Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / турецкий → португальский / [ B ] / Büyük britanya

Büyük britanya перевод на португальский

182 параллельный перевод
Büyük Britanya Kralı III. George'un selamlarıyla.
Com os cumprimentos do Rei Jorge III da Grä-Bretanha.
Mahkememiz, aleyhinizdeki deliller ve savunmanız ışığında Büyük Britanya ve İrlanda amiralliğinin atayacağı kişi tarafından belirlenecek zamanda ve Majestelerinin bir savaş gemisinde, sizi asılarak ölüme mahkum etmiştir.
Tendo ouvido o testemunho contra si e a sua própria defesa condenamo-Io a sofrer a morte por enforcamento a bordo de um dos navios de guerra e na altura que os comissários do gabinete do Almirante da Grä-Bretanha e Irlanda assinalarem.
Fransız veya İngiliz olsun, Büyük Britanya'daki en iyi mekanikçi.
Como está cabo? É o melhor mecânico da Grã-Bretanha. Francês ou inglês.
Majesteleri, bu Ekselansları Sör John Hay Büyük Britanya Birleşik Krallığı'nın saygıdeğer temsilcisi.
Vossa Majestade, apresento Sua Excelência, Sir John Hay mui honrado representante do Reino Unido da Grã-Bretanha.
Madde 8 : Büyük Britanya'daki şişeleme fabrikaları elden geçsin.
" Item8 : para as f ábricas daPepsi naFrança e na Grã-Bretanha.
Bak adı da Büyük Britanya görüyor musun?
Olha, chama-se Grã-Bretanha.
Büyük Britanya sizinkinden çok daha küçük bir ülke.
A Grã-Bretanha é um país pequeno, bem mais pequeno do que o vosso.
Kendisi yabancılar şubesinin başkanıdır. Bizim açımızdan, Büyük Britanya Çin'le iyi ilişkilerin devamından başka bir şey istemiyor.
Pela nossa parte, Vossa Majestade, a Grã-Bretanha quer apenas a continuidade das relacões amigáveis com a China.
Büyük Britanya kalmaya karar verdi.
A Grã-Bretanha votou a favor de ficarmos.
- Dur. Büyük Britanya'yı tanıyorlar.
Agora vai falar em britânico.
Ben de Bay Jena'nın Büyük Britanya'daki büyükelçisi, Mohammed Lufti.
Sou o embaixador do sr. Jena na Grã Bretanha, Mohammed Lufti.
Biz de derhal o şekilde yapacağız, bayım, ama ilk önce, uluslararası kanunlar altında, Büyük Britanya'ya ait bir kameranın içinde bulunan Birleşik Devletler hükümetinden alınmış film makarasını çıkaracağız.
Fá-lo-emos directamente, mas, antes, segundo a Lei internacional removeremos o filme que foi roubado aos EUA e que estava numa câmara pertencente ao Reino Unido.
Büyük Britanya halkının daima dost olduğuna inanmayı red ediyorum öyle sanıyorum ki bu görevde, Afrikalı bir ulusu savunmakla Avrupayı felakete sürüklemeye liderlik ediyorlar.
Recuso-me a acreditar... que o autêntico povo da Grã-Bretanha, que nunca decepcionou a Itália, possa atirar a Europa para uma catástrofe para defender um país africano...
"Örneğin, Büyük Britanya'da, gözlerden uzak köylerde yapılan..."
" Na Grã Bretanha, por exemplo, ainda se podem ver
Büyük Britanya Başbakanı, çok sayın Bay Winston Churchill.
"o primeiro ministro da Grã Bretanha... " o muito honorável Winston Churchill...
Büyük Britanya Güney Konfederasyonu'nun bağımsızlığını tanıyıp Yanki'lere karşı savaşa girecek mi?
Aceitará Inglaterra a independência da Confederação Sulista e entrará na guerra contra os Yankees?
Büyük Britanya büyükelçisi olarak atandım.
Nomearam-me Embaixador em Inglaterra.
Görmek ister miydin Büyük Britanya'yı, dostum yeniden yönetirken?
- Gostarias de ver - Gostarias de ver A Inglaterra a mandar outra vez
Büyük Britanya dâhil on tane ülke çekimser oy kullandı.
Dez países, incluindo a Grã Bretanha, abstivera-se.
Ayrıntılara girmeden ; Büyük Britanya'nın üçlü ittifak karşısındaki konumunu ve Fransa donanmasının Akdenizde, italya'ya üstün gelmesi sonucunda sağladığı kazançtan bahsediyor.
Em traços largos, define a posição da Grã-Bretanha, no seio da Tripla Aliança, caso a frota francesa ganhe vantagem sobre a Itália no Mediterrâneo.
Büyük Britanya dengeleri muhafaza ediyor.
A Grã-Bretanha é o fiel da balança.
Büyük Britanya İmparatorluğu yeni Başbakanı teşrif etmektedirler :
Anuncio o novo Primeiro-ministro da Grã-Bretanha e restantes impérios,
Avam Kamarasının şerefli üyeleri, Büyük Britanya İmparatorluğu yeni Başbakanı teşrif etmektedirler : Bay'Genç'William Pitt.
Ilustres deputados da Câmara dos Comuns, convoco o novo Primeiro-Ministro da Grã-Bretanha e seus impérios, o Sr. William Pitt, o Mais Novo!
31 koltuğun genel çoğunluğu, Büyük Britanya'nın politik haritasını böyle gösterecek.
Uma maioria de 31 lugares significaria que o mapa político britânico ficaria assim :
Büyük Britanya'yı yönetecek beyine, yüreğe veya mideye sahip değildi.
Ele não tinha cabeça, coração, nem estômago para governar este país.
Fakat şimdi Büyük Britanya'daki en karanlık deliğe çok yakınız ve sen hala benimle konuşmuyorsun.
Mas a verdade é que estamos muito perto do buraco mais negro da Grã-Bretanha... e, mesmo assim, você não quer falar comigo.
Büyük Britanya karantina altına alındı.
A GRÃ-BRETANHA ESTÁ DE QUARENTENA
Büyük Britanya sinir virüsü tarafından yok edildi.
A GRÃ-BRETANHA FOI DESTRUÍDA POR UM VIOLENTO VÍRUS
Büyük Britanya'nın virüsten arındırıldığı açıklandı.
A GRÃ-BRETANHA FOI CONSIDERADA LIVRE DA INFECÇÃO
Ee, Büyük Britanya Komünist Partisi kimliği.
De membro do Partido Comunista da Grã-Bretanha.
Büyük Britanya şampiyonu ve birincilik ödülü...
Primeiro prémio e Campeões da Grã-Bretanha...
1984'ten bu yana Büyük Britanya'da 140 maden kapatıldı..... ve bu çeyrek milyon kişinin işsiz kalmasına yol açtı.
Desde 1984 foram encerradas 140 minas na Grã-Bretanha à custa de quase 250 mil postos de trabalho.
Bu yüzyılın başında... Büyük Britanya İmparatorluğu dünyanın en büyük gücüdür.
No início do século a Grã-Bretanha era a maior potência mundial... e o seu império estendia-se por dois terços do globo.
" Büyük Britanya İmparatorluğu'nu...
" Venceremos...
Ama... bizim daha güçlü bir silahımız var... Büyük Britanya İmparatorluğu'nun bütün silah depolarındakilerden daha da güçlü!
Mas... nós temos uma arma mais poderosa... que todo o arsenal do Império Britânico!
Büyük Britanya İmparatorluğu'nu dize mi getirdik?
Vergámos o Império Britânico?
Kuzeyin konumu yeniden gözden geçirilecek... şimdilik Büyük Britanya İmparatorluğu'nun bir parçası olarak kalıyor.
O estatuto do Norte será revisto... mas por agora será parte do Império Britânico.
Kısa yaşamı boyunca... Büyük Britanya İmparatorluğu'na kafa tutmuş... İrlanda'nın ilk bağımsızlık anlaşmasını imzalamış... ve demokrasiye geçişi örgütlemiştir.
Durante a sua breve vida, derrotou o Império Britânico, negociou o primeiro Tratado de Independência para a Irlanda... e assistiu à transição para a democracia.
Amerika ve Büyük Britanya'ya, Hindistan'a da heyetler gönderiyorum, bu ülkelerin bağımsızlığımızı tanıyacağı umuduyla.
Enviarei delegações aos Estados Unidos e à Grã-bretanha, tal como à Índia, na esperança que estes países reconheçam a nossa independência.
Büyük Britanya'ya hoşgeldiniz, Bay Ritchie.
Seja bem-vindo à Grã-Bretanha, Mr. Ritchie.
Bu gece gökyüzü yıldızlarla doluyken, devlet adamları ve ünlüler, Rusya ve Büyük Britanya'nın liderleri tarafından imzalanacak Geceyarısı Barışı Anlaşması'nı kutlamaya geliyorlar.
As estrelas vieram com os estadistas e celebridades para celebrar a assinatura do Acordo de Paz da Meia-Noite com os líderes da Rússia e da Grã-Bretanha.
Büyük Britanya geleneklerine göre bir barış hediyesi olarak bu Atı Kudretli Pocahontas'a sunmak istiyorum.
De acordo com os costumes do meu reino, gostaria de lhe dar de presente... este cavalo, um presente de paz para o poderoso Pocahontas.
Rüyasında Hess'i duvarlarına halılar asılı bir İskoç şatosunun içinde yürürken... Rüyasında Hess'i duvarlarına halılar asılı bir İskoç şatosunun içinde yürürken Almanya ile Büyük Britanya arasına barış getirdiğini görmüştü.
Nele, viu Hess a caminhar num castelo escocês com tapeçarias penduradas nas paredes, estabelecendo a paz entre a Alemanha e a Grã-Bretanha.
Bu gece özel bir konuğumuz var. Büyük Britanya Başbakanı, çok sayın Bay Winston Churchill. Kendisi şu anda purosunu söndürüp, stüdyoya giriyor.
Esta noite, temos um convidado especial o Primeiro-Ministro da Grã-Bretanha, o venerável Winston Churchill que está agora a chegar ao estúdio e a apagar o charuto.
Bütün Britanya, Fransa'nın ise yarısı bin yıllık tarihte en büyük iktidar benim, benden sonra ise John var sırada.
Toda a Bretanha e metade da França, e será o John a suceder-me.
Modern Britanya'da, büyük bir liderin önderliğinde Britanya ev kadınları harekete geçiyor.
Na Grã-Bretanha moderna, unida sob um grande líder são as donas de casa britânicas que fazem mexer as coisas.
Kurmaylarını ikna etmeliydi. Çünkü Britanya Savaş'ı sürerken doğuda yeni cephe açmak büyük bir askeri hataydı. "Kavgam" adlı kitabında da bunu belirtiyordu.
Os generais de Hitler acreditavam que atacando a Rússia com a Inglaterra ainda resistindo, seria como que combater em duas frentes, algo que no "Mein Kampf" seria o maior dos erros militares.
Sanırım genel olarak halk, beyzbol terimiyle ifade edersek Avrupa'yı ve Britanya'yı büyük lig gibi görüyordu.
Penso que a opinião pública sentia, como se diz no basebol, que o jogo decisivo era na Europa e no Reino Unido.
Britanya'yı büyük yapan bu mu?
Foi isso que nos fez grandiosos?
Dinle, 20 dakika sonra babası Britanya'daki en büyük..... arazilere sahip olan bir kızla evleneceksin.
Daqui a 20 minutos vais-te casar com uma rapariga... cujo pai é dono dos maiores terrenos aráveis de toda a Inglaterra.
"Britanya'nın en büyük yolcu gemisi," "... Atlantik'deki ilk yolculuğunun sonucunda New York'a ulaştı. "
O maior transatlântico britânico termina em Nova lorque a sua primeira travessia.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]