Bir öğretmen перевод на испанский
1,843 параллельный перевод
- Sence iyi bir öğretmen mi?
¿ Dirías que es buena maestra?
Hangi özellikleri onu iyi bir öğretmen yapıyor peki?
¿ Qué tipo de cosas hace la Srta. Dodger que la hacen una buena maestra?
O bir öğretmen.
Es una maestra.
- Bir öğretmen.
Es maestra de escuela.
Bak, Eğer bir öğretmen isteseydim, Suny Brighton'a geri dönerdim..
Mira, si quisiera un profesor, volvería a la soleada Binghamton,
Onun bir öğretmen olmaya çalıştığını düşünmüştüm.
Creía que quería ser maestro.
Alex çok iyi bir öğretmen olabilirdi..
Alex podría haber sido un gran profesor.
Kiki ve Alex, zamanla insanı yoruyorlar, karı koca tam bir öğretmen ailesi.
Kiki y Alex son muy molestos, a largo plazo, una verdadera pareja de maestros.
Çünkü siz bir öğretmensiniz. Öğretmen konuşuyor gibi düşünmeyin.
Porque es el profesor, no es el profesor que está hablando.
Bir öğretmen senden rica ettiğinde okumayı reddetmen normal bir davranış mıydı sence?
¿ Es normal que te niegues a leer cuando un profesor te lo pide?
Sana iyi bir öğretmen olmuş.
Ha sido un buen maestro para ti.
Bir öğretmen olarak mizacın ile dersi ayırmak senin görevin.
¿ Cómo se supone que voy a saber eso? Como profesor, es tu obligación separar tus idiosincrasias personales del tema en cuestión.
İyi bir öğretmen olmalısınız.
Debiste ser un gran profesor.
Yüzünü kaldır. Aslında çok iyi bir öğretmen olur, ama bu, Çılgın Köpek için yeterli değil.
Realmente sería un gran maestro, pero eso no es suficiente para Perro Rabioso.
"Bir Öğretmen Çatıdan Atladı."
"Maestro de escuela salta desde azotea"
Ya ateşbükmenin yeni bir yolunu bulurum ya da Avatar kendine yeni bir öğretmen bulmak zorunda kalır.
Encuentro una forma para el fuego-control, o el Avatar encuentra un nuevo maestro.
Geçmiş, harika bir öğretmen olabilir.
El pasado puede ser un gran maestro.
İyi bir öğretmen olamadım mı?
¿ No soy buena profesora?
Hayır. Lauren bir öğretmen.
No, Lauren es una instructora de aeróbicos.
ve Orada biriyle tanıştı... bir öğretmen.
Y encontró a ese maestro.
O isimde bir öğretmen yok.
No hay ninguna profesora que se llame así.
İyi bir öğretmen olurdun.
Serias un buen Maestro.
Böyle omuzları olan bir öğretmen görmemiştim.
Nunca he visto a un profesor con unos hombros como esos.
Zaman-zaman bunu denemek için gidip gelen bir öğretmen vardı.
Había un profesor que lo visitaba para evaluarlo.
Antrenman ve iyi bir öğretmen.
Práctica y un buen maestro. De ninguna manera voy a practicar para un partido que no me importa para nada. Estás soñando, papá.
Hayatı pek iyi gitmeyen bir öğretmen.
La vida de un profesor cuya vida esta es una miseria
Sana öğretmenlikle ilgili verebileceğim herhalde en iyi tavsiye bir öğretmen gibi değil de kendin gibi davranman olur.
Creo que uno de los mejores consejos sobre enseñar que tengo Es que no trates de actuar como profesora sino se tu misma
Çünkü siz bu yıl bize çok iyi bir öğretmen oldunuz. Teşekkür ederim.
Ya que ha sido un gran maestro este año
Önemli olan senin bir öğretmen olman.
El punto es que eres un profesor Charlie
Ama kaldı ve harika bir öğretmen oldu.
Pero ella se quedó, y de hecho se convirtió en una gran maestra.
Ve biliyorsun, bence bunun nedeni öncelikle bir öğretmen olman, ve biliyorum bu lafa bayat diyeceksin ama, sen onlara şekil veriyorsun.
Y sabes, creo que es porque eres ante todo un profesor, y sé que vas a decir que es cursi, pero eres un hombre modélico.
Yanlış bir şeyler olduğunu anladığında neden gidip bir öğretmen çağırmadın?
Y cuando te diste cuenta que algo pasaba... ¿ por qué no fuiste a buscar a un profesor?
Dürüst olmak gerekirse, isteyeceğim son şey, sizin iğrenç kusmuğunuzu temizlemek ya da daha kötüsü, bana sarılıp benim iyi bir öğretmen olduğumu ve beni sevdiğinizi söylemeniz olacaktır.
Francamente, lo último que queremos es tener que limpiar su espantoso vómito o aún peor, que pongan sus brazos alrededor mío y me digan que estoy, "bien para un profesor" y que me quieren.
Şurada bir öğretmen, şurada iki çocuk annesi.
Una maestra de escuela, aquí una madre con dos hijos, allí.
O gün en son diğer bir öğretmen, Margaret Trudlow görmüş.
La última en verla fue Margaret Trudlow, otra profesora, horas antes.
Laura'ya özellikle baskı yapan bir öğretmen var mıydı?
Algún profesor que le diera a Laura un momento particularmente difícil?
İyi bir öğretmen.
Eso es un buen profesor.
Hemşire Beatrice gibi bir öğretmen.
tuve esta unica profesora, Hermana Beatrice.
Bir öğretmen öğrenci ilişkisinden fazla.
Pero era más que estudiante-profesora.
Bir öğretmen maaşı için pahalı alışkanlık.
Puede ser costoso sobre un sueldo del maestro.
Bir öğretmen mi? Hiç ders aldın mı?
- ¿ Un profesor, le dieron clases?
Söyler misiniz bana, Manitoba'da bir çiftlikte yaşayan küçük bir çocuk, oyunculuk hayali kuran, ama doğru dürüst beceremeyen ve asla düzgün bir menajer bulamayan, yoluna devam edip, sanat aşkını başkalarına geçirmek için, öğretmen olmaya karar veren...
Pueden decirme, ¿ cómo un muchachito de una granja lechera en Manitoba, que soñó con actuar, pero no lo hacía muy bien, y nunca logró conseguir un buen representante, que se mudó, decidió enseñar,
Öğretmen bana bir çok soru sordu ama tek kelime bile etmedim.
"La profesora me hizo un montón de preguntas, y no le dije nada"
Onun özel insanlar için öğretmen ya da onun gibi bir şey olduğunu zannediyordum.
Pensaba que se ocupaba de personas "especiales" o algo así.
Aynısı öğretmen bir komşuma da olmuş.
Eso es lo que le pasó a algunos vecinos míos.
- Bir öğretmen ve de şifacıdır.
Es un Melamed y sanador.
Bir karar verdik. İngilizce bölümüne 10 yıllık yeni bir yardımcı öğretmen atamak istiyoruz.
Hemos decidido contratar a o otro profesor durante 10 años para literatura
Genç adam, öğretmen öğrenci olarak bu başarın bütün yönetimi bir düşünceye itti.
Hombrecito, la historia de tu éxito como alumno-profesor llegó a la Comisión y nos ha hecho pensar a todos...
Sen harika bir öğretmen değilsin!
¡ No eres un profesor increíble!
Denver Eyaleti okulları yönetim kurulu özel bir konuk öğretmen yolladı.
¡ Y ahora escuchen! La Comisión de Educación del condado de Denver nos envía un profesor como invitado especial.
Öğretmen bana bir sorumluluk verdi.
El profesor me dio una reponsabilidad.
öğretmen 128
öğretmenim 161
öğretmenler 37
bir önemi yok 44
bir oyun 38
bir öpücük ver 95
bir oğlan 76
bir oda 17
bir otel 16
bir oğlum var 25
öğretmenim 161
öğretmenler 37
bir önemi yok 44
bir oyun 38
bir öpücük ver 95
bir oğlan 76
bir oda 17
bir otel 16
bir oğlum var 25