Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / турецкий → французский / [ B ] / Burada değildim

Burada değildim перевод на французский

250 параллельный перевод
Unutmayın, eğer bir şey olursa ben burada değildim!
"S'il arrive quelque chose... Je ne suis pas là!"
Unutmayın, eğer yakalanırsak ben burada değildim.
"Si nous sommes pris... Je n'étais pas là!"
Ben burada değildim, o da bütün akşam dışarı çıkmadı.
Je ne suis pas venu ici, et elle n'est pas sortie.
Kaçıramazsın, çünkü burada değildim.
Impossible, je n'étais pas là. - Qui êtes...
- Uzun bir süredir burada değildim.
Sept ans que je suis parti.
Burada değildim.
Je ne suis pas venu!
Unutma ; burada değildim.
N'oublie pas : tu m'as pas vu.
Burada değildim.
- Je n'en sais rien. Je n'étais pas là.
İhtiyar Chisholm'a yardım için burada değildim ne yazık ki. Ama anlıyorsunuz ya...
Je n'étais pas là pour aider Chisholm...
Boşanma davasını açtığında ben burada değildim.
J'étais absent pour le divorce.
Okulum nedeni ile uzun süre burada değildim.
Vous avez fait vos études dans l'est.
Bilmiyorum. Burada değildim ki.
Enfin, je n'étais pas là.
Dinle, ben burada değildim.
J'étais pas là. Demande aux marines.
Oteli terk ettiğinde burada değildim.
Je n'étais pas là lorsqu'elle est partie.
- Ben burada değildim.
J'étais pas là.
- Ne korkunç. Burada değildim.
Je m'étais absenté.
Bana ihtiyacınız olduğu zamanlar çoğunlukla burada değildim.
Je partais souvent quand vous aviez besoin de moi.
Burada değildim, biliyorsun.
J'étais même pas là.
Peki senin olayın nedir? Burada değildim, uyuyordum, görmedim.....
Et toi, tu dors?
Dün burada değildim. Önemi yok.
J'étais absent hier.
Burada değildim.
J'étais absent.
Ben burada değildim.
Je ne suis pas ici.
Burada değildim.
Tu n'étais pas là.
Her zaman burada değildim.
Ça n'a pas a toujours été comme ça.
Burada değildim.
Je n'étais pas ici.
Burada değildim.
Ke n'etais pas la.
Üstelik, ben burada değildim. Dün gece benim poker günümdü. Burayı yaklaşık saat 20 : 00'de terk ettim.
Mais je n'étais pas là, je jouais au poker.
Ve ben... asla burada değildim.
Et... je n'ai jamais été ici.
- Ben burada değildim, ama ben- - Not hemen burada, yanımda.
elle a laissé un mot, mais je n'y étais pas, mais j'ai le mot... devant moi...
Geçen akşam burada değildim.
J'en sais rien! Je n'étais pas là, la nuit dernière.
O gece burada değildim, ama ertesi gün görmüştüm.
Pas le soir même, mais le lendemain.
Burada değildim. Onun için mantıklı bir şeyler söyleyemeyeceğim.
J'étais pas là donc je peux pas en parler intelligemment.
Burada değildim.
Je ne suis pas venue.
Burada değildim, Houston'daydım.
J'étais parti. A Houston.
Söylediğim gibi, Büyükelçi Kosh öldüğünde burada değildim.
Je n'étais pas là quand l'ambassadeur Kosh est mort.
Ben burada değildim.
Je n'étais pas là.
Burada değildim.
J'étais dehors.
Burada değildim, görmedim, sizi durduramazdım.
Pas là, rien vu, pouvais rien faire.
- Burada olduğundan emindim. - Ben değildim.
- J'étais persuadée qu'elle était là.
Raynald'dan pek fazla büyük değildim, Loti burada bana elma kızartırdı.
Loti faisait cuire des pommes quand je n'étais pas plus grand que Raynald.
- Bildiğiniz gibi Bay Başkan, ben burada değildim.
Dr Mackey?
Oh, hayır, burada değildim. Hı hı.
Non.
- Burada olan ben değildim.
- Comment je le saurais?
Hâlâ burada olduğundan bile emin değildim.
J'étais pas sûre que tu étais encore là.
Bildik hikâye : Vatani hizmeti burada yaptım. Evlenecek tip değildim ama bulaştık bir kere.
Tu connais ça : soldat, on s'engage et pour reculer, c'est dur.
Burada derste değildim. İyi ki de değilmişim.
J'étais pas en classe, espérant avoir raison, y pensant.
Ah tatlım, felsefede hiç başarılı değildim. Burada neler döndüğünü bilen var mı?
Il faut donner des informations, établir les règles qui régissent cet univers et présenter les personnages.
- Burada değildim lanet olası.
- Non.
- İşte ben değildim. Ben doğmadan önce, geçmişte burada olduğumu biliyorum.
Je sais que j'étais là, dans le passé, avant ma naissance.
Bunu hisseden yalnız ben değildim, burada ki herkes hissetmişti.
On sentait tous ça à la police, et en ville.
Burada ne bulabilirdim, emin değildim ama bu cinayet bana geçişi sağladı.
J'ignorais ce que je trouverais ici, mais mon meurtre m'y donnait accès.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]