Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / турецкий → французский / [ E ] / Endişelenmeye başlamıştım

Endişelenmeye başlamıştım перевод на французский

168 параллельный перевод
Endişelenmeye başlamıştım. Bir saattir bekliyorum.
Je m'énervais, j'attends depuis... plus d'une heure!
Endişelenmeye başlamıştım. - Tıbbi açıdan tabii.
Vous commenciez à m'inquiéter... du point de vue médical.
Endişelenmeye başlamıştım!
Je commençais à m'inquiéter.
Endişelenmeye başlamıştım.
Je commençais a m'inquiéter.
Endişelenmeye başlamıştım.
Il était tard.
- Gerçekten endişelenmeye başlamıştım.
Je me suis fait du souci.
Hakkında endişelenmeye başlamıştım nereye gittiğini bilmiyordum.
J'étais inquiète. Je ne savais pas où vous étiez.
"Neredeydin?" "Endişelenmeye başlamıştım."
Où étais-tu? Je commençais a m'inquiéter.
John, geç oldu. Senin için endişelenmeye başlamıştım.
Je commençais à m'inquiéter...
Senin hakkında endişelenmeye başlamıştım Jenny.
Je commence à bien m'intéresser à toi, Jenny.
Çok geç oldu. Endişelenmeye başlamıştım.
Il est très tard, je commençais à m'inquiéter.
Senin için endişelenmeye başlamıştım.
Je commençais à me f aire du souci pour toi.
Vaktinde gelmeyeceksin diye endişelenmeye başlamıştım.
Bonjour, Cort. J'avais peur que tu n'arrives pas à temps.
- Endişelenmeye başlamıştım.
- Je m'inquiétais.
Endişelenmeye başlamıştım.
On se sentait un peu genes.
Endişelenmeye başlamıştım.
J'avais peur que...
Sonraki haftanın ortalarında, üç kez daha aynı şey yaşanmıştı endişelenmeye başlamıştım.
A la mi-semaine, ça faisait trois nuits de suite... et je commençais à m'inquiéter.
- Endişelenmeye başlamıştım.
- Je commençais à m'inquiéter.
Dürüstçe söylemek gerekirse akşamüstünden önce eve dönemeyiz diye endişelenmeye başlamıştım.
Je commençais à me faire un sang d'encre et je craignais de ne jamais retrouver le chemin.
Endişelenmeye başlamıştım.
Je m'inquiétais.
İçtiğim ucuz biranın etkisi azalırken günün nasıl biteceğiyle ilgili endişelenmeye başlamıştım.
Tandis que l'effet de la bière s'estompait, je commençais à m'inquiéter des ramifications de ma journée.
Bir aydan fazladır sen nerelerdeydin? Senin için endişelenmeye başlamıştım.
je commençais à m'inquiéter pourquoi tu l'as pas lu?
Güzel, çünkü endişelenmeye başlamıştım.
Bien, je voulais juste savoir.
Mezuniyetim için vaktinde gelemeyeceksin diye endişelenmeye başlamıştım.
Je craignais que tu ne sois pas là pour ma remise de diplôme.
Endişelenmeye başlamıştım.
Je commençais à me faire du souci.
- Senin için endişelenmeye başlamıştım.
- Je commençais à m'inquiéter.
Bu tuhaf çocuklarla burda takılıp kaldığımızdan endişelenmeye başlamıştım.
Je me demandais s'il allait nous coller toute la journée, ce drôle de gamin.
Senin için endişelenmeye başlamıştım.
Je m'inquiétais pour toi.
- Endişelenmeye başlamıştım Kevin.
J'étais inquiet pour toi, Kevin.
Ben... endişelenmeye başlamıştım.
Je commençais à me demander.
Senin için endişelenmeye başlamıştım.
Je commençais à m'inquiéter.
Ben endişelenmeye başlamıştım.
Je m'inquiétais.
Fez, sonunda bir kız bulman çok rahatlattı beni çünkü endişelenmeye başlamıştım.
Je suis ravie que tu aies une amie. Je commençais à m'inquiéter.
İşte buradasın. Endişelenmeye başlamıştım.
tu es Là, je me suis inquiété.
Birimiz iş bulamayacak diye endişelenmeye başlamıştım.
J'avais peur qu'aucun de nous deux ne trouve de travail.
Açıkçası biraz endişelenmeye başlamıştım... çünkü aslında ben de buraya... buraya küçük bir bahis oynamaya geldim.
En fait, je piaffe déjà, parce que je suis venu tenter la chance, moi aussi.
- Hayır, ikiniz için endişelenmeye başlamıştım.
Je commence à me poser des questions.
Caroline, senin için endişelenmeye başlamıştım. Uzun süredir yoksun.
Caroline, je commençais a m'inquiéter, vous êtes partie si longtemps.
- Endişelenmeye başlamıştım.
- Je commençais à être inquiet, moi là, là.
Çok iyi. Aslında dürüst olmak gerekirse biraz endişelenmeye başlamıştım.
C'est super car je dois dire... que je commençais à m'inquiéter.
Cevap gelmiyordu, ben de endişelenmeye başlamıştım.
Je n'ai pas eu de réponse, alors j'ai commencé à m'inquièter.
- Hey. Senin için endişelenmeye başlamıştım.
- Je m'inquiétais.
Endişelenmeye başlamıştım.
Je commençais à m'inquiéter.
- İyi günler, Peder. - Endişelenmeye başlamıştım.
Je m'inquiétais.
Endişelenmeye başlamıştım.
Il y a de l'ambiance chez vous...
Hayır, yerimizi kesin olarak biliyorum. Çünkü açıkça söyleyebilirim ki, biraz endişelenmeye başlamıştım.
Tant mieux, parce que je commençais à m'inquiéter.
Senin için endişelenmeye başlamıştım.
J'allais m'inquiéter.
Tanrım senin için endişelenmeye başladım. Hapishanedeki zencileri senin değiştirdiğini düşünmeye başlamıştım.
Je me demandais si les gars dans le nord t'avaient fait virer de bord.
Maggie, endişelenmeye başlamıştım.
Maggie, je m'inquiétais.
Endişelenmeye başlamıştım.
- Ce matin.
Aslında, biraz endişelenmeye başlamıştım son bir kaç aramama geri dönmedi.
Et lors de notre dernière conversation elle semblait distante.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]