Öyle olur перевод на английский
3,288 параллельный перевод
Öyle olursa iyi olur.
If you do, that'll be good.
- Kendi sağlığın için, umarım öyle olur.
- For your sake, I hope not.
Öyle olur mu? Bence çok ilginç.
I think it's super interesting.
Umarım öyle olur.
I certainly hope so.
Peki neden öyle olur, efendim?
So what does that make you, sir?
- İhtiyarlayınca öyle olur.
Well, that's what comes with old age.
Umarım öyle olur.
Let's hope it does!
- Beceriksizlik genelde öyle olur.
- Incompetence often is.
Olur mu öyle şey?
Are you kidding?
Olur öyle.
Oh. It happens.
Olur mu öyle şey.
Please, please.
Hayır, hayır, olur mu öyle şey.
No, no, not at all.
"Nasıl diyorsan öyle Jess." demek olsa iyi olur.
Whatever. It better mean, "Whatever you say, Jess."
Bir lâkap takıldığı andan itibaren, ömrün boyunca senin olur. Öyle değil mi, Erkek Katili?
Once a nickname's been given, it's yours for life.
Onlara bağlı yaşamasından endişeleniyorum. - Öyle olsa, ne olur ki?
I'm worried that she's becoming too dependent on them.
Ben de öyle. O şekilde daha zevkli olur.
Well, so do I. It's much more fun that way.
Ama öyle bir şey varsa o kafa, birinin mısır gevreği yemesi değil, görmeden etrafta gezinmesi olur.
But if anything, it's not donkey-brained to drive around with a bowl of cereal, it's donkey-brained to drive around without the use of your vision. Oh.
Öyle, kızın üzerine odaklanalım, olur mu?
Yeah, let's concentrate on her, huh?
- Olur mu öyle şey?
- Oh, no, no, no.
Öyle söyleyemeyiz, bu suçlamak olur.
It's hard to say... It's both to blame.
Öyle şey mi olur, efendim!
Absolutely not!
Çekimler yarın ve o "yapmam" diyor. Hiç öyle şey olur mu?
The shooting's tomorrow and he's saying he won't do it.
- Öyle olsam iyi olur değil mi?
Better hope so, hadn't you?
Genelde öyle karanlık ve nemli yerlerde hayaletler olur.
Usually in a damp, dark space, you can find ghosts
Kasabanın yargıcı nasıl olur da öyle korkunç bir yeri kendince kazar kapatma işini de erteler?
How could the Magistrate of the town dig up that kind of horrendous thing personally, and also put off its disposal?
Öyle bir şey olur mu?
is it this way?
Eğer kafasını keserseniz, o hiçbir şey okuyamayacaktır çünkü, o ölmüş olur ve bu dediğinizi yapamaz, öyle değil mi?
If you cut his head off, he's not going to be able to read anything because he'll be dead and you're not gonna do that, are you?
Hiç öyle bir geceniz oldu mu? Herhangi bir gece gibi başIar, ama hayatınızın en güzel gecesi olur hani.
Ever had one of those nights that starts out like any other, but ends up being the best night of your life?
Öyle mi, ağzından çıkana dikkat etsen iyi olur küçük hanım.
Yeah, well, you best watch your mouth, miss.
Eğer bir erkek öyle bir kızla evlenirse aptallık etmemiş olur.
A guy can't be that stupid if he made a girl like that.
Olur mu öyle şey!
No, not at all. No.
Demek bir polis ve hırsız sadece düşman olur öyle mi Dixit?
So a cop and thief can only be enemies? Right, Mr. Dixit?
Yansa iyi olur, çünkü öyle bir şey yoksa başın büyük belada.
It better be,'cause you are in deep shit if it's not.
- Öyle olsa iyi olur çünkü bu adamla sabah bir randevumuz var. Sandy kahve yaptığında bu adamı dümende görmek istemezsin.
- Well, you better, because we got a hot date in the morning with this charmer, and you don't want to see him behind the wheel when Sandy's making coffee.
Olur mu öyle şey Daisy.
Come on, Daisy.
Ona koca bir taş alsan iyi olur dostum. Hatun öyle kolay etkilenen birine benzemiyor.
Better make sure you get her a big rock, man,'cause she doesn't look like she'll be that easily impressed.
- Öyle olsa iyi olur.
- It better.
Evet, öyle bir şey olur.
Yes, something like that.
Öyle olsa iyi olur.
Better be.
Bunun karşılığında senin de bir şeyler vermen adil olur, öyle değil mi?
It's only fair you show a little reciprocity, wouldn't you say?
Öyle şey olur mu, bayım.
Pas du tout, monsieur.
Bu iş tamam. Öyle olsa iyi olur, yoksa kendi konuşmamda bahsederim.
It better be, or I'll talk about it in my speech tonight.
Olur öyle.
It happens.
Kazalar olur, öyle sanılır.
Accidents will happen, one supposes.
Öyle yaparsa bu onun sonu olur.
Well, if he does, it's his loss.
- Boktan şeyler olur, öyle mi?
- Shit happens, huh?
Annem senden öyle nefret ediyor ki, gelirsen çok gergin olur beni de gerer.
She'd be really stressed if you were there and then it'd be tense for me.
Ram, hepimiz arkadaşız ve arkadaşların birbirlerine ihtiyacı olur, öyle değil mi, abi?
Leave right now! Ram, we are all your friends a friend in need is a friend indeed... Am I correct bhai?
Herkes adına sanırım ya da umarım öyle olur.
Is the show going to close?
Kot pantolonlarını daima tersini çevirip yıka. Kabarık görünürlerse, olur bazen öyle. Haşlamadan ağzına bir şey koyma sakın.
always wash your jeans inside out, if it looks swollen, it probably is, and... and never put anything into your mouth that hasn't been boiled first.
- Olur öyle şeyler.
- It happens.
ölürsünüz 19
olur mu öyle şey 39
ölürsem 25
olursa 17
olur efendim 53
olur mu hiç 40
olur biter 25
ölürse 17
ölürüm daha iyi 51
olur tabii 48
olur mu öyle şey 39
ölürsem 25
olursa 17
olur efendim 53
olur mu hiç 40
olur biter 25
ölürse 17
ölürüm daha iyi 51
olur tabii 48
olur böyle şeyler 121
ölürler 26
olur şey değil 105
öyle mi 14811
oyle mi 19
öyle değil mi 4374
öyle degil mi 23
öyle olsun 692
öyle mi dersin 362
öyle bir şey değil 75
ölürler 26
olur şey değil 105
öyle mi 14811
oyle mi 19
öyle değil mi 4374
öyle degil mi 23
öyle olsun 692
öyle mi dersin 362
öyle bir şey değil 75
öyle işte 113
öyle bir şey yok 92
öyle oldu 102
öyle mi diyorsun 87
öyle demek istemedim 274
öyle ya da böyle 119
öyle ki 92
öyle misin 81
öyle görünüyor 500
öyle deme 154
öyle bir şey yok 92
öyle oldu 102
öyle mi diyorsun 87
öyle demek istemedim 274
öyle ya da böyle 119
öyle ki 92
öyle misin 81
öyle görünüyor 500
öyle deme 154