Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / турецкий → французский / [ T ] / Tabi ki yok

Tabi ki yok перевод на французский

151 параллельный перевод
- Sanırım yok demeliyim. Yani, tabi ki yok demek istiyorum. Ne olduğunu o da biliyor.
Je devrais refuser, mais je m'en fiche.
Ya sen, Doktor? Tabi ki yok.
- Vous, docteur?
Tabi ki yok.
Bien sûr que non.
- Tabi ki yok.
Non!
Tabi ki yok, Lordum.O yalnızca bir köle.
Bien sûr que non, lord. Ce n'est qu'un esclave.
Tabi ki yok.
Bien sûr que oui.
Tabi ki yok. Bu bir kulube.
Bien sûr que non, c'est un chalet.
Tabi ki yok, efendim.Bu taraftan.
Rien monsieur. Par ici...
- Benim ruh halim diye bir şey yok. Tabi ki yok.
Je n'ai pas d'humeur.
Hayır, tabi ki yok, Efendimiz.
Bien sûr que non
Tabi ki yok.
Bien sûr.
Tabi ki yok.
Non, je suis ravi.
Tabi ki yok! Hangi kahrolasının 300 doları var ki?
Qui possède 300 dollars?
Hayır tabi ki yok.
Non, bien sûr que non.
Yani bunun arkasında başka bir neden yok mu? Zaten zenginsin. - Tabi ki yok.
Mais on te voit jamais seule.... sauf quand Rory quitte la pièce une seconde et même là, tu essaies de la suivre.
Tabi ki yok.
Bien sûr que non, imbécile.
Tabi ki yok.
Bien sur ne soyez pas bête!
- Hayır tabi ki yok - Ben de öyle düşündüm
- Bien sûr que non.
- Bayım, tabi ki yok.
C'est répugnant.
Tabi ki arkadaşım yok.
Bien sûr que je n'ai pas d'amis.
Tabiı ki yok.
Bien sûr.
Tabi ki bunun için beyine ihtiyaç yok.
Pas besoin de cervelle pour ça.
Ve saklanacak bir yer de yok. Sadece durumu gözden geçiriyorum tabi ki.
Nous n'avons même pas les moyens de nous réfugier.
Tabi ki yok.
Non.
Tabi ki eminim! Yüzük yok!
Ici il y a pas de bague.
Yok, tabi ki!
Bien sûr.
Unut gitsin... - Yok yok. Evet ürkütücü, ama tabi ki...
- Non, enfin oui, mais d'accord.
Tabi ki bunun bir anlamı yok.
C'est absurde.
- Gümrüğe tabi bir şeyim yok ki.
– Je n'ai rien à déclarer.
Bunun komik tarafı yok tabi ki.
Ce n'est pas drôle.
Bende yok diyecek, ama bıçak tabi ki onda, al getir.
Il va mentir, mais il l'a. Récupére-le.
- Tabi bunda yanlış bir şey yok ki.
Il n'y a pas de mal à ça.
Tabi ki henüz hiç haber yok.
Bien sûr il n'y en a pas encore.
Hayır, tabi ki hayır. Fakat onlar bizde olduğunu düşünüyorlarsa dört asımızı da saklamamıza gerek yok.
Non, mais il suffit de faire croire qu'on a un carré d'as en main.
Tabi ki yok.
- Bien sûr que non.
Tabi ki yok.
J'en ai assez.
hayır, tabi ki hayır fakat şu anda gidebileceği başka bir yer yok.
Bien sûr, mais elle n'a nulle part où aller.
Gerçek şu ki, adını ve çalıştığı şirketin adını yayınlamaya bile iznimiz yok ve tabi size yüzünü de gösteremeyiz.
En fait, nous ne pouvons même pas révéler son nom ou le nom de la société pour laquelle il travaillait. Et, bien sûr, nous ne pouvons montrer son visage.
- Başka kimse yok. - Tabi ki var.
Je n'ai pas d'adversaire Démocrate.
Benim için Voyager'da başka görev yeri yok... tabi ki Yemekhane'de garsona ihtiyacınız yoksa.
Je ne vois pas quel poste je pourrais occuper. A moins que vous ayez besoin d'une serveuse au mess.
Tabi ki sizin böyle bir probleminiz yok, siz tahtadan yapıIdınız.
Vous n'avez pas ce problème. Vous êtes en bois.
- Tabi ki endişelenmene gerek yok.
Oh! la la!
Şimdi somurtmak yok küçük asker. Tabi ki umursuyorum.
Je choisis d'être Antinoüs, le page préféré d'Hadrien qui se noya dans le Nil.
Seks de yok, tabi ki.
Pas de sexe non plus.
Bir misyonumuz var ve..... köpeği bulup, yok etmeden rahatlamayacağız. - Tabi ki kurtarmadan, kurtarmak dedim her neyse, SKSGİ'den hızlısı yoktur. - Kurtarmadan.
Nous sommes en mission et n'aurons de repos qu'une fois ce chien détruit.
Tabi ki mahsuru yok, G, irin içeri.
Bien sûr! Vous êtes le bienvenu.
Tabi ki..... - yok edildik demek istemiyorum - yenildik.
Pour sûr, nous avons été - je ne veux pas dire "démoli" - battu.
Tabi ki sorun yok
Bien sûr, pas de problème.
- Tabi ki yok.
Tu es déjà rentré.
ailem benimle dalga geçmişti o yüzden bende dedim ki kendime,'yalnız olduğumda tabi ki yanımda götüreceğim beni eritecek bir ateşli biri yok
Ma famille s'est carrément foutue de moi. Alors je me suis dit, car, bien sûr j'étais tout seul, Que j'amènerai quelqu'un de très canon avec moi au mariage.
Tabi ki yok.
La croûte, c'est dégueu.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]