Bu hafta перевод на французский
9,657 параллельный перевод
Hem, bu hafta çok itilip kakıldım.
En plus, j'ai eu une très dure semaine.
Sadece bir yıl önce ölümden dönen oyuncu Brody Walker bu hafta sonu gişe rekoru kırması beklenen Gridlock adlı başarılı filmiyle yeniden gündemde.
Après avoir littéralement frôlé la mort il y a un peu plus d'un an, l'acteur Brody Walker est de retour à l'écran avec son dernier film Sortie de secours qui a battu des records d'entrées le week-end dernier.
Bu şartlar altında takımla bu hafta sonu tanışamazsın.
Voyons, Sophia. Vu les circonstances, je comprends ton empêchement.
İki tanesi bu hafta olacak.
Dont deux ce week-end.
Bu hafta Amy Winehouse'u gazetelerde gördünüz mü?
Vous avez vu Amy, dans le journal?
Yani, büyük final bu hafta sonu.
Quel problème? Et bien... C'est la grande finale ce weekend.
Seni bu hafta görüp göremeyeceğimi merak etmiştim.
Je me demande si je te verrai cette semaine.
Bu hafta sonu buralarda olacak mısın?
On se voit ce week-end?
Bu hafta sonu Stonewall'a gidip dans edeceğim dans ederken de aynen böyle görünmek istiyorum.
Ce week-end, je vais danser au Stonewall et je veux être belle.
Bu hafta sonu için planın var mı?
Tu as des projets ce week-end?
Belki bu hafta sonu havuzda görüşürüz.
On se verra peut-être à la piscine ce week-end.
Krystal bu hafta sonu beni partiye davet etti.
Krystal m'a invité à une fête ce week-end.
Çünkü bu hafta sonu bizimle Disney'ye geleceksin, değil mi?
Parce que tu seras à Disney World avec nous, pas vrai?
Bu hafta biraz yaramazdınız.
Il y a eu quelques bêtises cette semaine.
Doğru konuşmak gerekirse, Ariana bu hafta pop star olmaya en yakın kişiydi.
En toute honnêteté, Ariana est celle qui mérite le titre de popstar cette semaine.
Fakat bu hafta dışarıdaki performansı tek kelime ile... etkileyiciydi. Ve ödüllendirilmeyi hakediyor.
Mais cette semaine son travail a été impressionnant et il mérite d'être récompensé.
- Öyle mi? Bu hafta sonu Henry'nin doğum günü partisine gelmek istiyor musun?
Viendrais-tu à la maison ce week-end pour l'anniversaire d'Henri?
Oğlum bu hafta sonu babasında kalacak. Ucuz tekilası olan bir yer biliyorum.
Mon ex garde mon fils ce week-end et si vous aimez la tequila bon marché, je connais le bar idéal.
- Şey diyecektim bu hafta sonu ailelerle denize açılacak mıyız?
- Je me disais... Vous aimeriez venir sur le voilier?
Bu hafta başka kimseyi becerdin mi?
Tu as baisé cette semaine?
Bu hafta sonu olan şeyi anlattınız mı?
Vous leur avez dit pour ce week-end?
- Broşürleri bu hafta evine getiririm.
Je les apporterai chez toi cette semaine.
Bu hafta meşgul değilsen beni ara.
Si tu n'es pas trop occupée cette semaine, appelle-moi.
Bu hafta sonu planlar var mı?
Je kiffe par procuration.
- Bu hafta sonu sıra bende.
Des trucs qu'on n'a jamais faits.
Bu hafta sonu burada kalsam olur mu?
Hé, penses-tu que je pourrais rester ici ce week-end?
Bu hafta değil.
Pas cette semaine.
Ama bu hafta için mükemmel bir karışım fikrim var.
Mais j'ai l'idée parfaite pour le mash _ up qu'on doit faire cette semaine.
Takım olarak yeni yeni bir araya gelsek de bu hafta iki farklı öğretme tekniğinin bazen birbiriyle çakışabileceğini öğrendik.
Bien que nous venons juste de commencer à former une équipe, nous avons appris cette semaine que deux très différents styles d'enseignement, même s'ils s'opposent parfois...
Doğrusu, bu haftada yaşadıklarımız iki hafta yaşamışız gibi hissettirdi.
Honnêtement, ce que nous avons fait cette semaine me semble s'être passé sur 2 semaines.
Senin de bildiğin üzere bu hafta sonu işlerimi yetiştirmeye çalışıyordum.
C'était déjà prévu que je travaille ce week-end.
- Gretchen, bu hafta çok iyilik istiyorsun.
Tu me demandes un tas de services cette semaine.
Bu hafta başlıyor.
Tout commence cette semaine
Sanırım bu, bu hafta alacağın son yıldız olmayacak.
Et à mon avis... ce ne sera pas la dernière étoile de la semaine.
Adaylığımı bu hafta duyurmanı istiyorum.
Je veux que tu annonces la nomination cette semaine.
Sana söylemek istediğim... bu stajım 2 hafta sonra bitecek ve...
Eh bien, euh, je voulais simplement vous dire... que mon stage prendra fin dans deux semaines et...
Bu da şu anlama geliyor, Ben'in dosyayı için üç hafta zaman var.
Autrement dit, dans trois semaines, celui de Ben sera détruit.
İddiasına varım, iki hafta sonra bana bu olanları unutmam için yalvaracaksın.
Je jure que dans deux semaines tu viendras me supplier d'oublier tout ça / de te pardonner.
Her neyse... Bir hafta önce, bu davayla ilgili bile değildin ve şimdi etrafımda dolanıyorsun.
Quoi qu'il en soit, il y a une semaine, vous n'étiez pas intéressé, et maintenant vous êtes sur mon dos comme un vrai gamin... qu'est-ce qui arrive?
Ama bu makine sadece üç hafta geriye gidebiliyor. Tamam mı? Yani ağırdan almalıyız.
Mais on peut remonter qu'à 3 semaines, donc, on se calme, et on continue les tests.
Bak Paul. Biliyorum iki hafta dedim ama bu grup var ya ünlü olmanın eşiğinde.
Ecoutez, Paul, Je sais que je l'ai dit deux semaines, mais je vous le dis, ce groupe est sur le point de marcher.
Bu gelmiş geçmiş en iyi son hafta sonu olacak.
Ce sera le meilleur dernier week-end de tous les temps.
Bu bir hafta önce oluyor.
C'était la semaine dernière.
Aslına bakarsan, bu okul açılmadan önceki hafta sonuna denk geliyor.
Tu sais quoi? C'est juste avant le début des classes.
Bu hafta takılmak için beni aradı.
- T'as des preuves?
Seçim kampanyası gelecek hafta başlıyor, ve vali ile daha bu sabah görüştüm.
Les quartiers généraux de campagne de réélections commence bientôt et j'ai parlé au gouverneur ce matin.
Yarış bu hafta!
La compétition est cette semaine.
Yani sadece, biliyorsun Houston'da tanıştık sonra birkaç gün birlikte geçirdik sonra bu koca hafta var, buraya geldim ama biliyorsun, o zamandan beri evindeydim, yani...
Euh, et bien, seulement pour... Enfin, je veux dire... On s'est rencontré à Houston, ensuite on a passé quelques jours ensembles... et toute cette semaine...
Ah, bu her hafta sonuna ve ayın ikinci Salı gününe denk geliyor. Tamamdır. Anlaştık.
Il est chaque week-end et chaque deuxième mardi.
Bütün hafta bu heriflerle çalıştım.
Je travaille avec ces gars-là toute la semaine.
Bu yer altı hafta için de açık arttırma da olacak.
Les enchères publiques ont lieu dans six semaines.