Söylesene bana перевод на французский
305 параллельный перевод
Hey kadın, söylesene bana, biz neden hiç evlenmedik?
Toi, tu ne fiches rien! Pourquoi t'ai-je épousée?
İngiliz, söylesene bana çok kadınla beraber oldun mu?
Dis-moi, Anglais, as-tu connu beaucoup de femmes?
Kim senin gibi bir aslanı takip etmekten korkar ki, söylesene bana.
Craindraient-ils de suivre Temüjin qui n " a pas son égal en bataille?
O halde neden intikam almamı engelliyorsun, söylesene bana?
Maintenant tu me contrecarrerais et laisserais notre vengeance refroidir.
Söylesene bana, sana nasıl davranıyor?
Comment vous traite-t-il?
Rocco söylesene bana böyle güzel bir yerde çalıştığını neden söylemedin?
Tu m'avais pas dit que c'était si chouette!
İmza, MacNamara. " Senin şaka anlayışın bu mu, söylesene bana?
"Signé, MacNamara." Est-ce une plaisanterie?
Söylesene bana profesörü neden kaçırdılar?
- Ah, le professeur. - Oui. Je vais tout vous dire.
Servetini nerede sakladığını öğren! Söylesene bana, biz ne yapacağız?
Tu devais la faire parler.
Söylesene bana, sen, Fuentes ve diğerleri ne istiyorsunuz?
Que voulez-vous, toi, Julio et les autres?
Allah aşkına söylesene bana, insanları birbirine satmanın yolunu yöntemini buldun mu?
As-tu trouvé moyen de vendre... tout le monde à tout le monde?
Söylesene bana.
Alors, dis-moi.
Söylesene bana, Dadı, küçük hanımımızı nasıl buluyorsun?
Dites-moi, nourrice, comment trouvez-vous notre jeune maîtresse?
Söylesene bana, Tobi.
Dites-moi, Dobi.
Söylesene bana, evlat.
Dis-moi, fils.
Söylesene bana, bunu nasıl başardın? "
"Je vous en prie, comment avez-vous fait cela?"
Söylesene, Alexei, hala bana düşkün müsün?
Dites-moi, Alexei. Etes-vous toujours amoureux de moi?
Aklındakini bana da söylesene.
Alors dis-moi?
Söylesene Joe, niye serbest çalışmayı bırakıp bana çalışmıyorsun?
Pourquoi tu travaillerais pas pour moi?
Söylesene, bir hakimi öldürürsem ne yaparlar bana?
Que pourront-ils contre moi si je tue un juge?
Bana babanızın sözlerini yine söylesene.
Répète-moi les paroles de ton Père.
Doktor, bana dün söylediğini söylesene. Ne kadar aptal olduğunu.
Doc, répète-lui ce que tu me disais, qu'il était stupide!
Aldo, söylesene, bana kızgın mısın?
Aldo, tu es en colère contre moi?
Söylesene Ann bana ihtiyacın olduğunu söylerken, bana mı yoksa sevgime mi ihtiyacın vardı?
Quand tu dis avoir besoin de moi, s'agit-il de moi ou de mon amour?
- Daha önce söylesene bunu. - Hey sen.Sevilla'yı bağla bana.
Et toi, grouille-toi d'appeler Séville.
Bana hos bir seyler söylesene.
Toi aussi, dis-moi une gentillesse.
Söylesene. Biri bana niye böyle olduğunu söylesin.
Pouvez-vous me dire pourquoi il est ainsi?
- Söylesene Annie. Niçin hep elmalarının bana şans getirdiğine inanıyorum?
Pourquoi est-ce que je crois toujours que tes pommes me portent chance?
Sophie, söylesene neden bana karşı bu kadar kabasın?
Sophie, dites-moi, pourquoi êtes-vous si désagréable?
Bana bir şey söylesene.
Dis-moi...
Bana kabahat bulacağına söylesene Küçük Eleanor'un toplum içinde öyle davranmasına izin vermen nasıl görünmüştür?
Avant d'aller plus loin, que dire du comportement d'Eleanor en public?
Bana söylesene şunu!
Silence!
- Bak işte, bana yalan söyleme. - Ne gördün söylesene.
Ton pied n'était pas là!
Söylesene, yaşlandığım zaman bana kim bakacak?
Qui s'occupera de moi quand je serai vieux? Toi, mon oiseau?
Söylesene, bana öyle geliyor ki, şu sıralar hanımlara fazla bakıyorsun.
Il me semble que tu regardes beaucoup les femmes en ce moment.
Bana onun adını söylesene?
Comment s'appelle-t-il?
Bana, huzur içinde yalnız bırakılmanın yolunu söylesene.
Qu'attend-on pour me foutre la paix?
Bana söylesene!
Veux-tu bien me le dire?
Marlowe, bana söylesene, neden basit bir soruya cevap veremiyorsun?
Nos questions sont plutôt simples, pourquoi vous n'y répondez pas?
Bana söylesene, gerçekten Stacey evli mi?
Mais au fait, dites-moi... elle est pas mariée, Stacey.
Söylesene, etrafta dolaşıp bana tüm gün patronluk mu taslıyorsun?
L'église catholique ne reconnaît pas le divorce.
Bana evimi özleten şu şarkıyı söylesene.
Angelina, chante la chanson de ton pays qui me fait venir la mélancolie du mien!
Bana cesaret verecek bir şeyler söylesene.
C'est à mon tour. Dites-moi quelque chose d'encourageant.
Söylesene, yeterince paran olursa... bana bir içki ısmarlar mısın?
Quand vous aurez de quoi, m'offrirez-vous un verre?
Bana şunu söylesene neden senin gibi insanların sorunları benim gibilerinkinden daha önemli görünüyor?
tu ne lui parleras de rien du tout! dis-moi... pourquoi les problèmes des gens comme toi ont l'air plus importants que ceux des gens comme moi?
Söylesene Harry... Söyle bana.
Heu, Harry, dites-moi.
Onun nerede yaşadığını bana söylesene?
- Elle habite où?
Bana söylesene Bolivya'da o kadar donanma mühendisi ne yapıyor?
Dis-moi un truc.
Ne olacaktı, söylesene bana ne olacaktı?
Mais ce n'est pas dans nos intentions!
Franco, flaplarla ilgili sorun var mı, bana söylesene.
Franco, dis-moi ce qui s'est passé avec ces abattants.
Sen bana adını söylesene.
Pourquoi ne me dis-tu pas ton nom?
bana 1773
bana bunu yapma 64
bana yardım et 686
bana uyar 325
bana ne 176
bana yalan söyleme 146
bana göre 203
bana bak 1395
bana öyle bakma 161
bana gel 139
bana bunu yapma 64
bana yardım et 686
bana uyar 325
bana ne 176
bana yalan söyleme 146
bana göre 203
bana bak 1395
bana öyle bakma 161
bana gel 139
bana yalan söyledin 158
bana bir sigara ver 29
bana güven 272
bana biraz para ver 28
bana sorma 88
bana biraz zaman ver 38
bana ver 290
bana biraz su ver 19
bana bir bira ver 21
bana yardım eder misin 113
bana bir sigara ver 29
bana güven 272
bana biraz para ver 28
bana sorma 88
bana biraz zaman ver 38
bana ver 290
bana biraz su ver 19
bana bir bira ver 21
bana yardım eder misin 113