Öyle demek istemedi перевод на английский
287 параллельный перевод
- Joe, öyle demek istemedi.
- Joe, he doesn't mean
Annem öyle demek istemedi.
Mother didn't mean that.
Öyle demek istemedi patron.
He don't mean that, boss.
Bayan Emery, Müfettiş bence öyle demek istemedi...
Mrs. Emery, I'm sure the Inspector didn't mean to imply...
Eminim öyle demek istemedi, Con. Baba sadece öfkelendi.
I'm sure he didn't mean it, John. Father was just upset.
Yani belki öyle demek istemedi... ama sanki öyleymişim gibi davranıyor.
I mean, maybe he doesn't mean it... but he acts like he does.
Eminim öyle demek istemedi.
I'm sure he didn't know what he was saying.
Öyle demek istemedi.
She doesn't mean it.
- Öyle demek istemedi, Achilles.
- He didn't mean that, Achilles.
Hayatım, baban öyle demek istemedi.
Darling, your father doesn't mean that.
- Öyle demek istemedi, evlat.
- She didn't mean it, kid.
Aslında öyle demek istemedi.
He don't mean it.
Aslında ona haksızlık ettiniz... Hem de çok. Bence öyle demek istemedi.
You know, you were rough on him... awfully rough, and I don't think he meant...
- Eminim öyle demek istemedi...
I'm sure he didn't mean...
Öyle demek istemedi.
- He doesn't mean it.
Öyle demek istemedi efendim.
I don't think he meant it, sir.
Elbette öyle demek istemedi.
Of course he didn't.
- General, öyle demek istemedi.
Actually, general, he doesn't mean that.
Jim öyle demek istemedi.
Jim didn't mean it.
Öyle demek istemedi.
He doesn't mean it.
Öyle demek istemedi kumandan.
She did not mean it, commandant.
Öyle demek istemedi.
Don't mean nothing.
- Öyle demek istemedi.
- She didn't mean it that way.
Öyle demek istemedi.
She didn't mean to...
Öyle demek istemedi.
She didn't mean nothin'.
- Willy, öyle demek istemedi.
- Willy, he didn't mean...
Audrey, baban öyle demek istemedi.
Audrey, your father didn't really mean what he said.
Hayır, öyle demek istemedi. Çocukların var.
She doesn't mean that.
Öyle demek istemedi.
You've got kids.
Öyle demek istemedi, Prensim.
She didn't mean it, my prince.
Willie öyle demek istemedi.
come on!
Marc öyle demek istemedi.
Marc can't either. That doesn't stop him.
Öyle demek istemedi tatlım.
He didn't mean that, dear.
Öyle demek istemedi.
He didn't mean it, Seymour.
Linda öyle demek istemedi.
I don't think Linda meant to say that to you.
Öyle demek istemedi ki Data.
That's not what she meant, Data.
Baba, öyle demek istemedi.
She's doesn't really mean it.
- Öyle demek istemedi!
- He didn't mean it!
O, öyle demek istemedi ki.
Don, she didn't mean anything by that.
- Öyle demek istemedi.
- She didn't mean that. - That's what she said.
Öyle demek istemedi...
She's not saying...
- Öyle demek istemedi.
- She doesn't mean it.
Öyle demek istemedi.
- That could happen.
- öyle demek istemedi...
- He didn't mean...
Öyle demek istemedi.
He didn't mean that.
Öyle demek istemedi.
He doesn't mean anything by it.
Andy, öyle demek istemedi.
It's right, Andy, he doesn't mean it.
Öyle demek istemedi, hayatım.
She don't mean it, darlin'. She's just little bit upset.
Öyle demek istemedi Baba.
He didn't mean it, Pop.
- Öyle demek istemedi.
He didn't mean it.
- Öyle demek istemedi.
- Casey doesn't mean it.
öyle demek istemedim 274
öyle demek 43
öyle demek istememiştim 49
istemedim 58
öyle mi 14811
oyle mi 19
öyle değil mi 4374
öyle degil mi 23
öyle mi dersin 362
öyle olsun 692
öyle demek 43
öyle demek istememiştim 49
istemedim 58
öyle mi 14811
oyle mi 19
öyle değil mi 4374
öyle degil mi 23
öyle mi dersin 362
öyle olsun 692
öyle bir şey değil 75
öyle işte 113
öyle bir şey yok 92
öyle oldu 102
öyle mi diyorsun 87
öyle ya da böyle 119
öyle ki 92
öyle misin 81
öyle görünüyor 500
öyle deme 154
öyle işte 113
öyle bir şey yok 92
öyle oldu 102
öyle mi diyorsun 87
öyle ya da böyle 119
öyle ki 92
öyle misin 81
öyle görünüyor 500
öyle deme 154