Nıye перевод на испанский
10,706 параллельный перевод
Cassie'ye neler yaptırdın.
Haz lo que le hiciste hacer a Cassie.
1939 yılının sonbaharında Luciano ve Lansky, Louis Lepke'ye ihanet etmek için bir plan yaptı.
En el otoño de 1939, Luciano y Lansky ponen en marcha un plan para traicionar a Louis Lepke.
Hayatındaki en büyük kararla yüzleşmişken en yakın danışmanı Meyer Lansky'ye başvurdu.
Enfrentado a la decisión más importante de su vida, recurre a su consejero más cercano, Meyer Lansky.
Dewey, Vito Genovese'ye karşı cinayet suçlamalarının dosyalarını hazırlattı.
Dewey presenta cargos por asesinato contra Vito Genovese.
Her ailenin bir patronu vardı ve bunlar "capo di tutti capi"'ye çalışırlardı patronların patronuna.
Cada familia tiene un jefe y todos ellos trabajan bajo las órdenes del capo di tutti capi...
SAG ödülleri prodüksüyonu için Emmy'ye aday mıydın?
¿ Fuiste nominado al Emmy por producir los premios SAG?
Eğer hikayeniz doğru çıkarsa yetkililer hakkınızda suçlama olmaksızın Suriye'ye gidip ailenizi ziyaret etmenize... -... izin verecekler.
Si su historia es verdad, las autoridades le permitirán... seguir viaje a Siria para ver a su familia antes de enfrentar cargos.
O zaman Daisy'ye sizinle bu konuyu konuşmamasını söyleyeyim.
Le diré a Daisy que no hable con Ud. sobre el tema.
- Tahribatın 97'ye doğru. Orada yüzde 9.
Los sensores de micro sismo... tienen un nivel de exactitud del 97,7 %
Dinleme cihazı takması gerektiğini söylediğinde Kirsten'ın Maggie'ye attığı ölüm bakışını gördünüz mü?
¿ Ustedes vieron la mirada de la muerte que Kirsten le dirigió a Maggie cuando le dijo que tenía que usar micrófono?
Rose'ye, bu fotoğrafın bize barışçıl bir geri dönüş olduğuna dair söz verdim.
Le he prometido a Rose esta foto sobre su pacífica vuelta a nosotros.
Yabancı birinin aracına mı? Meg niye öyle bir şey yapsın? Sınıf arkadaşlarıyla AVM'ye gittiği zamanı hatırladın mı?
Y García y yo iremos a tu casa, Kate. ¿ El coche de un extraño?
Çift canlının Pete'ye ne yaptığını gördün.
Viste lo que la díada le hizo a Pete.
Yaptığın şeyi Claire'ye söylemeyeceğimi nereden biliyorsun?
¿ Cómo sabes que no le diré a Claire lo que estás haciendo?
Ekmeğini zevkle ye, ve şarabını şen kalbinle iç, Tanrı çoktan yaptıklarını kabul etti.
Come tu pan con gozo y bebe tu vino con un corazón alegre, porque Dios ya ha aceptado tus obras.
Bir suikastçının Societele'ye karşı ifadesinin bir değeri yoktur.
El testimonio de un asesino no vale una puta mierda contra Societal.
Hayır, pilot arkadaşım yarın beni Mali'ye geri götürecek.
No, un amigo piloto, me llevará mañana de vuelta a Mali.
Ama söylediğim her şey doğrulandı, onlar da, onun ve aptal erkek arkadaşının Tarafsız Bölge'ye gitmesine izin verdiler.
Pero todo lo que dije concordó, así que dejaron que ella y el idiota de su novio escapasen a la Zona Neutral.
Charlie'ye geçen sene akciğeri nakledilen donörün kayıtlarını istiyorum.
Quiero detalles sobre el donante del cual Charlie recibió sus pulmones al año pasado.
2,000 Fransız askerinin İskoçya'ya gitmesi İngiltere'ye karşı daha az askerimiz kaldı demek, Navarre ile olan sınırımızda da öyle,
2.000 soldados franceses para Escocia significa menos soldados enfrentándose a Inglaterra, menos en las fronteras con Navarra,
İngiltere'ye derhal yola çıkabilirim böylece Elizabeth kararını verebilir.
Puedo salir para Inglaterra inmediatamente así Isabel puede tomar su decisión.
Yarından itibaren miktarı 20'ye çıkartın.
A partir de mañana por favor bombealo hasta 20 ml.
Ve sonra kartlarımızı doğru oynarsak 2020'ye kadar belediye başkanının mansiyonunda yaşıyor oluruz.
Y, si jugamos bien nuestras cartas, tú y yo estaremos viviendo en la mansión del alcalde en 2020.
Yeni Delhi'ye ne taşıdın?
¿ qué te trajo a Nueva Delphi?
Reggie'ye Los Angeles'ta olduğumuzdan daha yakın değiliz.
No estamos más cerca de Reggie de lo que lo estábamos en Los Ángeles.
Şimdi A'ye kimin insanlara oyuncak bebek gibi davranmasını öğrettiğini biliyoruz.
Ahora sabemos quién enseñó a "A" a tratar como muñecas a las personas.
Karakurt'a, ABD'ye girişi için gidiş çantası sağlayanın o olduğunu düşünüyorum.
Creo que es el que proporcionó a Karakurt una identidad a su llegada a los Estados Unidos.
Dembe'ye göre, Fitch ölmeden önce, Reddington'a Caul'u bulmasını Mesnet hakkında, kabal hakkında bilgisi olduğunu söylemiş.
Según Dembe, antes que Fitch muriera, le dijo a Reddinton que encontrara a Caul, que podría tener información sobre el Fulcrum, la sociedad.
Yine de anahtarını Kule'ye geri vermiyorum.
Aún así no conseguirás que te devuelva tu llave de la Torre.
Evet, bu İntikamcılar'da olduğundan farklı bir şey ama eğer Fury'ye güvenirsen yaklaşımının getirdiği avantajları görürsün.
Sí, es un cambio para los Vengadres pero verás que el método de Furia tiene sus ventajas, si confías en él.
- N'olur Amy'ye yaklaşma.
Por favor no vayas detrás de Amy.
"Çar Birinci Nicholas, Türkiye'ye Avrupa'nın hasta adamı demiştir."
Zar Nicholas I, llamado en Turquía, "el enfermo de Europa".
Susan'nın o gece nerede olduğunu Eddie'ye ispiyonladılar.
Lo alertaron dónde Susan estaba esa noche.
Rami'ye sarayı gezdirerek başlarsın diye düşünmüştüm.
He pensado que podrías empezar por... por darle a Rami un paseo por palacio.
Victoria ve diğerlerinin Emily'ye iftira attığını kanıtlamalıyız.
Tenemos que demostrar que Victoria y otros inculparon a Emily. ¿ Qué otros?
Ama Victoria'nın Emily'ye kurduğu tuzağın kanıtını arıyordu.
Pero estaba buscando una prueba de que Victoria había inculpado a Emily.
Kore'ye babamın cenazesi için döndüm.
Volví a Corea para el funeral de mi padre.
Brian'a ilacını vereceksem Lassie'nin eski bölümündeki Timmy'nin Lassie'ye fitil vermesi gereken sahneyi izlesem iyi olacak.
bien, si le voy a dar a Brian su medicina deberia mirar los viejo capitulos de Lassie en la parte en que Timmy tiene que darle un supositorio.
Kadınlarla arkadaş olmak çok karmaşık, ve benim için haddinden fazla zor. Şimdi şu komi'ye parasını vereyim de buradan gidebilelim.
tratar con mujeres es demasiado complicado y demasiado intenso para mi, solo dejame pagar al camarero y salgamos de aqui.
- Nikki'ye Joan'ın bulduğu kitabı veren müdafaa avukatı.
Es el abogado de la defensa que le dio a Nikki el libro que encontró Joan.
Yarın ki programımda, ben tüm Mali'ye aşkımızı ilan edeyim.
Mañana en mi programa, en directo transmitiré nuestro amor a todo Mali.
Kendisinin Tarafsız Bölge'ye kaçtığını düşünüyoruz.
Bueno, asumimos que escapó a la Zona Neutral.
- Audrey'ye ihtiyacın var.
Necesitas a Audrey.
Audrey'ye verdiğimiz şansın ona da verilmesini hak ediyor.
Merece la misma oportunidad.
Audrey'ye ne yaptın?
¿ Qué hiciste con Audrey?
Bir Castili'ye göre, kefaretim sadece siz insanların deyimiyle "ağır ceza" ile olabilir.
Para un Castithan, la expiación solo puede logarse mediante lo que los humanos llamáis "justicia dura".
Kraliçe'ye boyun eğersen güvende olacaksın.
Si te rindes ante la reina estarás a salvo...
Konohamaru-sensei'ye doğru bu ayı pandasını çekmemizdir.
Lo más importante ahora es atraer a este Oso-Panda hacia el Sensei Konohamaru.
Kuzey girişi tamamen kapanmış. Göçük altında 20'ye yakın araç mahsur kalmış.
La entrada norte se ha derrumbado por completo, atrapando cerca de veinte vehículos bajo los escombros.
Şok cihazını 150'ye şarj edin!
Carga a 150. ¡ Palas!
Billy'ye anlatmadın?
- ¿ No se lo dijiste a Billy?
niye 2095
niye ki 276
niye sen 17
niye biliyor musun 47
niye ben 33
niye sordun 123
niye peki 16
niye mi 59
niye soruyorsun 33
niyeymiş 54
niye ki 276
niye sen 17
niye biliyor musun 47
niye ben 33
niye sordun 123
niye peki 16
niye mi 59
niye soruyorsun 33
niyeymiş 54