Bu hariç перевод на французский
702 параллельный перевод
Benden her şeyi isteyin ama bu hariç. Ben böyle bir utancı kaldıramam. Ölürüm daha iyi.
Demandez-moi n'importe quoi, mais pas ça!
Bu hariç. O da benim değil.
A part ça, et ce n'est pas à moi.
Son üç ayda, bu hariç iki kez kötü şans yaşadık.
On a tiré les piques deux fois en trois mois, sans compter celui-là.
Bu hariç hepsini.
Tous, sauf celui-ci.
Bu hariç.
Tous, sauf celui-ci.
İşte geldik. Kesinlikle ışıktan uzak, bu hariç.
Aucune lumière sauf celle-ci.
Bu hariç her şeyi açıklamış oldun.
Tout est clair, sauf ça.
Bu hariç.
Quel bonheur!
Bu hariç hakkındaki her şeyi anlattı.
Il m'a informé de tout, absolument de tout, sauf ça.
Bu hariç.
Sauf ça.
- Her konuda. Bu hariç.
- Pas à ce sujet, André!
Bu hariç.
Mais pas ça.
Hepsi sattılar, bu hariç.
Tous les autres ont vendu. Il ne reste que l'île.
- Kimsenin elinden bir şey gelmez beklemek hariç. - Öyleyse ben beklerim sen de bu arada dinlenirsin.
On ne peut que veiller et attendre.
Bu çabaların sonucunda 132 dakikalık ses kaydının tamamı ve görüntülerin 7 dakikası hariç hepsi bulundu.
Grâce à ces efforts, on trouva une bande son de 132 mn, et l'intégralité du film, 7 mn exceptées.
- Ben hariç herkes bu işe bulaşmış.
- Tout le monde est au courant sauf moi.
Bu hiç dert değil, tek bir kısmı hariç, sen.
Ce n'est pas grave, je l'accepte. Sauf une partie, celle te concernant.
Senin krallığına... bağlılık yemini edeceğim... artık krallığımızdaki her şey senin... bu halı hariç, onu kendime saklıyorum.
Et maintenant, je te rends hommage, car tu es roi et tout dans notre royaume t'appartient, hormis ce tapis que je garde pour moi.
Bu sabaha dek siyasetten 1-2 sene çekilecek kalacak kadar hastalandığını bildirmezse... Pazartesi günü, kendi gazeteleri hariç tüm gazeteler vereceğim hikayeyi basacaklar.
Qu'il annonce demain son départ pour raison de santé... ou tous les journaux de l'État publieront mon histoire.
Bu geceki parti için süslendi entarisi hariç.
Elle est sur son 31 pour la fête. Enfin, sauf sa robe.
Bu herkesi sıkar, ben hariç.
Cela ennuie tout le monde, sauf moi.
Pek bir şey yok. Yirmi altı yıllık deneyim istatistikler ve midemdeki bu beton parçası hariç.
Rien que 26 années d'expérience, mes statistiques, et cette brique dans mon estomac.
Bütün yabancılar bu bölgede toplanır, ancak çat pat Almanca hariç, hiçbiri aynı dili konuşmazdı.
Policiers étrangers... ne parlant pas la même langue... sauf quelques mots d'allemand.
Şimdi bu odadan çıkmayacaksın. Öğle ve akşam yemeği zamanın hariç.
Tu vas rester dans cette chambre, et sans manger du tout.
Winchester'lı insanlar bu silahları üretirken on veya yirmi bin silahtan biri hariç hepsi kusursuz olur.
Quand les gens de chez Winchester fabriquent ces fusils... de temps en temps, y en a un sur dix ou vingt mille... qui est juste parfait.
Bu silaha sahip olabilecek başka kimseyi düşünemiyorum, ben hariç. Sağ ol.
Je ne voudrais voir personne d'autre posséder ce fusil à part moi.
Bu, sorumsuzca hareket etme özgürlüğü hariç, herhangi bir özgürlükten vazgeçmek anlamına gelmez.
Cela ne signifie pas renoncer à la liberté mais renoncer à agir avec irresponsabilité.
Büyükelçinin bu olaydan haberi yok, ne de bir başkasının iş ortaklarım ve siz hariç.
Personne n'est au courant excepté mes associés et vous.
Bu mavi, pembe, sarı ve gri yeşil hariç her şey.
C'est bleu, rose, jaune, gris, tout sauf vert.
Unutmayın, bu cinayet suçlamasıyla ilgisi hariç..... sanığın Madam Grandfort'la ilişkisi hakkındaki görüşleriniz esasında..... sanığı yargılamanız söz konusu olamaz.
Vous ne tiendrez pas compte dans votre verdict, quel que soit votre point de vue, des relations de l'accusé avec Mme Grandfort, sauf si elles ont un rapport avec le crime.
Herneyse, bu onun cenaze töreni. Kendi cenazem hariç hiçbirine gitmeyeceğim.
Si elle meurt, je n'irai pas à ses obsèques.
Sevgili madam, Pariste bu tanıma uyan 100.000 erkek var. Turistler hariç.
- Mais ma petite dame, des bruns de 30 ans, mesurant 1, 70 m, y en a 100000 à Paris, sans compter les cousins de province en balade.
Tabii insan faktörü hariç. Tüm iyi planlar insan faktörünü de içerir, ama bu konuda hakkın vardı.
Tout bon plan comprend cet element.
Bu teçhizatın yarısını stoktan temin ederiz. Gerisini de bir şekilde ayarlarız. Bu özel klistron frekans modülatörü hariç.
On peut remplacer la moitie du mecanisme et reparer le reste... mais pas le modulateur de frequence Klystron.
Geride fiziksel yapılarına ait hiçbir kayıt kalmamış. Belki bu karakteristik kemer formu hariç.
Aucune description physique n'en subsiste... sauf, peut-etre, sous la forme de cette arche caracteristique.
Kendisine şövalyelik yaptırılan bu gemide, belki siz hariç, Ahab'ın tekmeleyemeyeceği hiç kimse yoktur.
Tout le monde à bord, à part vous, préférerait un coup de pied d'Achab qu'un titre de chevalier.
Bu adam hariç içindeki herkes de.
Qui d'autre était à bord? à part cet homme...
Hepsi bu kadar. Kendi hakkımda bildiğim iki şey hariç.
Cela donne 2 choses... que je sais de moi.
Tüm sabah boyunca tabura ulaşmaya çalıştım, Bu havada koreliler hariç kimse çıkmaz.
J'ai essayé toute la matinée, mais je ne capte que du coréen.
Tabii, bir gün, Dr. Jekyll'den bir karakter fazlasına sahip bu bayanla karşılaşan Georgia Tıp Fakültesi'nden Dr. Thigpen ve Dr. Cleckley hariç.
Jusqu'au jour où les Dr Thigpen et Cleckley, du Medical College de Géorgie, furent en présence d'une femme possédant une personnalité de plus que le Dr Jekyll.
Bu duruşmada, Frederick Manion hariç herkes yargılanıyor.
Dans cette affaire tout le monde se trouve incriminé, excepté Manion.
Bu zarflar hariç.
À part pour ces enveloppes.
Adamlarımın hepsi bu bölgede. Mekanize birlik hariç. Tabura kaydırıldılar.
Mes hommes sont tous là, hormis une section détachée au bataillon.
Bu kız hariç.
Sauf avec cette fille.
- Mahkemenin bilgilenmesi açısından, sözcüklere dökülmesi edebe aykırı suçlamalar için tüm saygılarımla... tanıklığı gereken bu genç hanımefendiyi tanık olarak çağırırken, mahkemenizin suçlamaları okuduğunu bilmekle birlikte onları hariç tutup, sanığa yüklenen suçlamalarda dikkatinizi çeken Savaş suçları ile ilgili 92.ci maddenin dikkate alınmasını talep ediyorum.
Puisque la cour reconnaît la nature indicible des faits, je voudrais suggérer que, par égard pour la jeune femme dont la présence est nécessaire en tant que témoin, la cour ne lise pas toutes les charges en détail et se réfère à l'accusé en tant que coupable de violation du 92e article du code de guerre pour les deux chefs d'accusation.
Ve bu çocuklar, sen hariç herkese göre kötü.
Ceux-ci sont mauvais. Sauf à vos yeux.
Bu hayatta, iki burun deliği olanlar hariç, herkese güvenebilir insan.
Dans la vie il faut faire confiance à tout le monde sauf à ceux qui ont un nez à deux trous.
İşte konu bu, yerleşim planı hariç. Şimdi söz sende Rip.
Rip va vous donner les détails.
Bu kat ve yukarıdaki hariç,.. ... ki onu da güvenlik nedeniyle kapattık. Diğerleri olağan şekilde hizmet veriyor.
À part cet étage et celui du dessus, fermé par mesure de sécurité, le reste fonctionne normalement.
Bu pençeler Lustucru Makarnası hariç her şeyi tutabiliyor.'
"A bas les pattes, sauf les pâtes Lustucru."
# Alçakgönüllülüğün tüm dünyaya miras kalması gerektiğini öğret ona. Bu ülke hariç.
L'humble héritera de la terre.