Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / турецкий → испанский / [ H ] / Haline bak

Haline bak перевод на испанский

3,333 параллельный перевод
Haline bak, ilaçlar ve içkinle ayakta duruyorsun.
¿ Tú te has visto? Te tienes en pie a base de pastillas y alcohol.
Haline bak.
Mírate.
Elbisenin haline bak.
¡ Mira tu vestido!
Şu haline bak.
¡ Mírate!
Yüzünün haline bak.
Tu cara...
Şu haline bak.
Mírate.
Evet, arada bir denemelisin. Şu haline bak, genç bayan.
Si... deberías probarlo, al parecer jovencita.
Şu haline bak. Harika görünüyorsun.
Mírate... te ves genial.
- Şu haline bak.
- Mírate.
Bak, tekneme ne yaptın. Şunun haline bak.
¡ Miren lo que le hicieron a mi barco!
Şu haline bak!
¡ Mírate!
- Haline bak.
Hombre, mírate.
Ne yaptığının farkında değilsin. Bir haline bak.
Estás completamente desorientada.
Hem de Yardley'in odasında. Çüş yani! Şu haline bak.
Justo en la habitación de Yardley.
Babanın genç haline bak.
Mira a papá de joven.
Şu haline bak.
Mírate tú.
Şu haline bak. Yaşlısın ve yüzün tuhaf yaralarla dolu.
Mírese... es viejo, tiene cicatrices raras.
Şu haline bak... neden bana beyazmışsın gibi yanıt verdin?
Oye tú... ¿ Te has vuelto blanco de repente?
Şunun haline bak.
Míralo.
Şimdi şu takım elbiseli haline bak.
Ahora mírate en ese traje.
Şu haline bak. Silahın olmadan bir hiçsin.
Mírate, no eres nada sin ese arma.
Şu haline bak.
Mírate a ti.
- Şunların haline bak
Todavía tiene una araña en el trasero, ¿ eh? Por Mahmoud Abu Hassan.
Hızlı mıydın? Şu haline bak.
¿ Demasiado rápido?
Haline bak, babamın aynı vebalıymış gibi uzak dur dediği erkekler gibisin.
Tú eres el hombre que mi padre me dijo que tenía que evitar como la peste.
- Şu haline bak!
¡ Mírate!
Şu haline bak.
Oh, mira esto.
- Şu haline bak!
- ¡ Tú estado!
Yugorov'un haline bak...
Cuida Yugorov.
Bi şey istedim senden ve şu haline bak
Una cosa era que quisieras enviar a los chicos a Harvard, porque entiendo que quieras que se hagan cargo del negocio familiar.
Hoş sayılmaz, ha? - Adamın haline bakın...
No es genial, ¿ eh?
Şu anki haline bakılırsa, kör bir kızılderili bile ona bahis oynamaz.
Por cómo se ve, ni un indio ciego apostaría un cordón por él.
Şu haline bak adamım!
¡ Mírate, hombre!
Şu şerefsizlerin haline bak.
Mira cómo están esos cerdos.
Yani, şuranın haline bak.
Mira cómo está esto.
Şu suratının haline bak, baştan aşağı bıçak yarası.
Mira cómo tienes la cara, toda marcada.
- Şunun haline bak!
¡ Mira este desastre!
Şu haline bak, diken üstündesin.
Mírate Estás nervioso
Şu haline bak, yüzün kıp kırmızı oldu.
Te estás sonrojando.
Şu haline bak.
Vaya, mírate.
Haline bir bak.
Mírate.
su haline bir bak.
Muchacho, mírate. Te ves igual.
Şu haline bir bak.
Mirate.
Ne kadara ihtiyacın var? Kendine iyi bir ceket almak için Şu haline bir bak!
¿ Cuánto necesitas... para comprar un abrigo invernal decente?
Şu haline bak, Tom.
Mírate, Tom.
- Şu haline bir bak.
- Nomás mírate.
Bak, onu 77'deki en iyi dönemde gösterirken birden bire şu anki haline atlayamazsın.
Mira, no puedes mostrarlo en su mejor momento, en el'77 y después mostrarlo como es ahora. Es aterrador.
Şu haline bir bak.
Mírate.
- Ben ne yaptım? Şu haline bir bak.
- Mírate y ahora cálmate.
Haline bir bak.
Mira en que estado estás.
Şu haline bir bak, seni çırpı bacak!
¡ Mírate, flaca Minnie!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]