Anlatacağım перевод на французский
4,026 параллельный перевод
Anlatacağım.
Je vais le faire.
Hepsini anlatacağım.
Je vais tout te raconter.
Janie'ye gülümsedi ve çocuğumuza anlatacağımız çok güzel bir hikayemiz olduğunu söyledi. Oracıkta Maya'yı doğurttu.
Il a souri à Janie, et lui a dit qu'elle aurait une belle histoire à raconter à notre enfant, et a accouché de notre petite Maya juste là.
Şu aptal hikâyeyi bir daha anlatacağım.
Je vais juste passer à travers toute la stupide histoire encore.
Sana dedim, annemi geri getirirsen sana nereden bulduğumu anlatacağım.
Je vous ai dit, vous me ramenez ma mère, et je vous dis exactement comment je l'ai eu.
Sana her şeyi anlatacağım.
Je.. je vous dirai tout.
Ama bunu daha sonra anlatacağım.
J'y reviendrai.
Sana bir şey anlatacağım ama sen kimseye söyleyemezsin.
Je vais te dire quelque chose, mais tu ne dois le dire à personne.
Ben anlatacağım.
Je le ferai.
Gitmeden önce anlatacağım, söz veriyorum.
Avant que je parte.
- Sana her şeyi anlatacağım.
- Je te raconterai tout.
- Mathias, sadece Alma beyaz şahine anlatacağım ki onun torunu öldürüldü.
Mathias, je viens juste d'annoncer à Alma faucon blanc que son unique petit-fils a été tué.
Colorado'lu çocuğu anlatacağım!
Je vous parlerai du Colorado Kid.
Tamam, sana anlatacağım.
Ok. Je te dirai.
Daha sonra hepsini anlatacağım ama çocuklarla ilgili bir şey bulabildin mi?
J'expliquerai tout plus tard, mais pour l'instant, tu as trouvé quelque chose sur les garçons?
Sana bunları ben mi anlatacağım?
Je n'ai pas besoin de te le dire.
Çünkü Gray'e gidip gerçekleri anlatacağım.
Car j'irai dire la vérité à Gray.
Bir yalancı olmak istemiyorum o yüzden Rachel'a anlatacağım.
et je ne veux pas être un menteur donc Je vais dire à Rachel.
Bu sana anlatacağım şeyi daha da kötü hale getirdi.
Ce qui m'amène à te dire quelque chose de pire.
Şimdi sana bir hikâye anlatacağım ve bittiğinde bir karar vermen gerekecek.
Maintenant je vais le raconter une histoire, et à la fin, tu prendras une décision.
Bu akşam ablama gideceğim onları görüp, olanları anlatacağım.
Je vais chez ma soeur ce soir ; les voir, jouer le jeu.
Onlara olanları anlatacağım.
Je leur dirai ce qui s'est passé.
Bildiğim herşeyi size anlatacağım.
Je vous dirais tout ce que je sais.
Şimdi eğer izin verirseniz, Bay Duvar çeşmeye, her şeyi ona da anlatacağıma dair bir söz vermiştim.
Donc, si vous voulez bien m'excuser, M. Mur, J'ai promis de tout expliquer à la fontaine d'eau.
Şu partiyi hele bir atlatalım söz veriyorum ki sana her şeyi anlatacağım.
Allons juste à cette fête... Et je promet de tout te dire.
Mahkemede anlatacağım.
Je vous le dirai au tribunal.
Size anlatacağım şey bu odadan dışarıya çıkmayacak.
Ce que je vais vous dire ne sortira pas de cette pièce.
Hayır, onlara olanları anlatacağım. Neden sordun?
Je les informe.
Anlatacağım masalı dinle sadece ve her şey yoluna girsin.
Ecoute simplement mon histoire pour s'endormir, et tout deviendra clair.
Carter, bu yaptığın bir suç ve bunu tüm dünyaya anlatacağım.
Carter, ce que tu fais est criminel, et je vais le dire au monde entier.
Ama ben size şimdi her şeyi anlatacağım.
Mais je vais... vous dire tout maintenant.
bunu çocuklara anlatacağım.
Je vais le dire aux gars.
Ama seninle benim aramda ne oluyor diye anlatacağım ona?
Mais qu'est-ce que je dois lui dire à ce sujet?
Sana ne anlatacağımı bilmiyorum.
Je ne sais pas quoi te dire.
Her gece uyumadan önce Mavey Wavey masalları anlatacağım ona.
Je lui raconterai tes histoires tous les soirs.
Jessup'a bildiğim herşeyi anlatacağım.
Je vais dire à Jessup tout ce que je sais.
İkisini de anlatacağım.
Je vais vous dire les deux.
Her şeyi geçtim, sırf şu yaptığın şeyden sonra babana olan biteni anlatacağım ya.
Je sens bien que je vais aller voir ton père finalement, après une si pitoyable tentative.
Jess'e burada gördüklerimi anlatacağım.
Je vais tout raconter à Jess. Tu peux être sûre.
Günün güzelliği ortada ve ben size her şeyiyle bunu anlatacağım.
Une super de belle journée aujourd'hui et tout à l'heure, je vous... en reparle!
Sana ne biliyorsam anlatacağım, ama şimdi arabaya dönmemiz lazım.
Je vais te dire ce que je sais, mais tu dois revenir dans la voiture maintenant!
Anlatacağım.
Je vais vous le dire.
Ona yardım etmeyi sürdürmezsem, sana her şeyi anlatacağını söyledi ve ben de mecbur kaldım.
Il a dit que si je ne l'aidais pas, il te raconterait tout, et j'ai été entrainée.
Ne bilmek istiyorsan anlatacağım.
Je vous dirai ce que vous voulez savoir.
Onlar gidince sana hepsini anlatacağım.
Je vous dirai tout une fois qu'ils seront partis.
Eğer ona yardım etmezsem babasıyla yaptığı anlaşmayı anlatacağını söyledi.
Il dit que si je ne l'aidais pas, il dira tout sur le deal que j'ai passé avec son père.
Tamam, eğer teklif ederse ona her şeyi anlatacağım.
Je dois lui dire.
Corporate Invaders 2'nin de temple of doom gibi asıl geçmişteki olayları anlatacağını varsayabilir miyiz, veya karşımızdaki durumu bize yutturmaya çalışan tembel bir yazar mı?
Faut-il supposer que dans Corporate Invaders 2 est en fait une préquelle comme temple du malheur? Ou est ce un écrivain fainéant qui nous sort un Marvel?
Sonra anlatacağım.
Mais nous y reviendrons.
Farklı dünyalardan olduğumuzu anlatacağın konuşma mı bu?
Est-ce le discours où tu me dis qu'on vient de deux mondes différents?
Doğruyu anlatırsam onları içeri atabilecek misin? Baba! Doğruyu anlatacağım!
arrête les et elle aussi!
anlat 464
anlatamam 71
anlatabildim mi 110
anlatayım 104
anlatsana 152
anlatma 25
anlat bana 351
anlatırım 31
anlat hadi 43
anlat bakalım 207
anlatamam 71
anlatabildim mi 110
anlatayım 104
anlatsana 152
anlatma 25
anlat bana 351
anlatırım 31
anlat hadi 43
anlat bakalım 207