Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / турецкий → французский / [ S ] / Sorumlu benim

Sorumlu benim перевод на французский

382 параллельный перевод
Vasiyete göre tek sorumlu benim.
Je suis l'exécuteur testamentaire.
Başarısız olursak sorumlu benim. Bırakın kaçsın. - Tek şansımız bu.
Laissez sa cellule ouverte, laissez-le s'échapper, c'est notre seule chance!
- Sorumlu benim, ben izin verdim.
C'est ma faute, ils ont eu ma permission.
Kompartımanlar kilitli değil. Sorumlu benim.
Tous les compartiments sont ouverts.
Tamam tamam, sorumlu benim.
C'est ma faute.
Profesör Meynert yokken, burada sorumlu benim.
En l'absence du Pr Meynert, je suis responsable ici.
burada sorumlu benim. Tanrıya şükür ki ben değilim.
- Oui, et pas moi, Dieu merci.
Sorumlu benim. Emir almakla yükümlüsün, emir vermekle değil.
Je dirige cette mission, vous êtes censé recevoir mes ordres.
Sorumlu benim.
Ce n'est pas digne de moi.
- Sorumlu benim.
- Ils sont sous mes ordres.
- Sorumlu benim.
- C'est moi le médecin à présent.
Sorumlu benim. - Zorla mı uzaklaştıralım?
- Voulez vous être viré?
Sorumlu benim!
C ´ est moi.
Sorumlu benim.
Le responsable ici.
Buna karışma Apollo, burada sorumlu benim.
Ne vous mêlez pas de ça, Apollo. C'est moi qui commande, ici.
Endişelenmeyin. Sorumlu benim, yalnız hareket ederim.
Mais j'agirai à titre personnel, vous ne serez pas inquiétée.
Gözlüğümü kırdın! Dinleyin, en büyüğünüz benim, bu yüzden sorumlu benim.
Ecoutez, c'est moi le plus vieux, c'est moi qui commande.
Sorumlu benim demiştim.
C'est moi qui commande, j'ai dit.
Sizler hala bu gezinin bir üyesisiniz... ve sorumlu hala benim.
Je suis le chef de cette expédition. C'est moi qui décide.
Başka soru yok O'Doul. Sorumlu artık benim.
C'est moi qui commande ici, désormais!
Durumu iyi olmazsa da ondan benim sorumlu olmam gerekecek.
Si elle est malade, je m'occuperai d'elle.
Onlardan önce benim babanı görmem gerek yoksa olacaklardan sorumlu olamam.
Je dois le voir avant eux ou je ne peux rien garantir.
Ama Jessica'nın hastalanmasından benim sorumlu olduğumu söylüyor.
Il me tient responsable de la maladie de Jessica.
Bildiğin gibi, Bay Owen benim Edwrard Seton adında birinin ölümünden sorumlu olduğumu söylüyordu.
Selon Owen, j'aurais causé la mort d'un certain Edward Seaton.
Sorumlu benim.
Le patron, c'est moi.
Şimdi sorumluluğu alıyorum, benim için kendini sorumlu hissetmene gerek yok.
Maintenant, tu n'as plus a te sentir responsable de moi.
Benim de söylediğim buydu. Yaptığından sorumlu değilsin. Kontrolün yok.
Tu ne te maîtrises plus.
Bu halinden benim sorumlu olduğumu biliyorum, Zosh.
Je sais que je suis responsable de ton état.
Burada her şeyden sorumlu kişi benim.
Je suis la personne compétente.
Dinleyin bu karışıklıktan ben sorumlu değilim hatta burada en kötü durumda olan da benim.
Moi, j'y suis pour rien. Et de nous tous, c'est moi qui fais la plus mauvaise affaire.
Gömdükten sonra, kendisi için, bundan Almanların değil, benim sorumlu olduğumu söyledi.
Une fois le travail terminé, il m'a dit que, pour lui... les responsables n'étaient pas les Allemands, mais moi.
Burada sorumlu olan benim!
Moi seul commande ici!
Pekala, benim seni neşelendirmekle sorumlu genel müdür olmama ne dersin?
Je vous propose de me nommer Ministre de vos loisirs, mon petit.
Çocukların günlerini işe yaramaz şeylerle geçirmelerine izin verdiğim için benim de sorumlu olduğumu yadsımayacağım Ama hayatın ciddiyetini öğrenmelerinin vakti geldi.
C'est un peu ma faute si les enfants passent leurs journées en frivolités, mais il est grand temps qu'ils sachent que la vie est sérieuse.
Ve eğer sen hala benim sorumlu olduğumu düşünüyorsan çünkü Hereford sığırları Texas'a uyum sağlayamaz ve senin kocanla paylaştığın o sevimli rüyaya zarar verdiğim doğru değildir.
Et si vous pensez encore que je suis responsable parce que la race Hereford ne s'adapte pas encore au Texas et que j'ai brisé le beau rêve que vous partagiez avec votre mari, c'est faux.
Ama kocasının ölümünden benim sorumlu olduğumu sanıyor.
Elle me porte pour responsable de la mort de son mari.
Sorumlu olan benim ve onunla yaşamak zorunda kalacağım fakat bir kişiyi dışarıda bırakıyorsun, o kızı ikimiz öldürdük, her ikimiz.
Je vais devoir vivre avec, mais vous oubliez quelqu'un : Nous l'avons tuée, tous les deux.
Komuta Merkezi önünde sorumlu tek kişi benim.
Je suis seul responsable envers le Commandement Suprême.
Klarnet öğretmenim herkesin aksine benim sorumlu olmadığımı söylüyordu.
Le prof de musique me croyait innocente, les autres, non.
Bundan benim sorumlu olduğumu mu düşünüyorsun?
Vous me pensez responsable?
Bu görevi suistimaldir, buradaki tek sorumlu kişi benim. Komutayı alması gereken kişi de benim, dedim.
C'est un abus de pouvoir, je suis le plus objectif ici, c'est moi qui devrais commander.
Bütün bunlardan benim sorumlu olduğumu, yapabildiklerimi düşününce- - İçimdeki vahşet.
- Dire que c'est moi qui en suis responsable, que j'ai pu être capable, de toute cette violence.
Buradaki sorumlu benim.
C'est moi qui commande, ici.
Benim görüşüme göre bu olayda Çavuş Crocker yüzde yüz sorumlu.
Selon moi, Sergent Crocker est cent pour cent responsable dans l'affaire.
Tüm alanın refahı için yanlız benim sorumlu olmam korkunç.!
Pourquoi suis-je la seule responsable dans le champs! Brisby!
- Yani sorumlu benim? - Elbette.
Alors je m'en charge?
Bu benim adamım, Toller, buranın güvenliği ile sorumlu.
Mon valet, Toller. Il assure notre sécurité.
Sen bu haldeyken onun hislerinden sorumlu olan benim.
C'est moi qui le console quand il te voit dans cet état.
Adım Edmund Blackadder. Yeni "Dini Katliamdan Sorumlu Devlet Bakanı" nız benim.
Je suis Edmond Vipère-Noire, le nouveau ministre chargé du génocide religieux.
O da neydi? Benim bakımdan sorumlu huysuz kadınım. ... her zaman ki hali işte, huysuz.
C'est mon aimable logeuse, particulièrement aimable ce matin.
Kontrol başka birilerinde olmalı. Bundan benim sorumlu olduğumu mu düşünüyorsunuz?
Il y a un raid armé dans les galeries situées en dessous de la cité.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]