Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / турецкий → английский / [ Y ] / Yani ben

Yani ben перевод на английский

12,079 параллельный перевод
Yani ben, çok...
I mean, she looks so...
Yani ben...
Well, I don't...
- Yani ben.
That would be me.
Yani ben de burada bir kurbanım... doğru mu?
So, I am a victim here as well... right?
Yalnız mıyım yani ben?
You say I'm lonely?
- Yani ben buralı mıyım?
- You mean I'm from here?
Yani ben...
So I... I...
- Yani ben...
So, I'm not...
Elbette, hepsi Svahili senin için, Ancak, laymen açısından, Yani ben oturuyorum
Sure, all that's Swahili to you, but, in laymen's terms, it means that I am sitting on the lightest grade of crude oil the world has ever seen.
Yani ben sana ne diye seslenebilirim?
So what do I call you?
Gündelik iş kıyafeti. Yani ben böyle isimlendiriyorum.
Uh, casual work wear, that's what i call it anyway.
Yani ben öyle sandım.
Or so I thought.
Yani ben de aynı şeyleri hissediyorum.
I mean... I feel it, too.
Yani ben de cennete gittiğimde...
So, when I get to heaven...
Ama bir gün anlayacaksın ki aşk bazen yetmiyor. Yani ben hala seviyorum onu.
I mean, I still love her.
Yani ben Yahudi miyim? Yani, evet siz... Açık açık söyleyin!
Squared okay.
Yani Clara iyi ki de evet demeye fırsat bulamadı. Çünkü ben plan yapma konusunda yeteneksizim. Onu geçindirmekte de yeteneksizim.
So it's lucky Clara didn't get a chance to say yes because I'm incapable of making a plan, incapable of supporting her.
'Ben... yani... kazmak!
If I can't impress my friends, there's no way I'm gonna... Be impressing the food network, so... dig in!
Yani bize bu kadar borçlusun çünkü programını izleyen tek kişi ben değilim.
So that's what you owe us.'Cause I'm not the only one watching your show.
Yani tabii ki öyleydim. Tabii ki ben de ona söyledim.
I mean, of course I was, so of course I told her so.
Ben de buraya getirdim. Yani evime.
I brought you back here to my house.
Yani, ben de katılabilirim.
So, I might as well join.
Yani gerçek ; ben ne yazmayı seçersem odur.
So, the truth is whatever I choose to write.
Ben ağa bağlıydım, Yani, onları gördüm, evet.
I'm connected to the network, So, I see them, yes.
Yani, bir bilgisayara dokunmuşsanız son beş yılda ben, ne zaman, nerede olduğunu bilmem gerek ve neden.
So, if you've touched a computer in the last five years i need to know when, where, and why.
Yani pek çok yerimi kokladı, ben de onun pek çok yerini kokladım.
I mean, he has smelled many of my parts, and I have smelled many of his parts.
Yani... ♪ Ben çıkmak istiyorum çok sıkışıp kaldım
That is... ♪ I'm so stuck I want to get out
Gurur duyuyorum kız kardeşimle Alyansı taktı eline Eric, artık kayınbiraderimsin Yani artık ben de zenci sayılırım Bir saniye.
I'm proud of m y little sister proud that she got a wedding ring and a necklace, Eric you're my brother now so that means I'm kinda black oh, wait.
Doktora gitmesi gerek. Ama ben yetişkin değilim. Yani senin yapman gerekiyor.
She needs to go to a doctor, but I'm not grown-up and I'm not her parent so you gotta do it, or you can do this.
Ben her zaman... bilirsin yani.
I always am, you know that.
Yani, Ben seninleyim, O spor salonuna sürünmek hatırasını onurlandırır mı, Tabuta bak, ve hissetmediğin şükranlarını sun.
So, I'm with you, would it really honor his memory, to crawl into that gym, face that casket, and give a thanks that you don't feel.
ben teslim mi ediyorsun yani?
So you're handing me over?
Yani hastane veya başka bir yerde ölen birinin elini tutarken çekmek için kamerasını açtı, ben de kendi kameramı açıp "Hiç beklenmeyecek" biriyle seks yapaken çekecektim.
So, he set off with his camera to be with somebody when they died in the hospital or something, and then I set off with mine to have sex with someone - "most unexpected."
Ben de sihirle uğraştım. Ama senin aksine ben gelişerek gerçek sihre ulaştım. Yani bilime.
But, uh, unlike you, I was able to transition upward towards actual magic.
Yani şimdi ben "gece kuşu" denen birisiyim.
So, I am what is called a "night owl" right now.
Ben, yani biz, dün Mısır'da olanları... öğrenmek için geldik, mümkünse tabii.
I was, we were hoping that you would... tell us about what happened yesterday in Egypt.
Yani, ben burada olmak istemiyorum.
So you don't want to be here.
Ben metotlu bir aktörüm, yani değiştirilmem gerek.
I'm a method actor, so I will need to be changed.
Eğer onlar aramazsa, ben ararım, Onlar ararsa daha iyi olur Yani stratejimize sadık kalırız, değil mi?
If they don't call you, I will, and it's better if they do so, we stick to the strategy, yes?
Ben gerçekten bir şey söyleyemedim Çünkü ben hiç üniversiteye gitmemiştim, yani...
I can't really say anything'cause I didn't even go to college, so...
Yoksa ben olmak isterim yani.
Because I would love to be your special friend.
Ben... onlar, uh... i... Kesilmiş tavuk, yani satın alabiliyorsun... Zaten ölü.
I... they, uh... i... it's a rotisserie chicken, so you buy it on... it's already dead.
Evet, ben... ben... yani...
Yeah, I... I... I mean...
Yani, ben, ben... ben... ben...
So, uh, I... I... I...
- Ben yetimim, yani...
- Well, I'm an orphan, so...
Yani, ben hala bu şeyleri çok merak ediyorum.
So, I'm still pretty curious about these things.
Evet, ben, yani, ben de gördüm.
Yeah, I, uh, I mean, I saw it as well.
Yani başında beri tek saf ben miydim?
So I'm the only dickhead once again.
Ben işim bitince konuşmayı severim. Köpek miyiz yani?
_
Yani, benimle birlikte, ben bir gurmeyim.
See, like, with me, I'm a foodie.
Yani, ya ben içeri girer ateş etmeye başlarım ya da ilk sen girersin ve ölü sayısını 1'e indirmeme yardım edersin.
So, I either go in and start shooting, or you go in first and help me help the death toll to one.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]