'umu ver.
Give me my 100 mon.
- Haydut umu?
- The bandit?
Ford'umu kaça sayacaksınız peki?
How much you give me in trade for my Ford?
Yanlış yaptın, Mac. Eğer yüzde 10'umu yarın öğlene kadar alamazsam, bütün Hobsonville sahte para işini öğrenir.
If I don't have my ten per cent by noon tomorrow, all Hobsonville will hear about the counterfeit money. "
Senin çaldıklarını Hobsonville'lilere iade ettiğimde yüzde 10'umu verecekler.
The people of Hobsonville will give me ten per cent when I give them back what you've stolen.
Öğrenmem gereken ilk şey Cabernet Sauvignon'umu nasıl tutacağım.
First thing I got to learn is how to hold my Cabernet Sauvignon.
Yarın, beni ve Hyperion'umu tüm dünya öğrenecek.
Tomorrow, the whole world will know of me and my Hyperion.
Saint-Christophe'umu buldum.
St. Christopher.
Viktor'u öldürdüler, şimdi de Klaus'umu öldürecekler.
They killed Viktor and now they're going to kill my Klaus.
Kimse Cennet'te şarkı söyleyemez artık kimse Faust'umu söyleyemez.
No one will sing in this Paradise again, no one will sing my Faust.
Tom'umu öldürdün, seni zenci kafir!
You killed my Tom, you black heathen!
Rolls-Royce'umu istiyorum!
I Want my Rolls-Royce!
Rolls'umu öldürdüler!
They killed my Rolls!
Örneğin, İngiltere'nin Kraliyet Canavarını, benim sevgili III. George'umu alın.
For instance, take the Royal Beast of England, my beloved George III.
Dinle Stingo. Ben 30 umu aştım, biliyorsun.
Listen, Stingo, I'm beyond 30 years now, you know.
- Rolls Royce'umu çektiler.
- My Rolls got towed away.
- Benim Raymond'umu öldürmek istiyor.
- It tried to kill my Raymond!
1.80 boyundaydı. Raymond'umu yemek istedi.
It was 6 feet tall and he tried to eat my Raymond!
Benim Raymond'umu öldürmek istiyordu.
It tried to kill my Raymond!
Seni yapmak, benim deli oldu? umu sanm? yorum.
You dont think I'm crazy, do you.
İçerideki pislik 15 pound'umu yürüttü.
That fucker in there ripped me off for 50 quid.
O üç yeni yetme Technodrome'umu delik deşik edip kaçtı.
those 3 youths just blasted their way right out of my technodrome.
Konservatuardaki bursumu, Stradivarius'umu.
My scholarship at the conservatoire, my Strad.
Geri dönmezsem Porsche'umu alabilirsin.
If I don't come back, you can have my Porsche.
Ama benim İspanyol'umu da yendiğine göre antrenmanlı olmalısın ki antrenmanda, insanın ölümlü olduğunu öğrenmiş olmalısın. Yani, zehri olabildiğince kendinden uzaklaştırmışsındır.
But you've also bested my Spaniard, which means you must've studied, and in studying, you must have learned that man is mortal, so you would've put the poison as far from yourself as possible,
Bir ay içinde 30'umu deviriyorum ve yalnızca delik bir ayakkabım var.
I'm 30 in a month, and I've got a sole flapping off my shoe.
Bayan Howe sevimli olduðumu söyledi.
Miss Howe said I was cute.
Ben de diðerlerine çok yorgun olduðumu ofisimde biraz uzanacaðýmý söyleyeceðim. - Tamam.
and I'll tell the others I'm really beat and I have to go in and take a nap in my office.
Neden aynı paraya, benim eski Dodge'umu almıyorsun?
Why, for the same amount of money, you could have my old Dodge.
- Nikon'umu unuttum.
I forgot my Nikon!
Peg benim yüce Ferguson'umu alıp üzerine pembe tüylü bir şey koymuşsun.
Peg, you took my once mighty Ferguson and you put a little pink, fuzzy thing on it.
Sen benim 180 bin dolarlık Rollys-Royce'umu mu sürmek istiyorsun?
You drive my $ 180,000 Rolls-Royce?
Sizinkiler dışarıda kamyonlarıyla arabamın önünü kapatıyor.Rolls Royce'umu.
Youse bozos outside got their trucks blocking'my car in. My Rolls Royce.
Hey! "İyi ve Çok" umu kim yedi?
Hey! Who ate my Good Plenty?
Yüzde 10'umu ne zaman alacağım?
When will I get my 10 %?
- Dr. Wilbur'umu bulacağım.
PURSE.
Raymond'umu parçalamak istedi.
Attacked my daughter!
- Hayır, Blaupunkt'umu çaldılar.
Can we have some music, dad?
umurumda değil 1240
umut 54
umursamıyorum 41
umutsuz 63
umurunda değil mi 20
umutsuz vaka 25
umuyorum 37
umudunu yitirme 16
umurunda değil 37
umursuyorum 18
umut 54
umursamıyorum 41
umutsuz 63
umurunda değil mi 20
umutsuz vaka 25
umuyorum 37
umudunu yitirme 16
umurunda değil 37
umursuyorum 18