Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / турецкий → французский / [ B ] / Birşey olmadı

Birşey olmadı перевод на французский

496 параллельный перевод
Kapının önünde yere düştüm ve... kötü birşey olmadı!
"mais il ne s'est rien passé! Rien du tout!"
- İyi birşey olmadığı kesin.
Pas grand-chose de propre.
Yapabileceğim birşey olmadığından emin misiniz?
Je ne peux rien faire pour vous?
Emin misiniz? Ciddi birşey olmadığına emin misiniz?
Vous êtes sûr qu'il n'a rien de grave?
Eve geldiğinde, sana ciddi birşey olmadığını söylemiştim.
Je t'ai dit que ce n'était rien de grave.
Bu arada rapor edecek çok önemli birşey olmadığı sürece... siz ikinizin biraz uzak durmanız iyi olur.
Sauf urgence, ne vous voyez pas pendant quelque temps.
Asla yıldızdan düşük veya başka birşey olmadı, olmayacak.
Elle ne sera jamais moins ni autre chose que cela.
- Pek birşey olmadı.
- Pas grand-chose.
Ona ateş ettim ve vurdum ama birşey olmadı, ben de kaçtım...
J'ai tiré. Mais rien ne s'est passé, alors j'ai couru...
Sana birşey olmadığını söylemiştim.
Je t'avais dit que ce n'était pas vrai.
hiç yoktan iyidir. aramızda hiç birşey olmadı. asla olmadı.
Il n'y a, et il ne pourra jamais rien y avoir entre nous!
Söylediklerim Bay Summerton'ın kaybettiği birşey olmadı diye anlaşılmasın, Doktor.
Je n'avais pas remarqué que M. Summerton avait perdu quelque chose.
Hiç birşey olmadı!
Il n'est rien arrivé!
Ayın öbür tarafında ne olduğunu merak ettiğinde orda cennetin olabileceğinden hiç bahsetti mi,..... yoksa yıldızlar, aylar, galaksiler ve evrensel tozlardan başka birşey olmadığını mı söyledi?
Quand il s'interrogeait sur l'autre face de la lune, a-t-il jamais fait mention du paradis? A-t-il dit que le monde n'était fait que d'étoiles, de lunes, de galaxies et de poussière?
İki yıldır buradayım ve burada bu kadar kaldıktan sonra sorumluluğun öyle baştansavma birşey olmadığını anlıyorsun.
Les deux années que j'ai passées ici m'ont appris que la responsabilité était une chose complexe.
Çünkü korkuyorsun--bu korkunun bir kurmacadan başka birşey olmadığından korkuyorsun.
Parce que vous craignez... que votre peur ne soit que... des vilains tours de votre imagination.
İstediği birşey olmadıkça hiçbir insan Tanrıları hatırlamaz.
Aucun homme n'invoque les dieux à moins de vouloir quelque chose.
Birşey olmadı.
Il n'y a pas de mal.
Yapacak başka birşey olmadığı için ben de gittim.
Elle a insisté, j'étais obligé d'y aller.
Ama Mowgli, hayatını dostu uğruna feda eden kişiden daha değerli birşey olmadığını asla unutma.
Mais souviens-toi. La plus grande preuve d'amour, c'est de donner sa vie pour son ami.
Basın kötü şeyler söylesin varsın, siktiriboktan birşey olmadıkça.
La presse ne nous ratera pas, sauf si ça se passe bien.
- Ne oldu öyle ise? - Şey, birşey olmadı.
- Alors il est arrivé quoi?
O ve ben! Asla böyle birşey olmadı!
Elle et moi, nada, nada!
Birşey olmadı ya?
Êtes-vous blessée?
- Birşey olmadı.
- il n'est rien arrivé.
Gerek yok, kimseye birşey olmadı.
- Ça va, il n'y a pas de mal.
Hayır efendim. Bunun doğru birşey olmadığına inanıyorum.
Je pense que c'est mal.
Kimseye birşey olmadı.
- Ça peut arriver à n'importe qui.
Birşey olmadı ki.
Il ne s'est rien passé.
Sana birşey olmadı ya.
Dieu merci, tu n'as pas été blessée.
Bana birşey olmadı.
Je saigne pas.
Memur korkacak birşey olmadığını söylüyor.
L'officier dit qu'il n'y a pas à avoir peur.
Bu konuda yapabileceği birşey olmadığını söyledim.
Je lui ai dit que c'était inévitable.
Birşey olmadı...
Rien.
Bir keresinde bunlardan birinde 180 derece döndüm ve birşey olmadı.
Pas de souci. Une fois j'ai fait un 180 degrés là-dedans et j'ai rien eu.
"Bu pek de şerefli birşey olmadı."
Ça n'a pas été honorable.
Birşey olmadığını sen de biliyorsun.
Si tu veux savoir, il s'est rien passé.
Zorlayıcı birşey olmadıkça aşırı şoka asla girmem "
Tant que j'aurais assez de came, je prendrai jamais un méga-shoot.
Sana, bilmenin pek de sağlıklı olmadığı birşey söyleyeceğim.
Je vais vous dire quelque chose qu'il n'est pas très prudent de savoir.
- Birşey olmadı.
Non, il ne s'est rien passé.
Pencerelere bakıp orada olup olmadığını, ya da gelmesini engelleyecek kötü birşey olup olmadığını düşündüğümü hatırlıyorum.
Je levai les yeux vers les fenêtres, me demandant ce qui l'avait empêché de venir.
Uygun bir ilaç olmadığı için, elimden fazla da birşey gelmiyor.
Sans médicament précis, je ne peux pas faire grand-chose.
Umurunda olan birşey varsa da, Ordu olmadığı kesin.
S'il se soucie de quelque chose ce n'est certainement pas de l'armée.
Bilinçaltında bunun yanlış olmadığını bilseler bile, bu normal ve doğal birşey, fakat yanlış olarak öğretilegelmiş.
Même s'ils sentent que c'est bien, que c'est normal, naturel. Leur éducation les bloque.
Hiç olmazsa birşey olup olmadığını anlayana kadar.
Au moins pour en avoir le cœur net.
- Böyle birşey olmadı.
- Que se passe-t-il? .
Değişimlerin olmadığı bir gezegende olsaydık yapabileceğimiz birşey olmazdı.
Si nous vivions sur une planète immuable... il n'y aurait rien à faire.
Sana birşey ileten olmadı mı?
Ils t'ont recalé en tout?
Nazilerden korkacak birşey olmadığını sanıyordum.
Rappelle-toi de cette affaire avec Miklas.
Julie, lütfen benim için yapabileceğin birşey olup olmadığını sorma.
Ne demande pas si tu peux faire quelque chose.
Tarihte böyle birşey söz konusu olmadığından kurt herhangi bir şey yaptığında, insanı kuduz yapabilir- - çılgınca. "
Parce que jamais dans l'histoire un loup n'a attaqué un humain à part s'il avait la rage "

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]