Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / турецкий → французский / [ S ] / Sorunlar

Sorunlar перевод на французский

14,321 параллельный перевод
Sağlık sorunları için sürekli vekaleti bende onun.
J'ai sa procuration perpétuelle concernant son état de santé.
Sammy'nin mirası konusunda sorunların çözülmesine sevindim.
Je suis heureuse que ce soit terminé avec - avec l'héritage de Sammy.
- Dediklerimi kafana sok, Regina senin sorunlarını çözmekten usandım.
- Laisse-moi être claire, Regina...
- Benim sorunlarım mı?
J'en ai fini de réparer tes problèmes. Mes problèmes?
Ama kavga etmenin sorunlarımızı çözmeyeceğini hemen anladık farklılıklarımızı bir kenara koyup önceliği Emma'ya verdik.
- Très vraie. Mais nous avons rapidement réalisé que se battre n'allait pas résoudre de problèmes, donc nous avons mis de côté nos différences et pensé au bien d'Emma en premier.
Bana güvenip sorunlarını anlatarak kafanda ona hiç yer bırakmadın.
En me faisant confiance avec ton fardeau, tu n'as laissé aucune place pour lui dans ta tête.
Hayır Jax, başına gelen sorunları düzeltme fırsatı bu.
Non, Jax, c'est ta chance de réparer le tort qu'on t'a fait.
Toplumun sorunlarını bir canavar filmine yansıtması filmlerine farklılık katıyor.
Tisser le commentaire social en film de monstres a donné à ses films une résonance.
Devrim ve İç Savaşla ilgili şeylere bayılır, Jefferson'dan ufak bir altındı yapıp özür dilersin ve göçmenlikle ilgili bütün sorunlar ortadan kalkmış olur.
Il aime tout ce qui a trait à la Révolution, la Guerre civile. Vous citez un peu de Jefferson, vous présentez vos excuses, toute la pagaille de l'immigration disparaît.
Kişisel bir şey paylaştığınızı anlıyorum ve böyle güzel anları bozmaktan nefret ederim ama benim de kendimce acil sorunlarım var.
Je peux voir que vous traversez des soucis personnels et je déteste interrompre des moments aussi charmants, mais j'ai moi-même quelques problèmes urgents à régler.
Hadi bunu bırakalım Burada daha büyük sorunlarımız var.
Laissez tomber. Il y a plus important.
Başımıza açılan tüm sorunların nedeni senin bir şeyleri kendi başına halletmek istemen,... şimdi de bunu Mike'a öğretmeye mi karar verdin?
Vouloir arranger les choses par toi même est la cause de chaque problème que toi et moi avons, et maintenant tu enseignes cette connerie à Mike?
İlkel bir gezegen olduğu için, ilişkideki sorunlar...
C'est une planète primitive, donc leurs dysfonctionnement et oh...
Beyaz-insanların sorunları, Morty.
C'est un problème de blanc, Morty.
İşimizin bir parçası da bu tür sorunları gizleyerek halkın korkusunu limitlemek.
Notre job est de limiter la peur en gardant ces questions cachées.
Daha büyük sorunların var.
Tu as de plus gros problèmes.
Gerçek ilişki kurmanı engelleyen sorunların var senin.
Vos problèmes dans la vie vous empêcheront d'avoir de vraies relations.
Son zamanlarda polis şehrin sorunlarını çözmekte ne kadar etkili ki?
Quelle a été l'efficacité de la police pour régler les problèmes de la ville récemment?
Çünkü ikinizde burada oturup konuşacaksınız, ta ki aranızdaki sorunları çözene dek.
Parce que vous allez tous les deux vous asseoir ici, jusqu'à ce que vous ayez résolu vos problèmes.
Geri döndüğümde, siz ikiniz sorunlarınızı çözememişseniz, aklınızı başınıza toplamaları için bir grup Mirakuru askeri bulacağım.
Si vous n'avez pas résolu vos problèmes quand je reviens, je vais trouver une armée de soldats sous Mirakuru pour vous ramener à la raison.
Umarım sorunlarımızda, arkadaşlarımıza güvenmenin yararları hakkında bir ders çıkarmışızdır.
J'espère qu'on a compris l'intérêt de faire confiance à nos amis avec nos problèmes.
Ve şimdi bir fırsatım var çekip gitme ve tüm sorunları kendimle götürme fırsatı.
Et j'ai cette chance maintenant de pouvoir disparaître. et d'emporter mes problèmes avec moi.
AB ekonomik sorunlarını bizimle görüşüyorlar.
Elles travaillent avec nous sur les problĂ ¨ mes économiques de l'UE.
Bir anlığına seçmenlerin her zaman gerçek sorunlar ile ilgilendiklerini ve skandallar hakkında hiç iştahlı olmadıklarını unutmuşum.
Pendant un moment, j'ai oublié que les électeurs ne se préoccupent que du résultat, et n'ont aucun intérêt pour les scandales.
Ama Star City'nin sorunlarına karşı kör olmadığımı herkesin bilmesini istiyorum.
Mais j'aimerais que tout le monde sache que je ne suis pas aveugle face aux problèmes de Star City.
Ve bu programın sorunları çözmeye yardımcı olacağını düşünmesem bugün burada olmazdım.
Et je ne serais pas ici aujourd'hui, si je ne pensais pas avec conviction que ce programme peut les résoudre.
Kendimle ilgili bazı sorunları halletmeye çalışıyordum ama sana da anlatmak istiyorum.
Je devais juste régler quelque chose par moi-même, mais j'aurais aimé t'en parler.
Biliyor musun emin değilim ama dün gece Lily, Caroline'ı kaçırdı. Pek güzel olmadı, biliyorum sorunlarımız var ama bildiğim başka şeyler de var sen Lily'nin deli asileri gibi değilsin.
Je ne sais pas si tu es au courant, mais hier soir, Lily a kidnappé Caroline, pas très cool, je sais que l'on a nos problèmes, mais je sais aussi que tu n'es pas comme les fanatiques de Lily.
Siz dünyanın en berbat oyun gecesini düzenlemekle meşgulken daha büyük sorunlarınız var.
Alors que vous les gars hôte le plus sali-up nuit de jeu du monde, vous avez des problèmes plus graves.
Ablanla sorunlarını gidermek istiyorsan direkt ona gidip konuşsana.
Si tu veux te réconcilier, va lui parler.
"Filozoflar kral olmadıkça insanlığın sorunlarının sonu gelmeyecek"
"Il faudrait pour le bonheur de l'humanité que les philosophes fussent rois."
- Kendi ailevi sorunlarım var.
J'ai déjà mes problèmes de famille.
Bir kahraman asla sorunlarından kaçmaz.
Non. Un héros ne fuit jamais ses problèmes.
Ama şu an daha büyük sorunlarımız var.
Mais, là, on a de plus gros problèmes...
Rahmetli kocam ve benim bazı üreme sorunlarımız vardı.
Mon défunt mari et moi avons eu certains problèmes de fertilité, et...
Beyfendi sizin çözülmesi gereken tıbbı sorunlarınız var ama burası hapishane değil ve sizi burada tutamayız... Felç geçiriyor.
Monsieur, vous avez un grave problème médical et il doit être traité mais nous ne sommes pas une prison et nous ne pouvons pas vous garder...
Evlilik sorunları olduğuna dair de kayıt yok.
Pas de problèmes dans le couple.
Oğlumun sorunları olduğunu biliyorum. Ama anlattığınız şeyi yapabileceğine inanamıyorum.
Je sais que mon fils avait des problèmes, je n'arrive pas à croire qu'il aurait fait ce que vous suggérez.
O, bunu kelimelerle yaptı. Yani, ona terapiye gittiğimi söylememi ve ve sorunlarım hakkında onunla konuşmam gerektiğini mi söylüyorsun? Böylece oturup beraber Kumbaya söyleyelim diye mi?
Vous dites que je devrais lui dire que je suis une thérapie et lui parler de mes problèmes pour qu'on puisse s'asseoir et chanter Kumbayah?
Kabul edemiyorum dünyada yaşanan onca savaştan sonra hala birbirimizi öldürerek sorunlarımızı çözmeye çalışıyoruz.
Je ne peux pas accepter, après toutes les guerres qu'il y a eu en ce monde, qu'on résolve encore nos problèmes en s'entretuant.
Çünkü kendi sorunlarınla uğraşmaktan beni hiç dinlemedin.
Vous êtes si enfermé dans vos problèmes que vous n'écoutez pas.
Taylor olmak bütün sorunlarına cevap olmayabilir.
Je sais qu'être Taylor ne serait pas une réponse à tous tes problèmes.
Tabii bu çubuk sorunların barış içinde çözümü ve iletişim için kullanılıyor.
Sauf que ce bâton sert à la résolution pacifique des conflits et à la communication.
Aramızdaki sorunları çözebileceğimizi biliyorum.
Je sais qu'on peut régler ce problème entre nous.
Murphy ile aranızda çözülmemiş sorunlar olduğu aşikar.
Il y a clairement un différend entre vous et Murphy.
Evet ama yasal sorunları bir kenara bıraksak bile siz kıdemli cerrahsınız ama ben daha yeniyim.
Mais à part les problèmes légaux et vous étant comme un chirurgien royal, je suis nouvelle ici.
Kaygı düzeyinle oynayarak aşk sorunlarını düzelteceğim.
Je vais résoudre tes problèmes romantiques en manipulant tes niveaux d'anxiété.
Onun da herkes gibi kendi sorunları var.
Il a ses problèmes, comme tout le monde
Sağlık sorunları.
Urgence familiale.
Ayda bir. Üreme sorunları için mi?
Pour la fertilité?
Söyledikleri de tutuyor. Karl garip biri ve kadınlarla sorunları olduğu kesin,
Et son alibi est confirmé.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]