Öyle mi перевод на французский
80,280 параллельный перевод
Öyle mi?
Vraiment?
- Öyle mi düşünüyorsun?
- Tu penses?
- Öyle mi?
- Qui tu es?
- Köpek öylece gitti, öyle mi?
Le chien est parti?
- Öyle mi? Peki.
Je vais régler ça.
- Öyle mi?
- En effet.
- Omuzdaki yarayı artık işaret olarak kullanmadığımızı bilmelisin. - Öyle mi?
Le code de la blessure à l'épaule, on ne l'utilise plus.
- Öyle mi?
Vraiment?
- Öyle mi?
- Ah bon?
- Öyle mi?
- Super.
Bence kızgın bıdık seni yakalayacak, anne. Öyle mi?
Le Castor va t'attraper.
- Öyle mi?
C'est vrai?
- Öyle mi?
- Oui?
- Öyle mi?
C'est super!
- Öyle mi dersin?
Vraiment?
Evin hanımının yanında oğlu ve oğlunun kızı da kalıyordu, öyle mi?
Cette dame vit ici avec son fils et la fille de celui-ci?
- Öyle mi?
- Tu crois?
- Öyle mi?
- C'est vrai?
Seni ekibime alıyorum ve benden çalıyorsun, öyle mi?
Je t'ai fait rentrer dans mon équipe, et tu me voles?
- Kötü bir ortaksın! - Öyle mi?
- Tu es un mauvais partenaire!
Ve sana göre bu sorunun cevabı homofobik olup olmadığımı belirleyecek, öyle mi?
Et ma réponse déterminera si je suis homophobe ou pas, d'après toi?
Birlikte motosiklete binmenin uygun olmadığını düşünmüştün ama şimdi yatak odana gelip seni yatağından lavaboya taşımamı istiyorsun. Böylece hap alıp rahatlayacaksın, öyle mi?
Tu trouvais que c'était inapproprié de se balader à moto, et maintenant, je suis censée venir dans ta chambre pour t'aider à aller de ton lit à ta baignoire pour prendre tes pilules et te détendre?
Öyle mi?
Ah ouais?
- Öyle mi?
- Ouais?
Yani SS kendi içinde bölünmüş durumda ve Alman Ordusu'yla savaş haline, öyle mi?
Donc, les SS sont divisés et en guerre contre l'armée allemande?
- Gayet iyi. Öyle mi?
- Pas trop mal.
- Öyle mi?
Oui.
- Öyle mi?
Ah oui?
Öyle mi?
Ah bon?
- Öyle mi, iyiymiş.
- Tu vas le rencontrer.
- Öyle mi?
- Oui? - Oui?
- Öyle mi?
- Vraiment?
- Sizce öyle değil mi?
N'est-ce pas?
Öyle, değil mi?
N'est-ce pas?
- Öyle mi?
Ouais.
Öyle mi?
Ah oui?
Canavar öyle mi?
La Bête, hein?
Dünya bizsiz de dönüyor öyle değil mi?
Le monde... a continué sans nous.
Hepiniz kaçıyorsunuz öyle mi?
Vous m'avez lâché?
Bay Delaney... öyle değil mi?
M. Delaney, n'est-ce pas? Monsieur?
Kolera diyorsunuz öyle mi?
Oh, le choléra, vous dites?
- Ama öyle değil... değil mi?
- Mais tu ne le penses pas. Si?
Doğa bir milyon senede bile yapılamaz, öyle değil mi?
On ne pourrait pas inventer la nature. Tu crois pas?
Çünkü sen Okçu Polis'sin. Öyle değil mi?
Et tu dois continuer à le faire, parce que tu es Archer de Scotland Yard.
Öyle olsa bir kişi bile mi tanık olmadı! Koskoca sınıftan bahsediyoruz Tanrı aşkına!
Quelqu'un l'aurait vu dans la classe!
Dün bana tek bir görüşme olacağını ve ardından biteceğini söylemiştin. - Öyle bir şey demedim. - Şimdi de mahkemeye mi gideceksin?
La réunion d'hier se transforme en procès.
- Öyle mi dersin?
- Tu es sûre? - Oui!
Öyle mi dersin?
Oui?
Gerçekten mi? Neden öyle düşünüyorsun?
Qu'est-ce qui vous fait croire ça?
- Şehirden mi geliyorsunuz? - Evet, öyle.
Vous venez de la ville?
Sence de öyle değil mi Nielsson?
Nelson?
oyle mi 19
öyle mi dersin 362
öyle mi diyorsun 87
öyle misin 81
öyle mi düşünüyorsun 363
öyle misiniz 16
öyle mi söyledi 29
öyle miyim 118
öyle mi oldu 22
öyle miydim 20
öyle mi dersin 362
öyle mi diyorsun 87
öyle misin 81
öyle mi düşünüyorsun 363
öyle misiniz 16
öyle mi söyledi 29
öyle miyim 118
öyle mi oldu 22
öyle miydim 20