Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / турецкий → испанский / [ C ] / Cumartesi günü

Cumartesi günü перевод на испанский

1,693 параллельный перевод
Pekala, sizleri cumartesi günü Orson ile beraber düzenleyeceğimiz akşam yemeğine davet etmek istedim.
Bueno, quería invitarlas a una cena que Orson y yo daremos este sábado.
- Cumartesi günü ne yapıyorsun?
- ¿ Qué hará usted el sábado?
- Cumartesi günü görüşürüz.
Lo veo el sábado.
Cumartesi günü Hector'la evleniyor.
Se va a casar con Héctor el sábado.
Şimdi, unutmayın, bayanlar, cumartesi günü kotilyonda giyeceğiniz kıyafetlerin daha bol etekleri olacak.
Ahora, recuerden señoras. El vestido que van a llevar al cotillón del sábado tendrá faldas con mucho más cuerpo.
Ama cumartesi günü kotilyonda herşey en yüksek kalitede olacak.
Pero en el cotillón del sábado, todo será de la mejor calidad.
Ve sen.. cumartesi günü görüşürüz tamam mı?
Y a ti, te veré el sábado, ¿ verdad? No te olvides de tu traje de baño.
Ya durursun ya da cumartesi günü yedek kalırsın
Detente ahora mismo o pasarás el partido del sábado en el banco.
Elmo'nun "Frist hanımı" nın gelecek hafta doğum günü ve hepiniz güzel Elmo'da Chieftain'de cumartesi günü bunu kutlamak için davetlisiniz.
A la "Frist Lady" de Elmo le llega un cumpleaños el próximo fin de semana y estais todos invitados a celebrarlo el sábado por la noche en el Chieftain en el bonito centro de Elmo
Cumartesi günü görüşürüz, doğum günü kızı!
Nos vemos el sábado por la noche ¡ chica del cumpleaños!
- Aslında.. Cumartesi günü benim partim olacak.. Kasabalılar benim için yapıyorlar.
- En realidad... el sábado se suponía que sería sólo mi fiesta... que el pueblo me organizaba... porque el sábado es la gran noche, y yo soy muy importante aquí y...
Cumartesi günü yapılacak "sessiz sinema" turnuvasına hazırız.
¡ Estamos más que preparados para ese torneo de Dígalo Con Mímica!
Belki cumartesi günü gidebiliriz.
quizás podamos ir el Sábado.
Cumartesi günü burada olmayacağım.
Me iré el Sábado.
Çünkü Cumartesi günü Amerika Şampiyonası'nda olacaklar.
Porque el Sábado van a estar en el Clásico de Porristas Americana.
Ve bir hafta kadar önce onu apartmandan çıkarken görünce... Cumartesi günü.
ya sabe, y la ví salir del, edificio de apartamentos, hace una semana...
Sağ olun kerizler. Cumartesi günü ikinizide bekliyorum.
¡ Gracias, cretinos, y espero veros el sábado!
Kızım Cumartesi günü Locksley'de evleniyor.
La boda de mi hija es en Locksley el sábado.
Cumartesi günü Recife Kutlamaları için provaya gidiyoruz!
Vamos a ensayar para el desfile que haremos el sábado en Recife.
Cumartesi günü Beatrice ile evleniyor.
Se casará con Beatrice el sábado.
Jack, cumartesi günü evimde küçük bir toplanma partisi yapacağız.
Jack, haremos una pequeña reunión en nuestra casa el sábado.
Neyse işte, parti cumartesi günü. Cuma günü teslimatı yaparsın.
Muy bien, la fiesta es el sabado, asi que quiero la entrega el viernes, si?
Mangal partisi düzenleyeceğim cumartesi günü.
No, no hay necesidad. Haré una parrillada este sábado.
Bayan Lillian Sims.. Cumartesi günü Wisteria Lane'e geri döndü..
La señora Lillian Sims... volvió a Wisteria Lane en un sábado.
Dinle, bir cumartesi günü hiç Manhattan'da olmamıştım.
Así que, escucha, nunca estoy en Manhattan los sábados.
Cumartesi günü düzenlenecek parti için arkadaşlarla poster hazırlıyoruz.
Hay una junta oficial del comité de fiestas no oficial para hacer pósters para el sábado.
Pekala seni Cumartesi günü Patty'le görüştüreceğiz.
Entonces te reunirás con Patty, el sábado.
Cumartesi günü kardeşim evleniyor.
Mi hermana se casa el sábado.
Biliyorum, geçen hafta büyükbabamı hastaneden taburcu ettiğinizde herşey gayet iyiydi. Ama cumartesi günü herşey tersine döndü.
Sé que cuando le dieron el alta a mi abuelo la semana pasada, estaba muy bien pero el sábado por la noche las cosas cambiaron.
Aslında... Cumartesi günü için onu sahaya götürmeyi planlamıştık.
Lo que pasa es que planeamos llevarlo a batear pelotas el sábado.
Pekâlâ, Cumartesi günü boşsan biz bütün gün sahilde olacağız.
Bueno, si estás libre el sábado, vamos a pasar el día en la playa.
Rita ve ben çocukları sahile götüreceğiz Cumartesi günü.
Rita y yo vamos a llevarlos a la playa el sábado.
Cumartesi günü onun gelmemesi, herkes için daha iyi olacaktır muhtemelen.
Probablemente es mejor para todos si ella no viene el sábado.
Cumartesi günü önemli bir aile... - Onbaşı Walker.
- Tengo un evento familiar importante el sábado...
Soph, Cumartesi günü benimle birlikte okul toplantısına gelmek ister misin?
Soph, ¿ te apetece venir a mi reunión del colegio este sabado? ¿ Reunión del colegio?
Dinle, Cumartesi günü Sally ve Foz'la safari parkına bir gezi ayarladım.
He organizado una visita al Safari Park este sábado con Sally y Foz
Ama hayat bir cumartesi günü alışverişinden daha fazlası.
Pero la vida es más que ir de compras el sábado.
Cumartesi günü burada ne yapıyorsun.
¿ Que estás haciendo aquí en Sábado?
Belki, Cumartesi günü ne olduğunu anlatabilirsiniz...
Tal vez podría contarme lo que pasó el sábado.
Ama Brandon onu Cumartesi günü hiç görmedi.
Sólo que Brandon no lo vió el sábado.
- Cumartesi günü fırtına yoktu.
No hubo tempestad el sábado.
- Hayır, ama Cumartesi günü güneşliydi.
No. Pero el sábado estaba caluroso y soleado.
Bay Smith, Cumartesi günü olan fırtınanın yerini tam olarak saptayabilir misin?
Sr Smith, ¿ puede determinar el centro exacto de la tempestad del sábado?
Bu NATO uydusundan alınmış Batı Avrupa'yı kapsayan Cumartesi günü 1604. saatte çekilmiş verinin canlandırması.
Estos son datos animados de un satélite OTAN que cubre la Europa Occidental. Tomados el sábado a las 16 : 04.
Cumartesi günü Galleria'ya saat kaçta gideceğiz?
¿ A qué hora nos vamos a la Galería el sábado?
Cumartesi günü yapacağız.
todo lo que sucederá este sábado.
Önümüzdeki cumartesi günü sanat merkezine gideriz, diyordum.
Estaba pensando que podríamos ir juntas al museo Getty.
- Cumartesi babamın doğum günü.
El sábado es el cumpleaños de papá, sabes.
Her cumartesi günü soslu dondurma yapıp eski filmler izliyoruz.
Bien, no puedo tentaros para salir
Jake'i cuma günü götüreceğim ki cumartesi için havalı bişeyler alsın.
Voy a llevar a jake al centro comercial el viernes para comprar algo de ropa para ir el sábado.
Yok. Benim tatil günü Cumartesi.
No, mi día libre es el sábado.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]