Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / турецкий → испанский / [ I ] / Icabına bak

Icabına bak перевод на испанский

963 параллельный перевод
Onun icabına bakılacak.
Nos encargaremos de él.
O'Hara şimdilik icabına bakılamayacak kadar güçlü biri.
Espera un momento. O'Hara es muy grande.
- Önüme çıkan herkesin icabına bakıldı!
Y el que me estorbe me encargo de él.
Amsterdam'daki adamlarımız tarafından icabına bakıldığını söylemiştin.
Usted dijo que nuestros agentes lo habían matado en Ámsterdam.
Önce bu insanların icabına bakılmalı.
Primero me ocuparé de los suyos.
Onun icabına bakıldı.
Ya lo arreglaron bien.
Dobson, Yard'a telefon et ve icabına bak.
He de irme, ocúpese de él.
Bu sorunun icabına bakılacak.
Solucionaremos este asunto.
Kinkaid'in katilleri, üçünün de icabına bakıldı.
- Capturamos a los asesinos de Kinkaid.
Hepsinin icabına bakıldı.
Lo preparé yo.
Oh, icabına bakıldı.
Está todo controlado.
Eğer Johnny'e bir şey olursa, onların icabına bakmakla vakit harcayacak adamlara bakıyorsun.
Si le pasa algo a Johnny, hay dos tipos que le buscarán y aunque les lleve mucho tiempo lograrán dar con él.
Şimdi gerçekten icabına bakılacak.
Ahora ándese con cuidado.
- Her şeyin icabına bakıldı.
- Ya está todo aclarado.
Siz beyler her şeyin icabına bakın.
Bueno, muchachos, vean que se haga todo.
- Her şeyin icabına bakıldı.
- Todo está bajo control.
Ücreti karşılığında, anne ve çocuğun icabına bakılır.
Te ocupas de la madre y del niño por una suma.
Şunun icabına bak.
Encárgate de ése.
Doğuştan var. Doğa onun icabına bakıyor.
La naturaleza se encarga de eso.
Bu akşam bunun icabına bak.
Lo haré esta noche, será fácil.
Onun icabına bak böylece sen ve ben ortak olalım.
Encárgate de él y nos haremos socios.
Elizabeth'le Cedric, o işin icabına bakıyor.
Elizabeth y Cedric se ocuparán de que no lo vean.
- Her şeyin icabına bakılacaktır.
- Nos encargamos de todo.
Muhtemel muhbirlerin icabına bakıldı.
Entonces todas las fugas están selladas.
Birkaç adam topla ve icabına bak.
Sanzaemon, reúne algunos hombres y encárgate tú mismo.
O sorunun icabına bakıldı.
No hay, en efecto.
Şimdi, Drew'in ölümünün icabına bakılması gerekiyor.
Tenemos que hacernos cargo de Drew.
Sen kalanların icabına bak.
Tú te ocuparás del resto.
Morgan'ın icabına bakılmasını istiyorum.
Quiero que te ocupes de Morgan.
Virijinyalı Kardeşler ile arabalarının icabına bakın. Tamam.
Deshazte de Los hermanos de Virginia y del carro.
Townsend'in icabına bakılacak.
Nos ocuparemos de Townsend.
Neden icabına bakılsın ki?
¿ Quién dijo que fuera necesario?
Geleceğimin icabına bakılmıştı.
Mi futuro estaba asegurado.
Her şeyin icabına bakıldı.
Este asunto está liquidado.
Gümrükçünün icabına bakın.
Ponte de acuerdo con el de aduanas
Her şeyin icabına bakıldı.
Me hice cargo de todo.
Aşırı yılışık hasta bakıcı Jimmy'nin icabına baktığın gibi mi?
¿ Cómo manejaste a Jimmy el camillero que toca demasiado?
Bak Bunte, sen siyasetle ilgilen. İşin icabına ben bakarım.
Usted encárguese de la política y déjeme a mí los negocios.
- İcabına bak Kronski.
- Encárguese, Kronski. - Gracias.
Bak icabına.
A por él.
Catesby, Ratcliffe, Lovel, siz bakın bu işin icabına.
¡ Catesby, Ratcliffe, Lovel, encargaos! Los demás que me estimen,
Sailor'ı halledeceğiz. İcabına bakın.
Dadle una buena lección al Marino.
İcabına bakıver, Buell. Sanırım Albay sorunun üstesinden gelecek, efendim, konu çok sıcak.
El coronel tendrá que atajarlo de raíz.
Bunların icabına siz bakın.
Encárgate de ello.
İcabına bakıldı.
Yo me encargaré de ellos.
- Dışarıdaki gardiyan nasıl biri? - İcabına bakıldı. - Ya avlu, kapılar?
¿ Cómo pasó esto por la guardia?
Sorununun icabına bu akşam bakılacak.
Esta noche me encargo de lo suyo.
- İcabına bakıver.
- Échale un vistazo.
İcabına bak!
¡ Desatáscala!
İcabına bak.
Encárguense de él.
İcabına bak.
¡ Pues, ponle una venda!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]