Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / турецкий → французский / [ G ] / Güzel bir parça

Güzel bir parça перевод на французский

187 параллельный перевод
Bu çok güzel bir parça.
C'est une très jolie chanson.
Küçük ve güzel bir parça, haydi.
Voilà un bon morceau.
Kilden güzel bir parça çıkarabilir.
Façonner la beauté dans un morceau d'argile.
Güzel bir parça, değil mi?
Charmant, cet air, n'est-ce pas?
- Öyle mi? Çok güzel bir parça Veda.
- C'est un air merveilleux, Veda.
- Çok güzel bir parça.
- Il est superbe.
Samuray kılıçları - oldukça güzel bir parça.
Un sabre de samouraïï, ça vaut cher.
Güzel bir parça götürebilirdim.
Ça représentait du whisky.
Sanırım bu defa fazla ilerledim. Güzel bir parça bulmalıydım.
Je crois être allé trop loin cette fois, bien obligé quand on veut en trouver une
Güzel bir parça.
C'est un joli morceau.
Ne güzel bir parça.
Jolie, cette musique.
Ballad, güzel bir parça çal.
Ballad, joue-nous un morceau.
Çok güzel bir parça.
Quel joli morceau!
Çölde güzel bir parça cam için cinayet işleyebilecek bir çok firari var.
et nombreux, sont dans le désert,... a commettre un meurtre pour un tel collier.
Koyu bir fincan çay ve güzel bir parça tost.
Une tasse de thé bien fort et un toast.
- Çok güzel bir parça, değil mi?
- Une beauté, n'est-ce pas?
Güzel bir parça!
Une merveille.
Evet, çünkü a ) güzel bir parça peynire tepki vermeyecektir ve b ) kapana sığmaz.
A, il ne sera pas attiré par mon bout de fromage et B, mon piège n'est pas de taille.
Şimdi de serin mi serin bir gecede yalnız kalmış aşıklar için güzel bir parça.
Et voici un air pour les amoureux esseulés par une nuit trés, trés fraîche.
Şimdi de serin mi serin bir gecede yalnız kalmış aşıklar için güzel bir parça.
Et voici un air pour les amoureux esseulés par une nuit très, très fraîche.
Sizin için Mendelssohn'dan böyle güzel bir parça çalmanın hoş olacağını düşündüm.
J'ai pensé que ce serait bien de vous jouer cette belle mélodie de Mendelssohn.
Gerçekten güzel bir parça, di mi?
Il est pas joli celui-la? Il est pas joli?
Oh, bu güzel bir parça.
Magnifique.
Bu güzel bir parça, efendim.
C'est superbe.
İşte güzel bir parça : "Water".
En voici une très lisse qui s'appelle "Eau".
Al, Rachel'ın sana güzel bir parça domuz eti vermesini istedim.
Je me suis arrangé pour que la vieille Rachel te mette un morceau de porc.
Güzel bir parça var işte, gördün mü?
Voilà un beau morceau, regarde.
Çok güzel bir parça ama fiyatı pek uygun değil.
Beau meuble, mais pas une bonne affaire.
Bu güzel bir parça.
C'est un beau fusil.
Bu çok güzel bir parça.
Oh, c'est une belle pièce.
Ona para yollama, kıçından bir parça yolla. Öğle yemeğinde güzel bir parça domuzu olur.
Donne-lui... un morceau de ton cul, il s'en fera un jambon.
Güzel bir parça.
C'est une belle chanson.
Güzel bir parça..
Elle avait un beau cul, celle-là.
Evet. Bu çok güzel bir parça.
Oncle Phil te l'envoyait quand je suis arrivée!
O güzel günler geldiğinde... o özgürlüğün bir şapka veya bir parça şeker gibi... birinin sahip olacağı bir şey olmadığını unutma.
"Quand ces jours glorieux seront là, " n'oublie pas que la liberté n'est pas quelque chose que l'on possède " comme un chapeau ou un bonbon.
Akşam yemeğine indiğinizde bana güzel kızarmış bir etli sandviçle bir parça frenk üzümlü pasta getirir misiniz acaba, Üsteğmenim?
Quand vous irez dîner, pensez à me rapporter un sandwich au rosbif et une part de tarte aux myrtilles.
'Kusur'ların mükemmel bir bileşimi olduğunu söylerdim. Burnunun biraz küçük olduğunu söylerdim ağzının bir parça geniş. Ama yüzünün, bir insanın hayatı boyunca görebileceği en güzel yüz olduğunu.
Que tu es un parfait mélange d'imperfections que ton nez est un peu trop petit ta bouche trop grande que ton visage est digne de faire rêver un homme toute sa vie que tu es vaine égoïste cruelle menteuse que tu es adorable...
Bir parça huzur ve keyif, endişelenecek bir şey olmadan. Güzel olmaz mıydı?
Un peu de calme, un peu de joie, sans penser à rien, ce serait merveilleux.
Güzel bir evimiz ve iyi bir parça toprağımızla Tanrıya şükredeceğimiz bir evimiz vardı.
Mon père allait faucher, aidé par ses six fils.
Bir parça dantel gizledim. Çok güzel.
Comme je disais, rendez-moi un service.
Evet efendim, güzel bir maun parça.
Un très beau meuble en acajou, c'est sûr.
Güzel bir parça.
Une pièce superbe.
Burada kendine küçük güzel bir parça bulmuşsun, Ornery. Fransız kızların her türlü numarayı bildiği söylenir.
Tu as là un joli brin de fille, Ornery.
- Baş döndürücü bir şey... doymak nasıl bir şeydir düşünün hele... yemekler, güzel yemekler... bir parça daha yiyebilmek için... neler vermezdik... sadece bunun için yaşıyoruz... niçin sadece buna mahkum ediliyoruz... yemekler, büyülü yemekler, harika yemekler, mükemmel yemekler... cennetten çıkma yemekler, güzel yemekler... muhteşem yemekler!
Nos sens s'emballent Se sentir rassasiés Ne serait-ce qu'un instant! Nourriture, glorieuse nourriture!
Oldukça güzel bir parça.
Joli.
Gammazlanmak ya da otoriteyi takdir etmek ya da kendini bir parça şekere satmak ne güzel şeydir.
C'est beau, d'etre transformee en cafardeuse... ou d'etre forcee d'admirer l'autorite, ou de se vendre pour des bonbons?
Her bir parça ayrı güzel.
Succès assuré.
Ne güzel genç bir parça.
Quel joli morceau!
Koca bir parça Macaristan'a Oh ne güzel ziyafet
Une lichette de Hongrie Ce festin me ravit
Çok güzel ve nadir bir parça.
Un article superbe et rare, en effet.
Oldukça güzel bir parça değil mi?
Elle est pas mal.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]