Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / турецкий → французский / [ O ] / Ona söyledim

Ona söyledim перевод на французский

4,602 параллельный перевод
- Onu yatağa götür. - Ona söyledim ama...
Tu ne devrais pas être debout.
Ona yardım edeceğimi söyledim ve o günden beri ondan saklanıyorum zaman kazanıyorum.
J'ai dit que j'allais l'aider, et je me cache de lui depuis, j'ai besoin de temps.
Ona masum olduğumu söyledim, Justine'i benim öldürmediğimi. Ve onun vakasına bakması için yalvardım.
Je lui ai dit que j'étais innocent, que je n'avais pas tué Justine, et je l'ai supplié dans regarder le dossier de l'enquête.
Gabby'e bir yere gittiğimi söylemek zorundaydım. Ona döndüm, onu oturttum ve şöyle söyledim...
J'ai du dire à Gaby que j'allais quelque part, donc je l'ai assise et lui ai dit,
Oradayken, ona mabede işemesini kesmesini söyledim.
Je lui ai interdit de pisser sur l'autel lorsqu'il était encore là!
Ona yapmazsa Grimm'e her şeyi anlatacağımı söyledim.
Je lui ai dit que tu dirais tout au Grimm S'il ne me la donnait pas.
Ben de ona kenara çekilmen gerektiğini söyledim.
Et je lui ai dit que tu devais être mis sur la touche.
Ona Craig'e aşık olduğumu söyledim.
Je lui ai dit que j'avais le béguin pour lui.
- Ona gündüzleri çalıştığımı söyledim, çünkü, derki - geceyarısından sonra iyi şeyler olmaz.
Je lui dis qu'on est de jour parce qu'elle a toujours pensé que rien de bon n'arrive après minuit.
Seni terk etmek istedi ama ben ona Vegas'ta gösteri yapma hayalini gerçekleştirene kadar seninle kalmasını söyledim.
Elle voulait te quitter, mais je lui ai dit de rester jusqu'à ce que tu réalises ton stupide rêve d'avoir un spectacle à Vegas.
Teklifinizi kabul etmezse ona tekmeyi basacağımı söyledim.
Je lui ai dit que je le taperais s'il n'acceptait pas.
Ona göz kulak olacağımı söyledim.
J'ai dit que je veillerais sur elle.
Evet, onu fotoğraf çekerken gördüm ve ona durmasını söyledim.
Oui, je l'ai vu prendre des photos, et je lui ai dit d'arrêter.
Emily ona yüzüğü geri vermeden önce ikinizi onun evinde öpüşürken gördüm ve Daniel'e söyledim.
Juste avant qu'Emily lui rende la bague Je vous ai vu chez elle tous les deux vous embrassez, et je l'ai dit à Daniel.
Takeda benim peşimdeydi, tam tersi olmadı. Ona seni tüm bunlardan uzaklaştıracağımı söyledim.
Takeda voulait me tuer quand je lui ai dit qu'on allait partir.
Evet, ona zahmet etmemesini söyledim.
Oui, je lui ai dit de ne pas s'embêter.
Ona doğruyu söyledim.
Je lui ai dit la vérité.
Ona bu işi halledeceğimizi söyledim. Şu anda daha ciddi bir işimizin olduğunu biliyorum ve önceliğimiz onda.
J'ai dis qu'on s'en occupera mais pour le moment on a une situation plus importante et c'est notre priorité.
Ona bunun bir hata olduğunu söyledim.
Je lui ai dit que c'était une mauvaise idée.
Mike'i Harvey'nin ofisine çekip ona Harvey'nin hakli oldugunu söyledim.
J'ai emmené Mike dans le bureau d'Harvey, et je lui ai dit qu'Harvey avait raison.
Ona seni unutmasi gerektigini söyledim.
- Non. Je lui ai dit qu'il devait faire une croix sur toi.
Hayir, ona düsündügümü söyledim ve sana devam etmen konusunda yardim ettim çünkü o gerçegi anlatma bana düsmezdi.
Non, je lui ai dit ce que je pensais, et après j'ai essayé de t'aider à aller de l'avant parce que ce n'était pas à moi de te dire la vérité.
Ona düsünmem için biraz zamana ihtiyacim oldugunu söyledim ve direkt buraya geldim.
Je lui ai dit que j'avais besoin d'y réfléchir, et après, je suis venu directement ici.
Ben de ona sekiz gündür hiçbir iyileşme görülmediği için nörolojik kayıpların kalıcı olma ihtimalinin yüksek olduğunu söyledim.
Et je lui ai dit que après huit jours sans améliorations, les problèmes neurologiques sont sans doute définitifs.
Ona işlerin bu şekilde yürümediğini söyledim.
Je le lui ai dit, en vain.
Ona, eski sevgilisine, teslim olacağını anlatması gerektiğini söyledim.
Je lui ai suggéré de lui parler, de lui dire qu'il avait avoué ses crimes.
Onlara ona ne olduğunu söyledim onlar da onun peşine düştü.
Je leur ai dit ce qu'il se passait et ils ont eu après lui.
Ben de cesaret görevi olarak ona, Braden'in evine gidip onunla öpüşmesini söyledim.
Alors je l'ai défiée d'aller chez Braden pour flirter avec lui.
Ben de ona videoyu Patti'ye göndermesini söyledim.
Je lui ai dit d'envoyer la vidéo à Patti.
Ve ikincisi, ona içmemesini söyledim ama beni takmadı.
Elle pleurnichait à propos d'être dans les alentours quand Lexi et ses parents viendraient. Et deuxièmement, je lui ai dit de ne pas boire, et elle m'a ignorée.
Ve ona hazır olmadığımı söyledim.
Et... et je lui ai dit que je n'étais pas prête.
Konuşmaya çalışmıştı ama ona susmasını söyledim.
Elle a essayé de parler mais je lui ai dit de ne rien dire
Ona çoktan sorun olmayacağını söyledim.
Je lui ai déjà dit que c'était ok.
Ona onu sevdiğimi söyledim, ve biraz yengeç bacağı yedik.
Lui dire que je l'aime, et nous avons mangà © des pinces de crabe.
Ona da bilmediğimi söyledim. Sonra da arabada öldü.
Je lui ai dit que je ne savais pas, et ensuite il est mort dans la voiture.
Babasının eve geleceğini söyledim ona.
Je lui ai dit que son père rentrait à la maison.
Ona ihtiyacım olmadığını söyledim.
Je lui ai déjà dit non.
Burada ne oldugunu anlamaya çalistigimi söyledim ona.
J'ai juste dit que j'essaie de comprendre ce qui s'est passé ici.
Ama dün ona Brody'le yüz yüze konuşmasını söyledim.
Mais je lui ai dit hier qu'il ferait vraiment mieux de parler à Brody en personne.
Yani her kimle mesajlaşıyorduysam ona dosyayla ilgili şeyler söyledim çünkü ilgisini çektiğini söylemişti.
Qui que ça puisse être, je lui ai parlé de l'affaire, car il se disait intéressé.
Ben de ona işlenmesi gereken bir süreç olduğunu söyledim.
Il y a un processus à respecter...
Ona neden söyledim bilmiyorum, Rotherham'da.
Je ne sais pas pourquoi je lui ai dit, elle est à Rotherham.
Ona dikişlerimi göstereceğimi söyledim.
J'ai dit que je lui montrerais les ficelles...
Eğer ağrı kesicilerle uçmaya kalkarsa, başını biraz ağrıtacağımı söyledim ona.
Je lui est dit que si elle reprenait des analgésiques, alors elle allait avoir à ressentir un peu de douleur.
Ben de ona kovmayacağımı söyledim...
Et je viens de lui dire que je ne vais pas la virer...
Ona affetmesinin zamanı geldiğini söyledim.
Que c'est le moment pour toi d'être accepté de nouveau
Ayrıca bu durumun ona da zarar verebileceğini söyledim.
Je lui ai donc dit que dans cette situation particulière, ça serait contre-productif
Ona ne düşündüğünü bilmediğimi ve benim ne düşündüğümün ise onu alakadar etmediğini söyledim.
Je lui ai dit que je n'avais pas la moindre idée de ce que tu pensais Et ce que je pense n'est en rien ses affaires.
Söylemek için gittim ama iyi bir modda değildi, sonra da ona Stephen için fotokopi çektiğimi söyledim ve çok kızdı. Öğrendiğinde ne yapacak acaba?
J'ai voulu, mais il était de mauvaise humeur, et j'ai fini par lui dire que je faisais des photocopies pour Stephen, et il s'est vraiment énervé.
Ben de ona erkenci olmasının benim hatam olmadığını söyledim.
Donc je lui ai dit, que ce n'était pas ma faute si elle était en avance. Mec, je suis au milieu d'une plaidoirie.
Tam da kapanış konuşmasının ortasındaydım. Ben de ona benimle olmazsa kadın geldikten sonra uğraşacağı tek davanın kendi cinayeti olacağını söyledim.
Et je lui ai dit que s'il n'est pas avec moi à son arrivée, la prochaine affaire serait pour meurtre.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]