Eve gidip перевод на французский
2,397 параллельный перевод
Tek istediğim eve gidip bu inanılmaz acı verici ayakkabıları çıkarmak pizza yemek ve benden berbat hayatı olan insanların olduğu iğrenç programlar izlemek.
J'ai envie d'enlever ces chaussures, de manger une pizza, et de regarder la télé où les gens ont des vies plus barges que la mienne.
Eve gidip boş bir odaya girersen gerçekten yalnız olacağından korkuyorsun.
Vous avez peur de vous retrouver seul chez vous.
Eve gidip yatağa uzandım.
Je suis rentrée me coucher.
- Bilmiyorum! Eve gidip alalım.
- Passer à la maison.
Eve gidip biraz uyuman gerek.
Rentrez-vous reposer.
Eve gidip gitarımı alayım. Hemen dönerim.
Je vais chercher ma guitare.
Eve gidip asmak için sabırsızlanıyorum.
- J'ai hâte de l'accrocher!
Neden eve gidip biraz kendine bakmiyorsun belki uyursun?
Rentre chez toi et prends soin de toi.
Ben de yersiz hareketimi eve gidip, tekrar düşünmeliyim
Je dois réfléchir sur mon comportement, rentrer, et le rectifier.
Eve gidip, biraz uyumayı deneseniz iyi olur.
Rentrez donc chez vous pour dormir un peu.
Hemen eve gidip bavulumu hazırlayayım.
Je vais juste rentrer en courant et commencer à faire mes valises.
Eve gidip kendine çeki düzen ver...
Rentre à la maison et ressaisis-toi...
- Teşekkürler. Eve gidip karıma anlatayım.
- Je vais l'annoncer à ma femme.
Ben eve gidip üstümü değiştirirken sen de yalnız takılsan nasıl olur?
Ça vous dérange d'être en solo cette fois-ci pendant que... je rentre me changer?
Tamam, ama eve gidip öyle başlayamaz mıyız?
On peut commencer à la maison?
Aslında eve gidip, iş için üstümü değiştirmem gerekiyor. - Tamam.
Je rentre me changer pour le travail.
Sonra da eve gidip bebekler gibi uyudum.
Puis je suis rentrée chez moi... et j'ai dormi comme un bébé.
Ben eve gidip, eşyaları alayım, tamam mı?
Je vais chercher tes affaires.
Bir gün eve gidip masada yemeği hazır bulmak istemez misin?
Tu ne veux pas rentrer à la maison un jour et voir un steak sur la table?
Eve gidip sizi seven birine sarılmak ve tüm bu olanları unutmak bu deliliği.
C'est juste de rentrer à la maison... et de se blottir contre quelqu'un que vous aimez... et... oublier... oublier toute cette... tristesse.
Eve gidip yüzümü boyayacağım kurşun geçirmez yelek giyeceğim ve sonra İspanyol mahallesine gidip bu adi heriflerin her defasında birini öldüreceğim.
Je vais aller à la maison, je vais me saouler, mettre du kevlar, allez faire une équipée meurtrière et arrêter ces ordures un par un. Les baiser.
Öğle arasında eve gidip takım elbisemi alacağım.
Je rentre chez moi prendre mon costume.
Eve gidip annemi görmek istiyorum.
Je veux rentrer. - Retrouver maman.
Eve gidip güzel bir uyku çekeyim yoksa yarınki büyük maçım için çok yorgun olurum. Futbol mu oynuyorsun sen?
J'ai intérêt à bien dormir pour pas être fatigué.
- Neyse, işte bakıcı eve gidip karısına...
Le gardien a dit à sa femme :
İlham geldi.Gerçekten eve gidip yazmak istiyorum.
Je suis inspirée. Je veux rentrer et écrire.
Donny, eve gidip tüm olanları unutmamı söyledi. Pete'nin kara listeye girdiğini söyledi.
Donny m'a dit de tout oublier et que Pete était exclu à vie.
Neden eve gidip geçerken muhteşem çöreklerden almıyoruz ve bu gece dünyanın çıldırdığını görmezden gelmiyoruz?
Et si on rentrait, qu'on passe directement aux beignets, et qu'on fasse comme si ce soir le monde tournait rond?
Şimdi yapabileceğiniz şey eve gidip bunu banyodaki aynanıza yazmak.
Maintenant, rentrez, et écrivez ça sur le miroir.
Orada eve gidip gidemiyecegini ogrenebilirisin.
Tu pourras y trouver si oui ou non tu rentreras chez toi.
Daha eve gidip çamaşır yıkayacağım.
Il faut que je rentre faire la lessive.
Ona vitamin verdiniz, bir saat terapi uyguladınız. Sonrasında eve gidip toprak yedi.
Après des vitamines et la séance, il a mangé de la boue.
Ben eve gidip üstümü değiştirip köpüklü banyo yapacağım.
Je vais me changer, et rentrer prendre un bain en mangeant du chocolat.
Bir zaman sonra aynı eve gidip, kirli çamaşırlarını bavuldan çıkarıp, birlikte yaşamaya başlamanız lazım.
À un moment, il faut partager un domicile, étaler le linge sale, et avoir une vie commune.
Sadece senden önce eve gidip tuvaletteki tabakları almalıyım.
Je rentre vite fait avant, enlever la vaisselle de la douche.
Eve gidip duş alacağım.
Je vais rentrer, prendre un bain.
Cidden mi? Sence önce eve gidip duş almamız gerekmez mi?
Tu crois pas qu'on devrait d'abord rentrer prendre une douche?
Eve gidip dinlenmeliyim.
Il faut que je me repose. Reste...
Akşamları eve gidip erkek arkadaşının göt deliğine lazer ışınları mı yolluyor sanıyorsun?
Tu crois qu'il envoie des rayons laser dans le fion de son mec?
Hadi eve gidip biraz yarı çıplak halde evcilik oynayalım.
Rentrons exercer notre coparentalité presque nus.
Eve gidip, dijital radyo ve diz üstü bilgisayarını bulman ne kadar sürer?
Combien de temps pour aller chez toi, trouver ton portable et ta radio numérique?
- Harika. Hangimiz eve gidip üstünü değiştirecek?
Qui retourne chez lui pour... se changer?
- Aferin. Sanırım eve gidip üstümü değiştireceğim.
Je rentre me changer.
- Bir eve gidip sorarak... - Sahi mi? ... şeker alabiliyorsun.
On a des bonbons... en allant demander aux portes.
Bir eve gidip kapıyı çalacaksın.
Tu vas à une porte et tu frappes.
Uçak kalkmadan eve gidip dönebiliriz. Hadi gidelim!
Je peux te ramener à la maison et de retour ici avant le départ.
Eve gidip, daha kaliteli birayı yarı fiyatına içip, doğal ışıklandırmalı bir yerde oturmak zorunda kalacağım!
Je vais devoir rentrer, boire de la meilleure bière, à moitié prix, et à la lumière du jour?
Bugün aşkının peşinden gidip, onu tavlayıp eve götürme zamanıdır.
Il faut aller le chercher, l'attacher et le ramener chez soi.
... Herhangi iki tane kız. evlerinde, evlerine gidip, beraber içmek sonra, ya kalırsın ya da eve dönersin eversi gün iş. "Ne için?"
il y a 2 filles inconnues... puis l'appartement est en banlieue, il faut y aller, boire avec elles, et après tu ne sais pas : rester la-bas ou rentrer, demain matin au boulot, pourquoi faire?
Eve gidip üstümü değişeceğim!
Je rentre me changer!
Cesaretini topla ve gidip malı eve yerleştir.
Sois un homme, entre là-dedans, et planque la drogue.
gidip 203
gidip getireyim 38
gidip bir bakacağım 19
gidip alayım 26
gidip bakalım 79
gidip alalım 19
gidip onunla konuşacağım 19
gidip bir bakayım 39
gidip bakacağım 35
gidip bakayım 56
gidip getireyim 38
gidip bir bakacağım 19
gidip alayım 26
gidip bakalım 79
gidip alalım 19
gidip onunla konuşacağım 19
gidip bir bakayım 39
gidip bakacağım 35
gidip bakayım 56
gidip bir bakalım 39
eve gidiyorum 210
eve gel 70
eve geldim 52
eve gitti 30
eve gitmek istiyorum 292
eve gidelim 249
eve git 260
eve gittim 19
eve gidiyoruz 153
eve gidiyorum 210
eve gel 70
eve geldim 52
eve gitti 30
eve gitmek istiyorum 292
eve gidelim 249
eve git 260
eve gittim 19
eve gidiyoruz 153