Birinin перевод на французский
28,245 параллельный перевод
Yani emniyet güçlerinden birinin kapıda belirmesi tehditten çok rahatlama sağlıyordur.
Quelqu'un des forces de l'ordre frappant à la porte peut être bienvenu plus que vu comme une menace.
"birinin korkusunu elimizde tutup onlara göstermektir."
"en tenant la peur d'un autre entre nos mains et en leur la montrant."
Binada herhangi birinin home office'i var mı?
Quelqu'un a un bureau à domicile?
Umursadığın birinin sıçtığı an umursaman bir saniye de buhar olup uçup gitmiyor.
Quand on se préoccupe à ce point de quelqu'un ça ne s'évapore pas comme ça à la seconde où ils foirent.
Birinin bir şeyleri unutmaya çalıştığını gördüğümde anlarım
Je vois bien quand quelqu'un essaye d'oublier quelque chose.
"Kesinlikle birinin fotoğrafına bakıyorlar" demiştim.
J'ai dit : "Regarde ça. C'est sûr, ils matent une photo."
Belki bu çatı altında bulamayabilir ama New Orleans'da doğduğunun farkında mısın yıllarca bu bölgeye hükmettiğinin St. Anne kilisesinin merdivenlerinde kılıcını en iyi adamlarımdan birinin kalbine sapladığının.
Peut-être pas sous ce toit, mais tu sais qu'elle est née à la Nouvelle-Orléans, qu'elle a terrorisé le Quart pendant des années, planté sa lame dans le coeur de mes meilleurs hommes, dans les marches de l'église de St.
Beyaz birinin sığ anlayışını mazur görün fakat eminim ki imparatorluğun emirlerini...
Pardonnez l'entendement médiocre d'un homme blanc, mais l'honneur de l'empire impose...
Birinin beni sevebilmesi düşüncesi...
L'idée que quelqu'un puisse m'aimer...
Birinin ruhunda kötülük varsa, aynanın karşısında ortaya çıkarmış.
Ça dit que si quelqu'un a le diable en lui, il se reflètera dans le miroir.
- Birinin kaç tane prensibi olabilir? - Kes artık.
- Combien de principes on peut avoir?
Birinin çocuğunu kaybetmesinden daha büyük bir acı yok.
Il n'y a aucune douleur semblable à la perte d'un enfant.
Birinin biraz köz koyması gerekiyordu, Bumble.
Quelqu'un devait mettre du feu en toi, Bumble.
- O birinin ismi var.
Ce quelqu'un a un nom.
Birinin bana attıracağı tek 12 adım budur.
Ce sont les seules marches où quelqu'un a le droit de me prendre.
Birinin geçmişte başına gelen kötü şeylerin onu o yapmadığı ve hayatına devam ettiği ile ilgili bir hikaye.
L'histoire de quelqu'un qui ne se laisse pas abattre par les mauvaises choses qui lui sont arrivées par le passé et qui continue malgré tout.
B-Bunlardan birinin fiyatıyla bütün ay geçinirim yahu ben!
Je pourrais vivre un mois avec le prix de ces pancakes!
Malum birinin hayatı buna bağlı ama.
Certaines personnes vivent de ça.
Hiç birinin.
Tous tes devoirs.
Herkes para çantalarından en az birinin kaybolduğundan bahsetmeye başladı.
Tout le monde a commencé à parler du fait qu'il devait y avoir au moins un sac plein d'argent qui était manquant.
Pekala, bu birinin beni şimdiye kadar götürdüğü en mükemmel randevu.
C'est le meilleur rencart où on ne m'a jamais invité.
Dedikodulara göre antrenörlerden birinin Akademi'den bir polisle anlaşması varmış.
Le bruit court que l'un des entraineurs avait affaire à un flic à l'académie.
20 yıl önce, Britanya dünya nüfusunun beşte birinin üzerinde nüfuz ve kontrol sahibiydi.
Il y a vingt ans, la Grande-Bretagne avait de l'influence sur un 5e de la population mondiale.
- Birinin bunu yapması gerekiyor.
- Il faut que quelqu'un le fasse.
Ama yine de onlardan birinin vampir öldürme makinesini alt etmesine yardım ettin.
- T'as aidé l'un d'eux à éliminer une machine à tuer les vampires.
İçlerinden birinin silahı varmış. Hava atıyorlarmış.
L'un d'entre eux avait une arme.
- Birinin bıçağı vardı, mecbur kaldım.
Un d'eux avait un couteau. Et j'étais obligée.
Ama birinin mektubunu açmak kanunlara aykırı değil mi?
Mais ce n'est pas illégal d'ouvrir les mails de quelqu'un?
Anladım ki her sayfada New York ofisinden birinin adı vardı, benimki de dahil.
Il s'est avéré qu'il y avait un nom du bureau de New York sur chaque page, dont le mien.
Birinin döndüğünü düşünüyorlar.
Ils pensent que quelqu'un a parlé.
Hayatında ilk defa farkına vardı ki nefes almaya devam etmesinin tek yolu birinin izin vermesiydi. Bir efendisi vardı.
Pour la première fois, elle a réalisé qu'elle respirait encore parce que quelqu'un d'autre l'autorisait, qu'elle avait un maître.
- Nihayet birinin keyfi yerinde.
Enfin quelqu'un de bonne humeur.
Aralarından birinin açığa çıkmasına izin vermezler.
Je vous préviens, ils ne vont pas laisser l'un des leurs Se faire connaître par les fédéraux si facilement.
Birinin seni görmesini mi istiyorsun?
Tu veux que quelqu'un te voit?
Sığırlardan birinin suyu geldi ve seni adını mölüyor.
Une des vaches a perdu les eaux et elle crie ton nom.
Birinin kalacak yer için sana yalvarmasındaki güzellik de bu işte.
C'est l'avantage d'avoir quelqu'un qui te supplie de l'héberger.
Birinin en az bir kez onlara ateş ettiğini de.
On sait que quelqu'un leur a tiré au moins une fois dessus.
İnternetten birinin adresini bulabilecek bilgisayar manyağı birilerini tanıyor musun?
Tu connais des geeks qui pourrait m'aider à retrouver quelqu'un sur Internet?
Olga ismindeki birinin beni tuzlu çörek gibi tuzlaması gerekiyordu şu an.
Quelqu'un nommée Olga devrait être en train de me saler comme un bretzels!
Hazır siz de gelmişken dışarıdan birinin fikrine ihtiyacım var.
Pendant que vous êtes là, j'ai besoin d'une opinion extérieure.
İpleriniz başka birinin ellinde, kim olduğunu bilemiyorum ama.
je ne suis pas sûr de qui.
Gideceğim ben. Çünkü en son bu kadar sinirlendiğimde birinin kaşı gitmişti.
Je m'en vais parce que la dernière fois que j'étais si énervée, quelqu'un a perdu un sourcil.
Bana buradan birinin yeni kalbinin kırıldığını söylediler.
Ils me disent que quelqu'un ici a eu le coeur brisé.
Eğer birinin ona canavar gönderdiğini düşünüyorsanız ben olsam bunlarla başlardım.
Si vous pensez que quelqu'un a envoyé un monstre à ses trousses, commencez par lui.
Charles Baskerville'in yağmaladığı patentlerden birinin temel alındığını söyledin.
C'est basé sur l'un des brevets volés par Charles Baskerville?
- Birinin başı belada.
Quelqu'un a des problèmes. Ralentis!
- Birinin gidip onu alması gerekecek.
Quelqu'un va devoir aller le chercher.
İşe alınacak birinin dinlenmeye müsamaha göstereceğini sanmıyorum.
Je n'imagine pas une nouvelle recrue accepter d'être sur écoute.
Polisler gelmişti ; birinin duvarı yıktığını söylediler.
Les flics étaient là ; ils ont dit que quelqu'un avait arraché le mur.
Benim gibi çiroz, kısmen yakışıklı, baş belası birinin senin gibi biriyle birlikte olabileceğine bahse gidiyorum.
Je parie qu'un maigre, modérément beau, un casse-pieds comme moi peut avoir quelqu'un comme toi.
Yap bozlardan birinin altında yazan "Northcliff" ismini buldu.
Il a trouvé le nom "Northcliff" écrit en-bas d'un de ces puzzles.
birini 32
birinci gün 16
birinci 55
birinci katta 19
birine 18
birincisi 390
birinci kat 30
birinci dünya savaşı 32
birini arıyorum 33
birini bekliyorum 30
birinci gün 16
birinci 55
birinci katta 19
birine 18
birincisi 390
birinci kat 30
birinci dünya savaşı 32
birini arıyorum 33
birini bekliyorum 30