Tanışmıştık перевод на французский
1,745 параллельный перевод
Seninle orada tanışmıştık.
Où je t'ai rencontré.
- Evet, tanışmıştık.
- On se connait.
Heather'ın bir arkadaşı. Black Jack'te tanışmıştık.
Un ami d'Heather, on l'a rencontré à Black Jack.
Torununun vaftiz töreninde tanışmıştık.
On on s'est vu au baptême de ta petite-fille.
Kuzeninin filminde tanışmıştık.
On s'est rencontré pendant le film de ton cousin.
Evet Bob, tanışmıştık.
Oui, on s'est déjà rencontrés.
"Clothes Over Bro's" un açılışında tanışmıştık, değil mi? Brooke'un asistanısın.
On s'est vus à l'inauguration de Clothes Over Bro's. Tu es l'assistante de Brooke.
Evet, tanışmıştık.
Salut. Ravi de te connaître.
- Tanışmıştık.
- On s'est rencontrés.
Senin cehennem partinde tanışmıştık.
- Oui, on s'est rencontrés à ta soirée.
Kolejde tanışmıştık.
On s'est rencontrés à la fac.
Bu şarkı Annabelle'le benim şarkım, bununla tanışmıştık!
C'est sur cette chanson qu'on s'est connus avec Annabelle!
Onunla senin evinde tanışmıştık.
Je me souviens de l'avoir déjà vu à la maison.
Ne? Sen tatildeyken tanışmıştık.
- On s'est rencontrés... pendant ton voyage.
Acilde tanışmıştık.
On s'est vu aux urgences.
- Sizinle tanışmıştık.
- On s'est déjà rencontrés.
Şükran gününde kısaca tanışmıştık.
Nous nous sommes vus à Thanksgiving.
Tanışmıştık.
On se connait.
Papen İlçesi bilinen dulları arasında tanışmıştık.
On s'est rencontrées grâce aux veuves du Comté de Papen.
Küçük bir çocukken tanışmıştık.
On s'est vus quand j'étais môme. Le neveu de Bobby!
Evet, "yakın arkadaşlar." Tanışmıştık.
Ton ami-amant. On s'est présenté.
Evet, birkaç sene önce tanışmıştık sizle.
On s'est connus il y a des années.
Şu çocukları kurtardığınız için aldığınız plağın verilişi sırasında tanışmıştık.
On s'est rencontrés quand vous avez reçu une plaque pour avoir sauvés des enfants.
- Daha önce tanışmıştık. - Kim olduğunuzu biliyorum.
- On s'est déjà rencontrés.
Beni tanıyorsunuz. Sizinle tanışmıştık.
Je vous ai rencontré.
Evet, tanışmıştık.
- Ouais, on s'est rencontrés.
Aslında uzun zaman önce tanışmıştık.
En fait, on s'est déjà rencontrés. Ah bon?
Vegas'ta tanışmıştık.
On s'est rencontré à Las Vegas.
Daha önce tanışmıştık.
On s'est rencontrés.
# Alışveriş merkezinde tanışmıştık... #
- Les Disques Dominant Je t'ai rencontré au centre commercial
- Büyükelçi'nin resepsiyonunda tanışmıştık.
On s'est rencontrés à la réception de l'Ambassadeur.
- Tanışmıştık. - Hatırlıyorum.
- On s'est rencontré.
Bakıyım iki yıl önce tanışmıştık.
Voyons, je l'ai connue il y a deux ans.
- Evet, biz biz tanışmıştık, iki yaz kadar önce?
On s'est rencontrés y a deux étés de cela?
West Ham'deki seçmelerde tanışmıştık.
Je l'ai rencontré lors des essais à Westham.
Nerede tanışmıştık?
Où nous sommes nous rencontrés?
Jack'le çalıştığım kafede tanışmıştık.
J'ai rencontré Jack au café où je travaille.
Bay King ikinci kurbanımızın olay mahallinde tanışmıştık, değil mi?
M. King, on s'est vus là où on a trouvé la 2e victime, c'est ça? Tout à fait.
Bay King. İkinci kurbanımızın olay mahallinde tanışmıştık, değil mi?
M. King, on s'est vus là où on a trouvé la 2e victime,
Pink Floyd'un ilk konseri The Wall'u Daily Memorial Spor Salonu'nda izlerken tanışmıştık.
C'était au début de la chanson "The Wall", de Pink Floyd au L.A. Memorial Sports Arena.
UFO toplantısında tanışmıştık.
Sarah. On s'est rencontrées au congrès.
Seninle daha önce tanışmıştık.
- Nous nous sommes déjà rencontrées. - Qui?
İlk anda hatırlayamadım. Çünkü çok zaman önceydi. Raul ve ben Camp Pendleton'da tanışmıştık.
J'ai mis du temps à m'en souvenir, car c'était il y a si longtemps, mais j'ai rencontré Raul au Camp Pendleton.
Biliyorum, Dr. Bishop. Tanışmıştık.
On s'est déjà rencontrés.
Cabo'da daha önce tanışmıştık, zaman etrafında gri balinalar meksikaya göç eder.
On s'est rencontré à Cabo, à l'époque où les baleines grises migraient vers le Mexique.
Biliyorum. Bir konferansta tanışmıştık. - Kötü bir dönemdeydim.
On s'était rencontrés à une conférence, c'était pas la rencontre du siècle.
Minik Örümcek Şarlot'un ilk gösterisinde tanışmıştık.
On s'est vues à la première de Charlotte.
Pam Beesly ile tanışmıştın. Ofisin seksi kızı.
Et tu as déjà rencontré, Pam Beesly, la bombe du bureau.
Geçen sefer tanışmıştık.
Rosa.
Konuşmaları, yemeği, şampanyayı... Ama seni gecenin en iyi kısmı ile tanıştırayım,
Les discours, le buffet, le champagne... mais laisse-moi te présenter la meilleure partie de la soirée.
Bu Russell Flaherty denen adam, onu uzun süredir tanıyorum, onunla bir yatırım yapmıştım, çünkü paraya ihtiyacımız vardı nakite sıkışmıştım, bu yüzden...
Je connais bien ce Russel Flaherty. J'ai fait un investissement avec lui parce qu'il nous fallait de l'argent. J'avais besoin de liquidités, donc...