Ya bak перевод на английский
7,717 параллельный перевод
- Amerika'ya bakın.
Try the Americas.
Hayır, hayır, ben sadece Bayan Perenna'ya bakıyordum.
I was just looking for Miss Perenna.
Sivri taraf aşağıya bakıyormuş. Biliyordum!
- Pointy end goes down,
- Roger, kapıya bak.
Yes, yes. Roger, get that!
Manitoba'lıya bak sen!
Fucking Manitoba.
Muhtemelen şimdi aşağıya bakıp melek tozu kusuyordur.
She's probably looking down right now just... vomiting angel dust.
Gördüğümüze göre, en azından bu ülkede Joe'ya bakınca genellikle teknik açıdan aşağıda yumruklarıyla tokatlayan, vurması çok da zor olmayan bir adam gördük.
From what we had seen, at least in this country, with Joe, we saw a fighter who was often technically inferior, slapped with his punches, was not the hardest guy to hit.
Şu yakışıklıya bak hele.
That's a good-looking boy right there.
Kokuya bak ya!
Oh, dear, oh, dear.
Bak, Bak senden oraya vardığımızda... doktor, hastane ya da benzeri şeylerden bahsetmemeni istiyorum.
Look, I just know when we get there you don't talk about doctors, or clinics, or anything like that.
Bakın, eğer yukarıya ulaşmayı hak eden biri varsa, o da Deke'dir.
Look, if... if anyone deserves to be up there, it's Deke.
Şu an bakıyorum ya.
I'm looking at you now.
Şu haline bak.
Look at ya.
Bakın, Bayan Blenkensop, kahvaltıya misafir bekliyorum.
Look, Mrs Blenkensop... I'm expecting a guest for breakfast.
Kendi işime bakıp arabamı kullanırken beni solladınız ve Tanrı biliyor ya o kadar hızlıydınız ki beni yoldan çıkardınız.
I was driving along, minding my own business, when you overtook me - going God knows how fast - and you ran me off the road.
Bak buradan Ipsala'ya kadar tüm polislere rüşvet verdik.
Look... we've paid every cop from here to Ipsalia.
Tamam, bak. Kavga etmek yerine loş bir ortam yaratarak soyunup çocuk yapsak ya?
Okay, l-look, instead of fighting, why don't we dim the lights, um, get naked and make a baby?
Bak, eğer başın dertteyse ya da paraya ihtiyacın varsa...
Look, man, if you're in trouble, or you need money...
Bitliymişim gibi bakıyorsun ya bana.
Ugh! Oh, you're looking at me like I have cooties.
Oha ya, bakın kim gelmiş.
Oh, God, look who it is.
Colima'ya bile gelmek istememiştim, ama bak, geldim, değil mi?
I didn't want to come to Colima. But I did, didn't I?
Savaşçı Rollo'ya da bakın hele.
So much for Rollo, the warrior.
- Hadi ya, üzüldüm bak.
- No way. A pity.
- Şu dolandırıcıya bir bakın
- Look at that swindler.
Şuna bak ya.
God, but, look.
- Bak, seni emredildiği gibi Ek Bina'ya götüreceğim.
- Look, I'm taking you to the Annex, as ordered.
Şu haline bir bak, daha hazır değilsin.
Look at ya.
Bak, Ilaria'ya katılman bebeğin ve senin için en önemli şey, tamam mı?
Look, joining us at Ilaria's in the best interest for you and the baby, okay?
Telefon kayıtlarına bakılırsa şu Zehir denen adam bugün Bogotá'ya gideceğini söylemiş.
According to CNP wiretaps, the sicario "Poison" was recorded saying he was driving to Bogotá this afternoon.
Tokatlayamadın çünkü gözlerin Hector'a ve şehvetli bakıcıya mıhlanmıştı.
Well, you didn't because your eyes are glued on Hector and the salacious babysitter.
Mor bir ispinoza, saatine ya da Jamie'nin gözlerine bakıyor olabilirdin.
You could have been looking at a... A purple finch or your watch or into the eyes of this Jamie person.
Truffaut'yu bir bakıma evlat edinip onu Cahiers du Cinema ya getiren meşhur film eleştirmeni Andre Bazin, o babalardan biriydi.
( INAUDIBLE ) He found the great film critic Andre'Bazin, who virtually adopted Truffaut and brought him to Gamers du Unéma.
Bazen bir şeyi iletmek için bir bakışa ihtiyaç duyarsınız ya da bir şeye bakıp tepki vermeniz beklenir.
HITCHCOCK : Sometimes you need a look to convey something. ( WOMAN SPEAKING FRENCH )... or to look at something and react.
- Şuna bak ya!
- Check this out!
Beni yarın ya da ne zaman isterseniz arayın, ve gelip evime bakın.
Call me tomorrow or whenever you want, and you come to see my house.
Serrano'ya mı bakıyorsun?
You looking at serrano?
Bak, müşterinin önünde dilenci gibi duramam. Düşündüğümü açıkça söylemek istiyorum. Bununla bir sorunun varsa, seve seve katılmam bu toplantıya.
Look.. | can't stand like a beggar in front of the client I like to speak my mind if you've issues with that then I am happy to not attend this meeting..
Sabah telefonu aldığımda, bugün Kolkata'ya ulaşman gerekiyor gibiydi. Ama ailenin gidişatına bakılırsa sanki pikniğe gidiyoruz. Bırak 48 saati, 72 saatte bile Kolkata'ya varamayız.
In the morning when I got the call, it seemed you needed to reach Kolkata today itself but the way family is going now as if out for a picnic... forget 48, we'll not reach Kolkata even in 72 hours.
Dün akşam seni gördüm, Piku'ya mı bakıyordun?
Last night I saw you seeing Piku...
- Şu işe bak. Var ya?
- Oh, gosh, you know what?
Hiç birine bakıp "Gerçekten mi ya?" falan olmadın mı?
Didn't you look at some of the guys, and be like, "Really?"
Bak, küçükken üstüne çok geldiğimi biliyorum, ama hadi ya.
Look, I know I was tough on you when you were a kid, but come on.
Bu ve giyinme şekillerine bakılırsa.. ... ya evsizler yada avare tipler.
That and and the way they were dressed leads me to believe that they were either homeless or drifters.
İngiliz ordusundaki helikopter filolarının resimlerine bakıyorum ve bütün gördüğüm beyaz, çilli yüzler yaşa Harry, Henry ya da adamların ismi her neyse işte.
Y'know I look at pictures of helicopter squadrons in the And I see all these white, freckled, hooray Harry...
Depodaki bakım görevlisi saldırıya uğramış ve şuursuz hâlde terk edilmiş.
Maintenance man in the warehouse assaulted and left unconscious.
Bak seni bu evin dışında görürsem öldürürüm.
You know... I see you outside of this house... and I'll kill ya.
Bak... -... şu var ya şu... - Dur, tamam.
You see, that guy... over there...
İşe bak ya!
Bloody hell!
Git dalgana bak. Kuşları zihninle kontrol etmeye falan çalış. Ya da internette milleti Michael Jackson'ın hayaletiymişsin gibi trolle falan.
Go do something fun like trying to control birds with your mind or posting internet comments as Michael Jackson's ghost.
Bu yüzden yedek alyansıma gözüm gibi bakıyorum, bir kaybetsem var ya... Ben en iyisi yemek söyleyeyim.
That's why I've got to be extra careful with this replacement ring, because if I lost- - [ring clinking ] [ laughing]
Aşağıya bir bak.
Look down.
ya bakın 20
bakın 5588
bakin 38
baker 135
bakalım 1238
bakersfield 28
bakar mısınız 174
bakıyorum 163
bakire 33
bakarım 81
bakın 5588
bakin 38
baker 135
bakalım 1238
bakersfield 28
bakar mısınız 174
bakıyorum 163
bakire 33
bakarım 81
bakma 203
baktım 85
bak sen 266
bakire misin 19
baksana 1623
bakarız 131
bakacağım 88
bakan 73
bak ne diyeceğim 537
bakar mısın 103
baktım 85
bak sen 266
bakire misin 19
baksana 1623
bakarız 131
bakacağım 88
bakan 73
bak ne diyeceğim 537
bakar mısın 103
bakalım neler olacak 16
bakmadım 27
bak ne buldum 97
bakın kim gelmiş 88
bakalım ne olacak 31
bak baba 73
bakayım 533
bakmak yok 20
bakire meryem 30
bakın şimdi 40
bakmadım 27
bak ne buldum 97
bakın kim gelmiş 88
bakalım ne olacak 31
bak baba 73
bakayım 533
bakmak yok 20
bakire meryem 30
bakın şimdi 40