Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / турецкий → английский / [ Y ] / Yor

Yor перевод на английский

688,219 параллельный перевод
Ya da gerçek şu ki, Önlerinde kocaman bir hayat var, ve onlar 6 yıl aynı kişi için ağlarken hayat ortaklarını pek de umursamıyor.
Or, like, the fact that they have their entire lives in front of them and don't have to care for their life partners as they cry about the same guy for six years.
Nan, buraya gel başlıyor.
Nan, get in here. It's starting.
Bu işe yaramıyor.
This isn't working.
Ve o sadece, DVD'yi öylece kutuya attı, anlıyor musun?
And he just, like, chucked it in the box, you know?
Belki yaşlanma konusunda sakin kalamıyor olabilirim, tamam mı?
Like, maybe I'm not so chill about getting older, okay?
Anlıyor musun?
Do you understand?
Acıyor...
It hurts...
Dürüst olmak gerekirse, işlerimizi kolaylaştırıyor.
To be honest, he makes our jobs easier.
Akşam yemeğini kaçırmayı umursamıyor musun?
You don't mind missing dinner?
Beni hatırlamıyor musun?
You don't remember me?
Cehennem gibi acıyor.
Hurts like hell.
Ama ne işe yarıyor ki?
But what's the use?
Seninle yalnız kalmak bana eski güzel günleri hatırlatıyor.
Being alone with you reminds me of the good old days.
Blöf yapıyor!
He's bluffing!
Arkası olmayan aptal bir pislik burayı kontrol etmeye mi çalışıyor?
Stupid asshole without any backing tries to control this place?
Müdür, dışarıdakilerle Ik-Ho arasındaki bağlantıyı sağlıyor.
The warden is the messenger between them and lk-ho.
Bu adamı tanıyor musun?
You know this guy?
Demek Bay Jeong, Yu-gon'u tanımıyor?
So Mr. jeong doesn't know yu-gon?
Mahkum kaçıyor!
Man on the loose!
Bir subayı öldürdükten sonra kaçmaya çalışıyor!
He's trying to escape after killing an officer!
Mahkum kaçıyor.
9there's a man on the loose!
Onlara inanıyor musun?
Do you believe in them?
Orada da insanlar yaşıyor...
In there too, people live...
Tüm ensesi kalın çiftlik sahipleri sürekli gelmeye devam eden Mexikalılar'ı alıyor.
There ain't no work. All these fat bastard ranch owners are scooping up the Mexicans that just keep coming and coming.
Endişeleriniz gözlerimi yaşartıyor.
I'm sincerely touched by your concern.
Vicdanın sızlıyor mu?
You feel good about this?
Niles, Pedro'nun adamlarının yaptığına inanıyor.
He believes Pedro sent men to do it.
Bu çatışma kadınlarımıza, çocuklarımıza, hayatımıza karşı yapılıyor.
Tonight, this war continues against us, against our women and children, against our way of life!
Pete McCullough burada ne arıyor?
_
Baban bunu neden yapıyor Pete?
Why is your father doing this, Pete?
Bu işi baban mı yapıyor?
Is your father doing this?
Anlamıyor musun?
Do you understand that?
Atalarım iki yüz yıldır burada yaşıyor.
My family has lived here for two centuries.
Bu toprağı almak için hepinizi kullanıyor.
He's using all of you to get this land.
Hiç aklım almıyor.
That doesn't make any sense.
Kasabadaki her dedektif onu arıyor.
We have every Pinkerton in the state looking for him.
Hayalini kurduğum aileyi... asla sahip olamayacağım aileyi düşünmek... her gün canımı acıtıyor.
Thinking about that family that I dreamed about, that... I'll never get to have, it hurts every day.
Unutmayı denedim, hayatıma devam etmeyi denedim, ama haklısın, her geçen gün acıtıyor.
Tried to forget, I tried to move on with my life, but you're right, it hurts every single day.
Sizi temin ederim ki, yönetimimizdeki son değişikliklere rağmen... Reiden'ın gözetimindeki tüm çocuklar... güvende ve onlara çok iyi bakılıyor.
Now, I'd like to assure you that despite recent changes to our management, all children under Reiden's charge remain safe and well cared for.
Ve ona inanıyor musun?
And you believe her?
Abigail'in yalnız çalıştığını varsaydık... ama çalışmıyor olması mantıklı.
We just assumed that Abigail was working alone, but it makes sense that she wasn't.
Afrikaya gittiğimiz zamanı hatırlıyor musun?
- What? Do you remember when we went to Africa?
Evet, ve eminim ki... bu başkaları için çok etkileyicidir, ama senin nefsi müdafa yaptığını kanıtlamıyor.
Yes, which is all very fascinating to someone, I'm sure, but none of it proves you acted in self-defense.
Yeni melezlerle aynı hormonu taşıyor.
It shares the same hormone as the new hybrids.
Beni çalıyor, çalınıyorum.
He's stealing me! I'm being stolen!
Her şeyi düzgün çalışıyor bırakalım. Stewie :
Just to keep everything running smoothly.
Dora'nın göğsü kabarıyor, Dieogo'nun yüzüne doğru seksi nefesini soluyordu.
"her bosom heaving, " her hot Latina breath on his face.
Bu herif napıyor böyle?
What the hell is he doing?
Şey, açıkçası, yardırmaya çalışıyor.
Uh, apparently, he's trying to sprint. Sprint?
Ama bak, ayrıca bir de var. Arıyor olabileceğimiz şans Kurul onaylı bir tıp doktorunda.
But, look, there's also a chance we could be looking at a board-certified medical doctor.
Anlamıyor musun?
This will be something different.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]