Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / турецкий → испанский / [ B ] / Büyük britanya

Büyük britanya перевод на испанский

271 параллельный перевод
Büyük Britanya adasının 500 milyon ve dört buçuk yıI kadar eski olduğunu biliyor musunuz?
Geológicamente hablando Gran Bretaña tiene 500 millones y tres años y medio.
Büyük Britanya Kralı 3. George'un selamlarıyla.
Con los cumplidos de Su Majestad el rey Jorge lll de Gran Bretaña.
Mahkememiz, aleyhinizdeki deliller ve savunmanız ışığında Büyük Britanya ve İrlanda amiralliğinin atayacağı kişi tarafından belirlenecek zamanda ve Majestelerinin bir savaş gemisinde, sizi asılarak ölüme mahkum etmiştir.
Habiendo escuchado la evidencia en su contra y su defensa Ia corte lo sentencia a muerte para ser colgado a bordo de un barco de guerra de Su Majestad a la hora que los comisionados para ejecutar el oficio del almirantazgo mayor de Gran Bretaña e Irlanda designen.
" Büyük Britanya vatandaşlığı rütbesine getirilmiş...
" recupera su rango de ciudadano de Gran Bretaña...
Büyük Britanya'nın, Fransa ve İrlanda'nın Kralı, adaletin savunucusu.
Rey de Gran Bretaña, Francia e Irlanda, defensor de la Fe.
YAPIM : Welwyn Stüdyoları, İngiltere Büyük Britanya'da çalışan ve Fransızca konuşan yazar, oyuncu ve teknisyenlerin işbirliğiyle.
Rodada en los estudios de Welwyn, Inglaterra, en colaboración con autores, artistas y técnicos de lengua francesa de servicio en Gran Bretaña.
YAPIM : Welwyn Stüdyoları, İngiltere Büyük Britanya'da çalışan ve Fransızca konuşan yazar, oyuncu ve teknisyenlerin işbirliğiyle.
Rodada en los estudios de Welwyn, Inglaterra, en colaboración con autores, artistas y técnicos de la lengua francesa de servicio en Gran Bretaña.
Fransız veya İngiliz olsun, Büyük Britanya'daki en iyi mekanikçi.
Es el mejor mecánico en Gran Bretaña, francés o inglés.
Majesteleri, bu Ekselansları Sör John Hay Büyük Britanya Birleşik Krallığı'nın saygıdeğer temsilcisi.
Su Majestad, éste será su Excelencia, Sir John Hay el honorable representante del Reino Unido en Gran Bretaña.
Büyük Britanya'daki şişeleme fabrikaları elden geçsin.
Atención a las embotelladoras de Pepsi Cola en Gran Bretaña.
Büyük Britanya, 1941 baharında çektiği yoksulluğu çalkantılı tarihinin hiçbir döneminde çekmemişti.
Nunca antes, en la extensa historia británica, se habían vivido épocas tan adversas como ahora, en esta primavera de 1941.
Adolf Hitler'den Büyük Britanya'daki kişisel casuslarına gizli bir telsiz mesajı.
Mensaje de radio secreto de Adolph Hitler en persona a sus espías en Gran Bretaña.
Büyük Britanya sizinkinden çok daha küçük bir ülke.
Gran Bretaña es un país pequeño, mucho más que el suyo.
Bizim açımızdan, Büyük Britanya Çin'le iyi ilişkilerin devamından başka bir şey istemiyor.
Su Majestad, Gran Bretaña sólo desea continuar su relación de amistad con China.
Büyük Britanya kalmaya karar verdi. Gerekirse yalnız olarak.
Gran Bretaña ha decidido quedarse.
Ben de Bay Jena'nın Büyük Britanya'daki büyükelçisi, Mohammed Lufti.
Y yo soy Mohamed Lufty, su embajador en Gran Bretaña.
Fransa'dan De Gaulle Büyük Britanya'dan Prens Philip Almanya'dan Erhard bu büyük isimlerden sadece bir kaçı.
De Gaulle de Francia el Príncipe Felipe de Inglaterra Erhard de Alemania los grandes del mundo.
Biz de derhal o şekilde yapacağız, bayım, ama ilk önce, uluslararası kanunlar altında, Büyük Britanya'ya ait bir kameranın içinde bulunan Birleşik Devletler hükümetinden alınmış film makarasını çıkaracağız.
Lo haremos enseguida, señor. Pero antes, bajo Ley Internacional sacaremos el rollo de película que fue tomado del Gobierno de los Estados Unidos. Y que estaba en una cámara perteneciente al Reino Unido de Gran Bretaña.
Büyük Britanya halkının daima dost olduğuna inanmayı red ediyorum öyle sanıyorum ki bu görevde, Afrikalı bir ulusu savunmakla Avrupayı felakete sürüklemeye liderlik ediyorlar.
Me niego a creer que el autentico pueblo de Gran Bretaña siempre amigo de Italia, quiere llevar a Europa a la catástrofe por defender a un país africano
Kanun ve düzeni Büyük Britanya'daki herkesten çok destekliyorum.
Hoy soy quien más defiende la ley y el orden en Gran Bretaña.
Büyük Britanya Güney Konfederasyonu'nun bağımsızlığını tanıyıp Yanki'lere karşı savaşa girecek mi?
¿ Reconocerá Gran Bretaña la independencia sudista y entrará en guerra contra los yanquis?
Büyük Britanya büyükelçisi olarak atandım.
Me nombraron embajador de Gran Bretaña.
Her neyseniz, her kimseniz... Büyük Britanya'ya hoş geldiniz.
Seáis lo que seáis, bienvenidos a Gran Bretaña.
Büyük Britanya mı? Gerçekten Büyük Britanya'dayız!
Estamos en Gran Bretaña.
Görmek ister miydin Büyük Britanya'yı, dostum yeniden yönetirken?
- ¿ Te gustaría ver? - ¿ Te gustaría ver? ¿ A Bretaña reinar otra vez?
Ayrıntılara girmeden ; Büyük Britanya'nın üçlü ittifak karşısındaki konumunu ve Fransa donanmasının Akdenizde, italya'ya üstün gelmesi sonucunda sağladığı kazançtan bahsediyor.
Bien, en la idea general definía la postura de Gran Bretaña... respecto a la triple alianza... en caso en que la armada francesa... tuviera superioridad sobre Italia en el Mediterráneo.
Büyük Britanya dengeleri muhafaza ediyor.
Gran Bretaña sostiene la balanza.
Avam Kamarasının şerefli üyeleri, Büyük Britanya İmparatorluğu yeni Başbakanı teşrif etmektedirler : Bay'Genç'William Pitt.
Honorables miembros de la Cámara de los Comunes el primer ministro de Gran Bretaña y sus imperios el Sr. William Pitt, el Joven.
Büyük Britanya, İtalya, ABD'de insan hakları temsilcilerinin... -... burada Christian Salcedo'ya - katılmaları bekleniyor...
Representantes de Derechos Humanos desde Gran Bretaña,... Italia, Francia, Estados Unidos,... esperan unirse a Christian Salcedo...
Belki de bizlere başka bir şey söylemeye çalışıyorlardır, zira cumartesi akşamı Polonyalı Kraków Caz Topluluğu tek gecelik bir programla Büyük Britanya'daki ilk ve tek konserlerini verecekler.
Tal vez quieran mandar algún mensaje, porque el sábado a la noche, y sólo esa noche, tendremos una banda de Jazz "Krakow" de Polonia. Ellos harán su única presentación en el Reino Unido.
Büyük Britanya'da otoyolları sel bastı.
En Gran Bretaña, las autopistas están inundadas.
31 koltuğun genel çoğunluğu, Büyük Britanya'nın politik haritasını böyle gösterecek.
Una mayoría global de 31 escaños significaría que el mapa político de la Gran Bretaña tendría esta configuración.
Büyük Britanya'yı yönetecek beyine, yüreğe veya mideye sahip değildi.
No tenía ni el cerebro, ni el corazón, ni el estómago para gobernar un país como Gran Bretaña.
Fakat şimdi Büyük Britanya'daki en karanlık deliğe çok yakınız ve sen hala benimle konuşmuyorsun.
Estamos muy cerca de la peor cárcel de toda Gran Bretaña y sigues sin hablar conmigo.
" Büyük Britanya'ya tekrar kış geldi. Şömine başında ayaklarımızı ısıtıyoruz...
" Ha llegado el invierno y estamos frente a un fuego calentando los pies.
Ee, Büyük Britanya Komünist Partisi kimliği.
Soy del partido comunista de Gran Bretaña.
Büyük Britanya şampiyonu ve birincilik ödülü...
Primer premio y campeones de Gran Bretaña...
Bu yüzyılın başında... Büyük Britanya İmparatorluğu dünyanın en büyük gücüdür.
En el albor del siglo, el Imperio Británico era una gran potencia en dos tercios del globo.
"Büyük Britanya İmparatorluğu'nu... " ancak... " onu yok sayarak...
Derrotaremos al Imperio Británico con la indiferencia.
Bu gemi dünyanın en büyük, en güçlü savaş gemisi. Britanya donanmasındaki tüm gemilerden üstün.
Están a bordo del acorazado más grande y poderoso del mundo, superior a cualquier navío de la Marina Británica.
Britanya'nın en büyük savaş gemisi Hood bu sabah...
Esta mañana, el HMS Hood, el mayor buque de guerra británico, fue hundido...
Kötü haberlere hiç de yabancı olmayan bu ada bugün Britanya filosunun en büyük savaş gemisi ve Britanya donanmasının gururu olan HMS Hood'un Alman savaş gemisi Bismarck tarafından batırıldığını öğrendi.
Esta isla, acostumbrada ya a las malas noticias, se enteró hoy de que el HMS Hood, el mayor buque de la flota británica y el orgullo de la marina, ha sido hundido por el acorazado alemán Bismarck.
Bütün Britanya, Fransa'nın ise yarısı bin yıllık tarihte en büyük iktidar benim, benden sonra ise John var sırada.
Toda Gran Bretaña, media Francia y John es mi heredero.
Modern Britanya'da, büyük bir liderin önderliğinde Britanya ev kadınları harekete geçiyor.
En la primera fila del país, unidas por un gran dirigente... están las amas de casa británicas.
Kurmaylarını ikna etmeliydi. Çünkü Britanya Savaş'ı sürerken doğuda yeni cephe açmak büyük bir askeri hataydı.
los generales de Hitler cree que al atacar a Rusia Inglaterra sigue resistiendo,
Sanırım genel olarak halk, beyzbol terimiyle ifade edersek Avrupa'yı ve Britanya'yı büyük lig gibi görüyordu. Buna batı Avrupa'yı da ekliyorum.
Creo que el público sentía, como se dice en el béisbol, que el partido decisivo estaba en Europa y el Reino Unido.
Çok zekice. Britanya'yı büyük yapan bu mu? "Üzgünüm, hata yaptım."
Así se hizo Bretaña grande, "lo siento he cometido un error".
20 dakika içinde bir kızla evleneceksin. Babası Britanya'nın en büyük arazilerine sahip.
En 20 minutos vas a casarte con una joven... cuyo padre posee las mayores fincas de Inglaterra.
"Bakın çocuklar, Britanya'yı'Büyük'yapan budur".
"Mirad, chicos, esto es lo que hizo grande a Gran Bretaña".
"Britanya'nın en büyük yolcu gemisi," "... Atlantik'deki ilk yolculuğunun sonucunda New York'a ulaştı. "
El mayor trasatlántico del Reino Unido llega a Nueva York como destino final de su primera travesía del Atlántico sin la Cinta Azul, después de que la niebla le retrasara durante más de once horas.
Nasyonel Sosyalizm'e olan sevgisi Britanya Emperyalizmi'ne olan nefreti kadar büyük.
Que es tan fuerte como su odio por el Imperialismo Británico.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]