Etrafa bak перевод на английский
1,229 параллельный перевод
Sadece etrafa bakıyordum.
Just... taking the tour.
etrafa bakın!
Go check the corridor.
etrafa bakınmayı kes!
Don't look for it anymore.
Etrafa bakınırken bir düşün, tamam mı?
You think about that while you look, okay?
Sadece etrafa bakıp, eşyaları kontrol ediyordum.
I'm just looking around, checking things out.
Gönüllü olarak etrafa bakınmaya başlaman... ne?
You might be willing to start looking for a...
Etrafa bakınıyordum. Bu resimde kaç yaşındasın?
OH, I'M JUST, UH, LOOKING AT ALL THIS STUFF.
Etrafa bak. Üç tahmin hakkın var.
Look around, I'll give you three guesses.
Etrafa bak.
Look around.
Sessizce arka kapıdan girip, şöyle bir etrafa bakıyordum. Size iyi bir gösteri yapabilmek için havaya girmek istiyorum.
And I slip through the back door... and I'm kind of poking around,'cause I'm a method stripper... and I want to get the right frame of mind so I can give y'all some good stripping.
10 dakika geciktik, ve hala etrafa bakıyor.
We are 10 minutes away, and he's sight-seeing.
Etrafa bakınırken kitaplıkta gördüm... herneyse- - biraz hafiyelik yapayım dedim.
Just looking around on the bookshelf... for whatever- - snooping, basically.
Çatıdan etrafa bakıyorduk.
We were just up on the roof checking out...
- Sadece etrafa bakıyordum.
- Oh, just looking around.
Ben etrafa bakınır ve size yetişirim.
I'll look around and catch up later.
Etrafa bakın.
Go look around.
Etrafa bakınayım.
Let me look around.
Etrafa bakıyorsun, o yüzden
You just keep looking around, that's all
Büyük ihtimalle oturmak ve etrafa bakınmayı tercih edeceklerdir.
They d probably rather sit and stare into thin air. That's okay.
İnsanları farklı bir boyuta geçirmek hoşuma gidiyor. Mesela etrafa bakıyorlar ve sesin nereden geldiğini anlayamıyorlar.
And I enjoy being able to put people in another dimension, so to speak where they look around and they don't know where the voice is coming from, which is the whole point, I guess.
Tamam, şöyle bir etrafa bakınacağım.
OK, I'll look over here.
Onlara gecikeceğini söyle. Sonra kasaba meydanına git, etrafa bak, kaç kişi olduklarını, kimin kiminle ne konuştuğunu öğren. Bunlardan sonra gel ve anlat bize.
Tell them he's going to be late, then go to the main square, take a look around, observe how many there are, who is talking to who and what about, then come back here and tell us everything.
Ne zaman etrafa bakınsam kardeşinle hep dışarlardasınız!
Every time I look around, you and your brother are out somewhere!
İstersen etrafa bak.
Look around.
Ara vermiştim, bir PT Cruiser'a oturmuş etrafa bakıyordum.
I was kind of taking a break, hanging out in a PT Cruiser.
Dün gece etrafa bakınırken benim bileziğimi gördün mü?
When you were looking around last night... did you see my bracelet?
Etrafa bak sadece.
Just look around.
Miranda etrafa bakınırken, yarışmaktan vazgeçtiğini farketti.
As Miranda looked around, she realized the contest was over.
O halde, haydi şu etrafa bakınmayı yapalım.
So let's have that look around.
Etrafa bak, duvar tenisi sahasında değilsin.
this isn't the racquetball court.
Tabii ki de sonra etrafa bakınmaya başladım ve bunu en sevdiği ceketinin cebinde buldum.
Of course, then I started looking all around and I... found this in the pocket of her favorite coat.
Etrafa bak, herhangi bir şey görürsen.
Look around, see ifyou see anything.
Etrafa bak, pencere bile yok.
Look around, there's not even a window.
Sadece öyle bir etrafa bakıyordum.
I was just having a look around.
- Niye etrafa bakınıyorsun?
- Wh... Why you lookin'around?
- Ben bir etrafa bakınacağım.
- I'm gonna go look around.
Tamam Ben etrafa bakınacağım
- Okay. - I'm just gonna go look around.
Sadece etrafa bakıyorum!
- I'm just lookin'around.
Godzilla etrafa bakınıyor.
Godzilla's looking around.
Sara Dacos'un kapısını açtı, ben de içeri girdim. Etrafa bakındım. Ve bir dolapta, bir şapka kutusunun içinde bir Smith Wesson buldum.
It happened to fit the lock on Sara Dacos'door, so, I went in, I had a look around, and in a hatbox in a closet, I found a Smith and Wesson 38.
Ama sonra ofisime gidip etrafa bakındığımda birden, hayatıma veda etmekle yüzyüze geldim.
But then I went into my office, and I looked around. Suddenly, I was faced with having to say goodbye to my life.
Andromeda'nın sensörleriyle etrafa bak Ne görüyorsun?
Reach out with Andromeda's sensors. What do you see?
Her tarafa asılmışlar! Etrafa bir bakın.
- lt's hanging all over.
Fakat size söylemeliyim yaşadığınız sürece etrafa daha fazla bakınıyorsunuz bir şeylerin batmış olduğunun daha çok farkına varıyorsunuz.
But I got to tell you the longer you live, the more you look around, the more you realize something is fucked up.
Bekle biraz etrafa bakıyorum
I'm lookin'around.
Pekâlâ, keşfetmek için etrafa bir bak.
Well, look around, explore.
Biraz doğrulun. Etrafa bakının.
You look around.
Etrafa bir bak.
Man, look at this place, man.
O zaman git etrafa bak biraz.
Then go take a look.
- Etrafa bakın.
- circle around.
Pekala beyler, etrafa iyice bakın.
Gentlemen, take a good look.
bakın 5588
bakin 38
baker 135
bakalım 1238
bakersfield 28
bakar mısınız 174
bakıyorum 163
bakire 33
bakarım 81
bakma 203
bakin 38
baker 135
bakalım 1238
bakersfield 28
bakar mısınız 174
bakıyorum 163
bakire 33
bakarım 81
bakma 203
baktım 85
bakire misin 19
bak sen 266
baksana 1623
bakarız 131
bakan 73
bakacağım 88
bak ne diyeceğim 537
bakar mısın 103
bakalım neler olacak 16
bakire misin 19
bak sen 266
baksana 1623
bakarız 131
bakan 73
bakacağım 88
bak ne diyeceğim 537
bakar mısın 103
bakalım neler olacak 16
bakmadım 27
bak ne buldum 97
bakın kim gelmiş 88
bakalım ne olacak 31
bak baba 73
bakayım 533
bakmak yok 20
bakire meryem 30
bakın şimdi 40
bakın bayan 50
bak ne buldum 97
bakın kim gelmiş 88
bakalım ne olacak 31
bak baba 73
bakayım 533
bakmak yok 20
bakire meryem 30
bakın şimdi 40
bakın bayan 50