Diğer tarafta перевод на португальский
1,031 параллельный перевод
Diğer tarafta yeni bir araştırma sistemi kurmak saatler alır.
Iniciar um novo padrão de buscas do outro lado demoraria horas.
Diğer tarafta, dostum!
É do outro lado, homem!
Efendim, Morla bir tarafta ve siz diğer tarafta.
O Morla num lado e o senhor no outro.
Sonrası çöl. Apache'ler diğer tarafta dağlarda.
Os apaches estão nas montanhas do outro lado.
Orada değil, diğer tarafta.
Não, por ali. Por ali.
- Diğer tarafta kampın haritası var.
Tem um mapa do outro lado. O que houve?
Fougasse orada, jandarmalar da diğer tarafta...
O Fougasse está ali, os polícias estão acolá. Então, o Fougasse vai para acolá.
Diğer tarafta.
Do outro lado.
Savaş alanı, diğer tarafta efendim.
O campo de batalha fica em frente.
Diğer tarafta, efendim.
Pelo outro lado, senhor.
Diğer tarafta mı?
No outro lado? OK.
Diğer tarafta kurulanıp ısınırız.
Secamo-nos e aquecemo-nos na outra margem.
Diğer tarafta bize katıl.
Obtém-nos do outro lado.
Şimdi diğer tarafta bir boşluk olduğunu biliyoruz.
Agora sabemos que há um oco do outro lado.
Çabuk, onu diğer tarafta bekleyin.
Cala-te! Rápido. Vão esperá-lo no outro lado.
Bir tarafta sempatik insanlar vardır diğer tarafta açıkçası antipatikler.
De um lado estão as pessoas que eu gosto... do outro, as que eu não gosto.
- Diğer tarafta olmalı.
- Não. - Deve estar do outro lado!
Üç tanesi ellerinde Tommy'lerle bir tarafta sonuncusu diğer tarafta.
Estavam lá quatro alemães, três dum lado com metralhadoras e outro do outro lado do grupo.
Polonya'nın trajedisi, bir tarafta Almanya diğer tarafta ise Rusya'yla komşu olmasıdır.
É claro que a tragédia da Polónia é ter fronteira com a Alemanha de um lado e com a Rússia do outro.
Ayna diğer tarafta.
O espelho está do outro lado.
Bir tarafta Çin donanması diğer tarafta ABD donanmasıyla, Hong Kong'da tek rahatsız edilmeyeceğiniz yer burası.
Com os chineses de um lado e a frota americana do outro, aqui é o único sítio em Hong Kong onde não há escutas.
Diğer tarafta ne olduğunu bilmek istiyorum.
- Sim, mas o que há do outro lado?
- Diğer tarafta.
- E na outra direcção.
Bir tarafta Tanrı, diğer tarafta insani varlık.
"Por um lado Deus, por outro... " o ser humano.
- Ev diğer tarafta.
Estamos aqui.
Diğer tarafta tutunabileceğim bir çıkıntı var.
Há uma escotilha do outro lado.
Bu tarafta değil diğer tarafta durmalısın.
Monta do outro lado da bicicleta.
Sayın Başsavcı, bir tarafta raporu imzalayanlar diğer tarafta ise herkesi karşısına alan, adaletin cesur bekçisi olarak siz mi varsınız?
Então, Procurado Volney, de um lado temos os signatários de um relatório indigno e de outro lado, o senhor, um homem corajoso, o justiceiro sozinho contra todos?
Bir tarafta görevini yerine getirerek otoriteye itaat etme arzusu diğer tarafta ise kurbanına acı çektirmenin yarattığı korku.
A partir de determinado momento o Sr. Despaul terá que enfrentar um problema de um lado a submissão à autoridade e executar a missão que lhe foi confiada do outro lado, seu horror em fazer sua vítima sofrer.
Neden diğer tarafta ne olduğu Ve gökkuşağı hakkında
Porque é que há tantas canções sobre arco-iris
" Ve diğer tarafta günbatımının vurduğu kumdan çizgiler
" E os raios de sol fazem brilhar carreiras de areia nas margens,
- Diğer tarafta olmalısın. - Nedenmiş o?
- Ele deveria estar do outro lado.
Ve diğer tarafta, şiddet, müstehcenlik, korku ve ölüm.
E por outro lado, a violência, a obscenidade, o horror e a morte.
" Bir tarafta Jack, diğer tarafta Gene var.
" Ai vai Louise com Jack e Gene.
Siz sadece arasından geçin, Kızıl Boğa diğer tarafta duruyor.
Têm de atravessá-lo e o Touro Vermelho está do outro lado.
Diğer tarafta durum nedir hiçbir fikrim yok
Não sabemos a situação no outro lado da colina.
Diğer tarafta da bir köpek balığı.
E do outro lado está um tubarão.
Ya 0verman da diğer tarafta dalmışsa?
E se o 0verman desceu pelo outro lado?
- Diğer tarafta güneşin sıcaklığı.
- Do outro o resplendor do sol.
Diğer tarafta ton balığı avlayabilirsiniz.
Podem pescar atum do outro lado. Depressa!
Bu tarafta Charlington Kırları ve diğer tarafta da Charlington Malikanesi koruluğu var.
Deste lado, temos a charneca de Charlington, e, neste lado, o bosque de Charlington Hall.
Bir tarafta sen, diğer tarafta ben... ama sonuçta ikimiz de kaybettik.
Tu de um lado, eu do outro... e ambos acabámos a perder.
Diğer tarafta.
É pelo outro lado.
- Neredeyiz? Burası benim evim, ve Koker diğer tarafta.
Está é a minha casa e Koker fica do outro lado.
- Kandahar diğer tarafta mı?
- Kandahar é do outro lado?
Anne! Baba! Cera uçurumun bir tarafındaydı aileside diğer tarafta..
Cera estava de um lado da divisão, os seus pais estavam do outro.
Bir tarafta ortadan kaybolan bir hizmetli,... diğer tarafta soğuk kanlı bir katil.
De um lado uma cozinheira desaparecida, de outro lado um homicida insensível.
Diğer tarafta sürat tekneleri olan büyük bir göl var.
Há lanchas motoras. Tudo.
- Belki ama ben diğer tarafta olacağım.
Vai se encontrar também com velhos amigos por lá.
Bir tarafta, sanki büyüyle işlenmiş bir cinayet var. Diğer bir tarafta da kara ayinlerde uygulanan yöntemlerle kiliseye saldırı.
De um lado temos um crime relacionado com feitiçarias, e do outro, uma profanação relacionada com missas negras.
Diğer tarafta özgürlüğü bulacağız.
Por detrás está a liberdade.
diğer taraftan 148
diğer 21
diğeri 113
diğerleri 136
diğer yandan 98
diğerleri gibi 54
diğerleri nerede 149
diğer taraf 30
diğer tarafa 33
diğer bir deyişle 112
diğer 21
diğeri 113
diğerleri 136
diğer yandan 98
diğerleri gibi 54
diğerleri nerede 149
diğer taraf 30
diğer tarafa 33
diğer bir deyişle 112