Yâr перевод на английский
52 параллельный перевод
Yârın biri beni Londra'da karşılayacak mı?
Will anyone pick me up in London?
Yârın beni arar mısın?
will phone tomorrow?
- Evet, istesem yârın onunla evlenirim
- Yes, if I wanted I could marry tomorrow.
İstesem, onunla yârın bile evlenirim! "
If I wanted to, it could marry me tomorrow even!
Her şeyi mutfağa taşıyalım, yârın temizlikçi hepsini yıkar.
This! Let us put everything in the kitchen and tomorrow the porteress will wash.
Evet, yârın.
Yes, tomorrow.
Yârın geleceğim.
come tomorrow.
"Yâr dedikleri uzak diyarlara göçmüşse" Linda'ya gelince Kevin'in çiftliğine gidip onu da yanına alması için dil döktü... "Geçmek bilmez saatler..." ... ama bir türlü ikna edemedi.
And as for Linda, she drove upstate to Wampsville and pleaded with Kevin to take her back... but to no avail.
# Su gelir güldür güldür, # Gel de yâr beni güldür.
Water is flowing by Come, and I won't cry
[ŞARKI BAŞLAR] # Bir yâr sevdim, evleri dağlara karşı
In my home town I left my love...
Yâr bana bir eğlence!
I need some amusement!
Sence kocam beni sana yâr edecek mi?
Do you think my husband will make you a present of me?
Yâr...
"O Beloved."
Yâr... yâr...
"O Beloved. O Beloved."
Dediklerine göre o senin yâr'ın mış...
They say she was your life...
Ona iyi davrandım diye Oshin'i suçlarsanız dükkân size yâr olmaz.
If you accused Oshin because I favor her, the shop won't be yours.
Sonra bizden daha az yakışıklı adamlara yâr olup gidiyorlar.
And then they ride off into the sunset with someone..... slightly less handsome than ourselves.
Eğer ben ona sahip olamadıysam başkasına da yâr etmem.
If I can't have him, no woman can.
# Yanıp tutuşuyorum yâr #
Stay tuned for updates. Ooh baby, I'm hot just like an oven
Kim olacak onun yârı peki?
♪ And who will be her lover?
Bir saat içinde sesin çıkmazsa, başkasına yâr olur.
If I don't hear from you within the hour, it's gone.
Ona âşıktım ben. Doğru, onu başkasına yâr etmeyecek kadar seviyordun.
Yeah, you loved her enough to make sure nobody else could have her.
Bu ayaklar sana yâr olmayacak.
You don't get these feet.
Bayan McMartin'in güzel, gıcır göğüsleri var ama bana yâr olmuyor göğüsler.
Ms. McMartin has beautiful new boobs, but I don't get the boobs.
Bolton'a yâr oluyor.
Bolton gets the boobs.
Ama hayatımda sen yokken diğerlerine dönmek zorunda kaldım. Bu da ne yazık ki artık benden sana yâr olmaz demek oluyor.
But without you in my life, I had to turn to others, which means, sadly,
Eğer bu kendini beğenmiş zengin züppeye burayı yâr edersem... Postacısını seven kör çocukla ilgili saçma sapan bir habermişim gibi kesip attılar beni. Haber 4 hava durumu uyarısı.
And I'll be damned if this hotsy-totsy rich mother- - [announcer] This is a News-4 weather alert.
İçini çeker yâr
Lover that sighs
yarı 43
yardım 237
yarın 1367
yardımcı 24
yara 23
yardım edin 2172
yardim edin 16
yarısı 37
yargıç 383
yarım 17
yardım 237
yarın 1367
yardımcı 24
yara 23
yardım edin 2172
yardim edin 16
yarısı 37
yargıç 383
yarım 17
yardım et 1629
yardımcı olabilir miyim 707
yardımına ihtiyacım var 284
yarın görüşürüz 752
yarabbim 36
yarına 24
yaramaz 74
yardım edebilir miyim 558
yardım etmek istiyorum 79
yardımcı olabilirim 30
yardımcı olabilir miyim 707
yardımına ihtiyacım var 284
yarın görüşürüz 752
yarabbim 36
yarına 24
yaramaz 74
yardım edebilir miyim 558
yardım etmek istiyorum 79
yardımcı olabilirim 30