Bu ne güzellik перевод на французский
101 параллельный перевод
Bu ne güzellik böyle.
Fraîche comme une rose!
Bu ne güzellik.
Elle est superbe!
Bu ne güzellik!
Extraordinaire! Regarde ce nuage!
Bu ne güzellik! Teşekkür ederim. üzgünüm, fakat önceden başka bir sözüm vardı.
Je suis navrée, mais ma soirée est déjà promise.
Bu ne güzellik!
Quel beau spectacle!
Bu ne güzellik. Tanrılar Capri'yi seviyor olmalı.
Les dieux doivent aimer Capri pour que tu sois aussi belle.
Tanrım, Bu ne güzellik.
Quelle belle vue!
Dün geceden sonra bu ne güzellik böyle?
Quelle ravissante mine après cette nuit!
Baksana şuna. Hayat dolu ve kıpır kıpır. Bu ne güzellik, değil mi?
Regarde ca. Tout agite. ll est pas beau?
Mamma mia, bu ne güzellik!
Aïe, quelle beauté!
Bu ne güzellik.
Dis donc, elle est canon.
Bu ne güzellik.
C'est très beau. Comme ça.
Geçen yıl bize 25 bin dolar vermişlerdi. - Emilia? - Bu ne güzellik böyle?
les stewart ont donné 25 000 dollars l'année dernière.
Bu ne güzellik.
Belle machine.
- bu ne güzellik!
Qu'est ce que c'est beau ici!
Bu ne güzellik!
QUELLE BEAUTE!
Sabahın beşinde bu ne güzellik bayan Bransford?
Mme Bransford, vous êtes en beauté pour 5 h du matin.
Bu ne güzellik!
Quelle beauté!
Bu ne güzellik!
Tu es magnifique!
Lanet olsun, bu ne güzellik.
Putain, quelle beauté.
Hass.ktir, bu ne güzellik!
Bordel de Dieu, quelle beauté!
Tanrım, bu ne güzellik!
Mon Dieu que c'est beau.
Aman Allahım, bu ne güzellik.
Qu'il est mignon!
Bu ne güzellik.
Comme tu es belle.
bu ne güzellik böyle!
Ça me plaît beaucoup?
Ne yazık ki bu akşam burada diğer güzellik uzmanlarıyla toplantım var.
En tout cas, j'ai une réunion ce soir avec les autres coiffeuses.
Bu ne güzellik!
Nouvelle?
- Tanrım, Emma, bu ne güzellik.
Quelle tenue!
Siz hep güzellik beni koyarsınız. Sadece bu sabah koymamışsınız.
Vous portez toujours un grain de beauté, mais ce matin vous ne l'avez pas.
Tabii, yapabilirsin. Tabii. Yalnız dikkat et de bu güzellik boğulmasın.
Bien sûr que oui... mais ne vous noyez pas, ma jolie.
İnanılmaz bir güzellik, ne kadar hoş bu müzik,... benim gibi bir zavallıyı bile kurtardı bu lirik.
Etonnante grâce Douce à mon oreille Qui sauve une pécheresse
Bu ne güzellik!
Ses yeux sont si jolis.
İzinliyim, Higuera, ve güzellik uykumu böldün, bu kadar önemli olan ne?
Je ne suis pas de service, Higuera, alors j'espère que c'est important.
Şu araştırdığım güzellik kursuna başlıyorum bu yüzden zamanımın çoğu orada geçecek.
je ne serai pas souvent là.
Ve bu arada Peg,.. ... o güzellik bir nebze olsun azalmamış.
Si je peux me permettre, cette beauté ne s'est pas évanouie.
Kariyerine on yıl boyunca devam edebilirsin on yıl boyunca mükemmel, değişmemiş bir güzellik. Ama bu sürenin sonunda, insanlar şüphelenmeden önce herkesin gözünün önünden sonsuza kadar kaybolmalısın.
Vous pourrez poursuivre votre carrière pendant dix ans, de beauté inaltérée et parfaite mais avant la fin de ce laps de temps avant que personne ne puisse rien soupçonner vous devrez disparaître à jamais de la scène publique.
Neyse bak ne diyeceğim. bu öğlen seninle güzellik merkezine gideceğiz ve ne kadar güzel olabileceğini göreceksin.
Cet après-midi, nous irons à l'institut de beauté et je te montrerai combien tu peux être jolie.
Bu yanımdaki güzellik de ne böyle?
Quelle est cette beauté?
- Putilov, bu ne güzellik böyle.
Poutilov, quelle odeur!
Bu güzellik yüzünden kendinizi yormayın.
Que leur beauté ne te fasse pas oublier de dormir.
Nadya bu ne güzellik!
Nadia!
Bu halinle güzellik yarışması kazanamazsın, güzelim.
Tu ne risques pas de gagner un concours de beauté.
Bu ne güzellik böyle.
Regardez ça, quel chic.
Çünkü başımızda, adına "güzellik" denen şeyi yönetip, kontrol edemeyen, bu yüzden de onu yok etmek isteyen bir adam var.
A cause d'un homme qui, ne pouvant gouverner le beau, s'acharne â l'éliminer.
Bu ne güzellik!
Oh, quelle beauté!
Gözlerime inanamıyorum, Grace, bu ne güzellik!
Elle n'était guère plus perspicace que sa fille car elle ne me demandait rien sur mes activités.
- Jennifer, bu ne güzellik.
- Jennifer!
Bu ne güzellik böyle.
Dis-donc, tu es très chic.
O zaman bu kadar güzellik ve zekayla ne yapacaksın?
Qu'est-ce que tu feras de ta beauté et de ton intelligence?
Ne kadar güzel bir kadın olduğunu görmüyorsun. Sende zerafet, incelik ve duyarlılık var ve bu inanılmaz çarpıcı bir şey. ... değişik bir güzellik... bu..
Tu vois pas combien tu es belle, gracieuse, tendre et... sensuelle... combien ta beauté si particulière est frappante.
Bende birçok güzellik var. Bu sopaların anlatabileceğinden çok daha fazla güzellik var.
Je suis si grâcieuse... plus que cette carcasse ne peut l'exprimer.
bu ne 1749
bu ne ya 25
bu ne demek 322
bu nedir 1395
bu ne demek oluyor 180
bu ne kadar 45
bu ne zaman oldu 63
bu nedenle 273
bu ne biliyor musun 41
bu ne anlama geliyor 246
bu ne ya 25
bu ne demek 322
bu nedir 1395
bu ne demek oluyor 180
bu ne kadar 45
bu ne zaman oldu 63
bu nedenle 273
bu ne biliyor musun 41
bu ne anlama geliyor 246