Komik перевод на французский
27,949 параллельный перевод
Ben saçmaladım, bir saat sinyal alamayacağım. Uzun hikaye ama komik. Seni ekmiyorum yemin ederim.
hé j'ai merdé, pas de réseau pendant une heure longue histoire marrante je te plante PAS promis
Bu çok komik.
C'est trop marrant.
Çok komik!
C'est trop drôle.
Funny or Die çok komik!
J'adore Funny or Die!
Ne komik, değil mi?
Trop marrant, non?
Çok komik.
Très drôle.
Bence komedi hiç komik değil.
Les comédies ne me font pas rire.
Planların komik tarafı hep değişirler.
C'est qui est drôle avec les plans c'est qu'ils changent tout le temps.
Komik değildi.
C'est... C'est pas drôle du tout.
Dikkatli olmak bizi Amerika'nın En Komik Ev Videoları'na * çıkarmaz.
Faire attention ne nous permettra pas de faire partie de l'émission "Vidéos les plus drôles d'Amérique".
Komik ve nazik birisin.
Et vous êtes un mec bien.
Bunu bana şikayet etmen komik çocukların senin olduğunu düşünürsek.
Drôle que tu te plaignes à moi, car se sont tes enfants.
Komik. Komik.
C'est bon, c'est drôle.
Çok komik biri. Sevdim onu.
Il est drôle, c'est un marrant.
Komik değil mi, bebeğim?
Il me plaît. Il est drôle, hein, bébé?
Komik biri.
Oui.
Komik kısma geldik.
Mais voilà le truc marrant.
Çok komik bir şey.
C'est assez rigolo.
Affedersin, bu konuşma çok komik geldi de.
Je suis désolé, je trouve cette conversation très drôle.
Komik mi sence bu?
Tu trouves ça drôle?
Çok komik, değil mi?
À mourir de rire, non?
Komik.
Amusement.
Çok komik.
Elle est drôle.
- Evet? Komik mi?
- Vous trouvez ça drôle?
Üzgünüm, bu komik çünkü burası bir hayal dünyası.
Ça, c'est drôle car, ça, c'est un monde imaginaire.
Çocuklar, artık komik değilsiniz.
Ce n'est plus drôle.
Bunu senin söylemen komik kaçıyor.
Tu sais, c'est drôle venant de toi.
Komik değil.
Pas drôle.
Seni bu kadar komik yapan da bu.
C'est ce qui te rend si amusant.
- Ben bunu hiç komik bulmuyorum.
Je ne trouve pas ça amusant.
- Hiç komik değil Jace.
- Jace, ce n'est pas drôle.
- Biraz komik.
- Si, un peu.
Komik olan ne biliyor musun?
Tu sais ce qui est drôle?
Crane oldukça komik giyiniyor, ve evet Jane Austin romanlarındaki tarzda konuşuyor.
Crane s'habille bizarrement, et il parle comme dans une nouvelle de Jane Austen.
Çok komik.
T'es marrant.
Havlamak ve ısırmakla ilgili bir espri yapabilirdim. Ama komik bulacaklarını sanmıyorum. Evet.
Je pourrais faire une blague aboiement / morsures, mais je ne trouve pas ces gars marrants.
Sokovia'dan sonra bunu daha az komik bulacakları kesin.
Ils sont encore moins marrants depuis la Sokovie.
Sen komik saçlı kadın için çalışıyordun.
Vous travaillez pour la femme aux drôles de cheveux.
- Beş yaşında. Komik.
Il est drôle, intelligent.
- Komik değil. Pek bir şeye benzemiyor, ama işe yarar.
Il n'en a pas l'air, mais il en a où il faut.
Bilge, komik.
Sage, drôle.
Komik. Söylemek istediğin ve söylemen gereken şeyleri söylemek için hiç yeterince vaktin olmaz. Önemli şeyleri.
- C'est drôle, il n'y a... jamais assez de temps pour dire les choses qu'on aimerait dire, qu'il faudrait dire, les choses importantes, celles qui comptent.
Burda birçok insan niyeti olmadan komik olabiliyor, bilirsin...
Beaucoup de gens ici sont drôles sans le faire exprès.
Benim niyetim komik olmak.
Ma plaisanterie étaient intentionnelle.
Aslında komik.
C'est marrant.
Bu çocuk çok iyi komik ve tatlı biri, oysa ben pisliğin tekiyim.
Et moi, je suis juste une merde.
Komik.
Ouais, c'est un peu marrant-
Komik olduğunu biliyorum Gar.
Je sais que c'est drôle, Gar.
Söylentileri duydum tamam ama komik olduğunu düşündüm tamam mı?
Je trouvais ça ridicule, d'accord?
Komik şey.
T'es un marrant.
Komik değil mi?
C'est drôle, hein?