Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / турецкий → испанский / [ B ] / Bir şeyler yap

Bir şeyler yap перевод на испанский

3,833 параллельный перевод
Bir şeyler yapın!
¡ Hagan algo!
Hey, hey, dur... bir şeyler yapıyor!
Eh, eh, espera...
Hormonlar sana bir şeyler yapıyor.
Las hormonas hacen, hacen cosas para ti.
Bu gece görüşeceğiz ve akşam yemeği için özel bir şeyler yapıyorum, o yüzden aç gel.
Vamos a verte esta noche. Y, preparo algo especial para la cena, así que ven a casa con hambre.
- Etrafı dolaşıyor, yani bir şeyler yap.
- Vamos a trabajar.
Yerel haber değeri taşıyan bir şeyler yapıyorum.
Estoy haciendo una pieza de interés local.
Orada oturabilir ve tüm şehrin hakkımızda dedikodu yapıp hayatlarımızı mahvetmesine izin verebilirsin ya da kalkıp bir şeyler yapabilirsin.
Puedes sentarte ahí, y puedes dejar que todo el pueblo hable y arruine nuestras vidas... o puedes levantarte y hacer algo.
Herkes için bir şeyler yapılır.
Nadie tiene nada.
- Tren geliyor! - Bir şeyler yapın!
- ¡ Viene el metro!
Bir şeyler yap!
¡ Hagan algo!
- Bir şeyler yap!
- ¡ Haz algo!
Bir şeyler yapılmalı, dört yüzyıl #
Algo debe hacerse, cuatrocientos años
İşe yarar bir şeyler yap ve bana bilgisayardan annemi bağla.
Hagan algo útil y llamen a mi madre.
Valerie, göster veterinerliğini, bir şeyler yap!
Valerie, haz algo.
Evet, evet. Hıyarın teki olabilir ama bir şeyler yapıyor hiç değilse.
Es un imbécil, pero hace cosas.
Bir şeyler yap, lütfen!
¡ Haz algo, por favor!
Ama bir şeyler yap.
Pero interpreta algo.
Oyalanma da bir şeyler yap.
No mire para acá y allá. Haga algo.
Bir şeyler yap, lütfen.
Haz algo, por favor.
Bir şeyler yap.
Uh, haz algo.
Bilmiyorum... - Bir şeyler yap!
- ¡ Sólo haz algo!
Bir şeyler yapın... Bir şeyler yapın... "All izz well" * deyin.
Haz algo, di "Aal izz well" ( todo estará bien ).
Bir şeyler yapın!
¡ Haz algo!
Sridevi kardeş bir şeyler yap.
Hermano Sridevi. Haz algo.
Bir şeyler yap Sridevi kardeş.
Haz algo, hermano Sridevi.
Baba, bir şeyler yap!
¡ Papá, haz algo!
En azından bir şeyler yapıyoruz.
Al menos nosotros estamos haciendo algo.
Bir şeyler yap...
Haz algo...
Bir şeyler yap!
Haz algo!
McNab! Git oraya ve bir şeyler yap.
Largo de aquí y has algo acerca de esto.
Bir şeyler yapıyormuş gibi gözükebilirdim.
Pude haber fingido hacer más.
- Bir şeyler yap.
- - Haz algo.
Bütün okul arkadaşları sanki gerçekten,... bir şeyler yapıyormuşum gibi bana bakıyordu.
Todos sus compañeros de clase me miraban como si realmente hubiera algo que yo pudiera hacer.
Bir şeyler yap.
Haz otra cosa.
Matt, bir şeyler yapıp buradan çıkmamız lazım.
Matt, debemos hacer algo, tenemos que salir de aquí.
Carlton'un basketbol programını kaldırdıklarında,... bu işi yapıyor olsaydım,... belki bunun hakkında bir şeyler yapabilirdim.
Si hubiese estado en la oficina cuando quitaron... el programa de baloncesto en Carlton quizás podría haber hecho algo.
Sonunda bu konuda bir şeyler yapıp,... bağırmayı kesebilirsin.
Finalmente podrías hacer algo con eso... y dejarás de gritarles.
Bir şeyler yap!
¡ Haga algo!
Bir şeyler yap!
¡ Haz algo!
Sizi gidi multikulti veletler sizi! Bütün gün bir şeyler tamir edip yarış mı yapıyorsunuz?
¿ Ustedes, vagos multiculturales solo corren y reparan todo el día?
Kendine not. Bir şeyler kovalayacak dev bir kedi yap.
Recordatorio... criar un gato gigante para que traiga cosas.
Bu konuda bir şeyler okudum ve bence çok ilginç... Geçici bir halüsinasyon bazı kişilerde kalıcı bir etki yapıyor. Bilinç düzeylerinde yani.
Estaba interesado en la alucinación temporal, en cómo afectaba la conciencia de cierta gente, químicamente.
Birden bire ortaya çıkıyorsun, içini uyuşturucu ve alkolle doldurup bir de böyle şeyler mi yapıyorsun?
¡ Apareces de la nada, te llenas de drogas y alcohol y haces cosas como estas!
Bir şeyler yapın!
- ¡ Haz algo!
Onunla ilgili bir şeyler beni gergin yapıyor.
Tiene algo que me provoca inquietud.
Belki çocuğum için hala yapılacak bir şeyler olabilirdi.
Quizá todavía se hubiera podido hacer algo.
Eğer bir şeyler olacağını hissedersen yoga yap veya yeşil çay iç.
Ahora bien, si sientes que se avecina un episodio trata de hacer yoga o de tomar té verde.
Roger bir şeyler tamir etmeye çalışıyordu. "Ne yapıyorsun?"
Roger jugueteaba. "¿ Qué haces?"
Günüm geldiğinde işe giriş kaydımı yaptırıp eve gidiyor uyuyor, erkek arkadaşımla bir takım şeyler yapıp geri gelip Bobby'i eğlendiriyor, tekrar eve gidiyor ve hâlâ işteymiş gibi gözüküyorum.
- En mi día libre me registro, voy a casa, duermo, lo hago con mi novio vuelvo, lo hago con Bobby, y vuelvo a casa sin registrar nada.
Yok zaten. Ben de senden okuyup bana bir kaç not verebilir misin diye rica etmeye geldim. İlham perileri böyle şeyler yapıyorlar mı bilmem ama...
Y quería preguntarte si, tal vez, querías leerlo, y hacerme observaciones.
Ben yüz tane telefon görüşmesi yapıyorum Rod köle gibi çalışıyor çocuk da hep yapacak bir şeyler buluyor ve Tanrı biliyor Woz da kendi ağırlığını kaldırıyor.
Estoy aquí dentro haciendo 100 llamadas. Rod está ahí esclavizado,... el chico siempre tiene algo que hacer,... y Dios sabe que Woz ya hizo lo suyo.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]