Öyle mi diyorsunuz перевод на французский
81 параллельный перевод
- Öyle mi diyorsunuz? - Bazılarına yakışır. Ama sizin ellerinize değil.
Vous ne devriez pas porter tant de bijoux.
- Öyle mi diyorsunuz?
- Vous croyez?
- Oraya hâlâ öyle mi diyorsunuz?
Vous l'appelez encore comme ça?
- Öyle mi diyorsunuz?
- Vous le pensez vraiment?
- Öyle mi diyorsunuz?
- C'est le nom?
- Öyle mi diyorsunuz? - Size garanti veriyorum!
Vous croyez?
Öyle mi diyorsunuz?
Vous croyez ça?
Öyle mi diyorsunuz?
Vous avez dit ça?
- Öyle mi diyorsunuz?
Vraiment?
- Öyle mi diyorsunuz? - Doğru.
- C'est ce que vous dites?
- Bu alete öyle mi diyorsunuz?
- Comment s'appelle cette manoeuvre?
Dalga mı geçiyorsunuz? Beğenmediniz mi? Öyle mi diyorsunuz?
Vous me faites marcher, c'est ça?
Bu şarap için 300 $ verdik ve bunu kabul etmiyor musunuz? Öyle mi diyorsunuz yani?
On a dépensé $ 300 dans cette bouteille de vin et vous refusez ce cadeau?
Kuru kenevir yapraklarına öyle mi diyorsunuz?
Oh, c'est ce que vous appelez des feuilles de chanvre séchées?
Öyle mi diyorsunuz? Ölecek miyim?
Je suis en train de mourir.
Öyle mi diyorsunuz?
On appelle ça comme ça?
Bu yaptığınıza öyle mi diyorsunuz?
Tu appelles ça comme ça?
Siz gençler öyle mi diyorsunuz?
C'est pas comme ça qu'on dit?
Siz çocuklar bugünlerde buna öyle mi diyorsunuz?
Socialement? C'est ce qu'on dit de nos jours?
Öyle mi diyorsunuz siz?
C'est comme ça que vous appelez ça?
- Öyle mi diyorsunuz?
- On dit ça? - 50 £ pour la bête.
Yani, Takımdaki Dönüşüm Fark Edilebilir Düzeyde, Öyle mi Diyorsunuz?
- La transformation de l'équipe a été remarquable, n'est-ce pas?
Tabii, davanız... Ona öyle mi diyorsunuz?
Vous appelez ça votre cause?
Öyle mi diyorsunuz?
Vous croyez?
- Öyle diyorsunuz, değil mi?
- C'est vous qui l'avez dit.
Bunla ilgili bir şey yapın diyorsunuz, öyle mi?
Et vous voulez que nous agissions, hein?
Öyle mi diyorsunuz?
Dites donc!
5 numara değil diyorsunuz, öyle mi?
Vous dites que c'est pas lui.
Öyle diyorsunuz değil mi?
C'est ce qu'on dit, n'est-ce pas?
- Öyle mi diyorsunuz?
Si vous le tuez?
Diyorsunuz ki, Brown and Williamson yapay olarak nikotin ekleyerek değil amonyak gibi kimyevi maddeler katmak yoluyla nikotinin etkisini güçlendirerek dozunu manipüle ediyor ve ayarlıyor, öyle mi?
Vous dites que Brown et Williamson manipule et ajuste le taux de nicotine non pas en ajoutant de la nicotine, mais en augmentant son effet en ajoutant des éléments chimiques tels que l'ammoniac.
Siz de kendinize köle diyorsunuz öyle mi?
Et tu te dis esclave?
Yani diyorsunuz ki bu yasak öyle mi?
Alors vous dites que c'est interdit?
- Siz öyle diyorsunuz diye mi?
Parceque vous le dites?
Evet. Bambino'nun laneti, buna öyle diyorsunuz değil mi?
"La malédiction du Bambino," c'est ce qu'on dit ici?
Yani onu öpmeliydim diyorsunuz, öyle mi?
Donc vous pensez que j'aurais dû l'embrasser?
- Az önce çok açıklayıcı bir şey söylediniz.Yani diyorsunuz ki ; çalmamanızın, tecavüz etmemenizin,... cinayet işlememenizin tek sebebi Tanrı korkusu, öyle mi?
Vous venez de dire une chose très révélatrice. Me dites-vous que la seule raison pour laquelle vous ne volez, ni ne violez, ni ne tuez est parce que vous avez peur de Dieu?
Demek buraya hastane diyorsunuz, öyle mi?
Vous appelez ça un hôpital? !
Terapiye cevap verdi diyorsunuz yani, öyle mi?
Donc, vous diriez qu'il réagit au traitement.
Öyle mi diyorsunuz?
C'est ça?
- Oyle mi diyorsunuz? - Isa... Isa da cok iyi giyinirdi.
Jésus était bien habillé.
Yani rahmim, güzellik yarışmasına girse kazanır diyorsunuz, öyle mi?
Donc s'il y avait une sorte de concours de beauté des utérus, le mien gagnerait, hein?
Yani diyorsunuz ki, onu size veremezsem savaşmak için bir mazeret bulmuş olacaksınız, öyle mi?
En d'autres termes, si je ne le livre pas, ce sera un prétexte pour donner l'assaut?
Yani kısaca diyorsunuz ki, tüm işi biz yapacağız ve siz de hiçbir şey yapmadan % 30 pay alacaksınız öyle mi?
En gros, on se tape tout le boulot, et vous prenez 30 % en ne faisant rien.
Bu kadar yakın çalıştığınızda, nefesiniz kesilsin istiyorsunuz canları cehenneme diyorsunuz, öyle değil mi?
Quand on travaille de si près, on finit toujours par vouloir s'étrangler.
Yani sadece tesadüf diyorsunuz, öyle mi?
C'est donc une coïncidence?
"Kanıt" diyorsunuz, öyle mi?
Une preuve alors!
Yani diyorsunuz ki, bu kadar insansınız ve bize neyin yaklaştığıyla ilgili hiçbir fikriniz yok, öyle mi?
Vous me dites qu'aucun de vous ne sait ce qui s'approche?
Başka bir madenci diyorsunuz, öyle mi?
- Un prospecteur?
Yani diyorsunuz ki, Zurn, Bethel'in tüm işlerinden sorumluydu, öyle mi?
Donc vous dites que Zurn gère toutes les affaires de Bernie?
Yani bütün paranormal fenomenler istisnasız sahtekârlıktır diyorsunuz öyle mi?
- Donc, êtes-vous en train de dire que tous les phénomènes paranormaux sont des fraudes, sans exception?
öyle mi 14811
oyle mi 19
öyle mi dersin 362
öyle mi diyorsun 87
öyle misin 81
öyle mi düşünüyorsun 363
öyle misiniz 16
öyle mi oldu 22
öyle mi söyledi 29
öyle miydim 20
oyle mi 19
öyle mi dersin 362
öyle mi diyorsun 87
öyle misin 81
öyle mi düşünüyorsun 363
öyle misiniz 16
öyle mi oldu 22
öyle mi söyledi 29
öyle miydim 20
öyle miyim 118
öyle mi düşünüyorsunuz 64
öyle mi sanıyorsun 46
öyle mi dedim 56
öyle miymiş 16
öyle mi yaptım 31
öyle miydi 82
öyle mi dersiniz 40
öyle midir 18
öyle mi sence 19
öyle mi düşünüyorsunuz 64
öyle mi sanıyorsun 46
öyle mi dedim 56
öyle miymiş 16
öyle mi yaptım 31
öyle miydi 82
öyle mi dersiniz 40
öyle midir 18
öyle mi sence 19
öyle miyiz 25
öyle mi dedi 80
öyle mi yaptı 18
diyorsunuz 82
diyorsunuz ki 20
öyle değil mi 4374
öyle degil mi 23
öyle olsun 692
öyle bir şey değil 75
öyle işte 113
öyle mi dedi 80
öyle mi yaptı 18
diyorsunuz 82
diyorsunuz ki 20
öyle değil mi 4374
öyle degil mi 23
öyle olsun 692
öyle bir şey değil 75
öyle işte 113