Yürüyüşe çıkmıştım перевод на английский
159 параллельный перевод
Yürüyüşe çıkmıştım, ama sanırım yağmur yağacak...
I went for a walk, but it looks as if it might rain...
Cumartesi, uzun bir yürüyüşe çıkmıştım.
Saturday, I took a long walk.
Yürüyüşe çıkmıştım.
I've been for a walk.
Yürüyüşe çıkmıştım Gratzie.
Just out for a walk, Gratzie.
Yürüyüşe çıkmıştım.
I went out for a walk.
- Geçen gece yürüyüşe çıkmıştım.
- I went out walking last night.
ben bir gezideyim, yürüyüşe çıkmıştım fakat fırtınada yolumu kaybettim.
I'm on a walking trip, but got lost in the storm.
Yürüyüşe çıkmıştım!
So i am having a walk!
Yürüyüşe çıkmıştım.
I was just walkin'along.
Yürüyüşe çıkmıştım ama saklanmak zorunda kaldım.
Well, I was trying to take a walk, and I just... I just had to run in someplace.
Bir keresinde yağmurda yürüyüşe çıkmıştım kısa boylu yaşlı bir adamla karşılaştım....... kaldırıma tebeşirle bir şeyler çiziyordu.
I went for a walk there once in the rain and I saw this little old man drawing on the pavement with chalk.
Biraz düşünmek için yürüyüşe çıkmıştım.
I go for walks a lot and think.
Yürüyüşe çıkmıştım.
I was out walking.
Kafamı dinlendirmek için bir yürüyüşe çıkmıştım.
I just went on a little walk to clear my head.
Yürüyüşe çıkmıştım. Bunlar bizim ağaçlarımız.
I am out for a walk These are our woods
Uzun bir yürüyüşe çıkmıştım, düşünüp taşındım.
I been on a long walk, been thinkin'.
Yürüyüşe çıkmıştım.
Just take a walk.
Bir gün ormanda yürüyüşe çıkmıştım.
I went out for a walk one day in the woods.
Yürüyüşe çıkmıştım, trenin ayrıldığını fark etmedim.
I was taking a walk. I didn't realize the train was leaving.
Bir buzuldaydık.Ben bir yürüyüşe çıkmıştım.
We were on a glacier. I take a hike.
Yürüyüşe çıkmıştım.
Taking a walk.
Ormanda yürüyüşe çıkmıştım döndüğümde, aradan bir gün geçtiğini söylediler.
I went walking up in the woods, and when I got back, I was told that I had disappeared for a day.
Yürüyüşe çıkmıştım.
I went for a walk.
- Yürüyüşe çıkmıştım. Şimdi izninizle. Gerçekten gecikiyorum.
Now I have to go even, otherwise I come delayed.
Yürüyüşe çıkmıştım. Bu kanunlara aykırı değil, öyle değil mi?
Now, that's not against the law, is it?
Yürüyüşe çıkmıştım.
I went for a run.
Duymadım. Yürüyüşe çıkmıştım.
I was walking by ;
Yürüyüşe çıkmıştım.
- Walking.
- Yürüyüşe çıkmıştım.
- Out for a walk.
Bakın ben sadece yürüyüşe çıkmıştım.
- Look, I was just taking a walk. - Uh-huh?
Yürüyüşe çıkmıştım, ve annemi görmeye gidiyorum.
I went for a walk and I'm going to see Mommy.
Kısa bir yürüyüşe çıkmıştım,
Out for a walk.
Yürüyüşe çıkmıştım.
I... I went for a walk.
Yürüyüşe çıkmıştım.
- I was out walking, actually.
- Yürüyüşe çıkmıştım.
I was going for a walk.
- Yürüyüşe çıkmıştım.
I went for a walk.
- Yürüyüşe çıkmıştım.
- I went for a walk.
Yürüyüşe çıkmıştım.
Just took a stroll.
Yürüyüşe çıkmıştım.
I just went for a walk.
Yürüyüşe çıkmıştım,
I went for a walk,
Sadece yürüyüşe çıkmıştım..
Just a walk for old time's sake. They've moved the mantraps.
Yürüyüşe mi çıkmıştın hayatım?
You were out for a walk, my love?
Öğrenci arkadaşlarla yürüyüşe çıkmıştık hatırladığım kadarıyla, çok mutluydum.
I was out on a walking trip with some other students... and as I remember it, I was very happy.
- Yürüyüşe çıkmıştım.
- I went out for a walk.
Hanımım bana bir elbise ve bir valiz vermişti ve şehirde bir yürüyüşe çıkmıştık.
The mistress had given me a dress and a suitcase... and we went for a walk through the city.
- Selam Rose. - Geç kaldım, biliyorum. Parkta yürüyüşe çıkmıştım.
It's just, I got to walking in the park... and it was so beautiful, and I, I found this cute little guy and he was lost.
İşimi bitirdikten sonra biraz yürüyüşe çıkmıştım.
I went for a walk when I finished my homework.
- Yürüyüşe çıkmıştım.
- I was out walking.
Bugün parkta yürüyüşe çıkmışken, yaşlı bir kadıncağıza rastladım. Suratı şişmiş, kaşınmaktan parçalanmıştı.
Today... while i was walking in the park, i came upon a hideous old woman, face swollen and scratched.
Sanırım biz... daha önce beraber yürüyüşe çıkmıştık...
I believe I.... We went for a walk earlier...
Yürüyüşe çıkmıştım.
I was out for a walk.
yürüyorum 69
yürüyüşe 21
yürüyelim 51
yürüyor 36
yürüyerek 26
yürüyemiyorum 22
yürüyün 829
yürüyeceğim 44
yürüyordum 18
yürüyelim mi 17
yürüyüşe 21
yürüyelim 51
yürüyor 36
yürüyerek 26
yürüyemiyorum 22
yürüyün 829
yürüyeceğim 44
yürüyordum 18
yürüyelim mi 17