Gelmem перевод на португальский
1,467 параллельный перевод
Belki de gelmem iyi oldu.
Escuta, talvez tenha sido bom eu ter aparecido.
Normalde böyle evlere gelmem, ama yine burası bir ev değil değil mi?
Não costumo dar consultas ao domicílio, mas isto também não é um domicílio, pois não?
Bir neden olduğunu biliyordum. Buraya gelmem için.
- Sabia que havia razão para vir.
California'dan buraya gelmem sadece rastlantı olamaz.
Não pode ser coincidência eu vir até à Califórnia...
Doktor bey, daha kaç seans gelmem gerekecek?
Ei Doutor, quantas seções você acha que eu preciso ainda?
Sen kullanırsan gelmem.
A não ser que vás tu a guiar.
Yemin ederim bir daha gelmem.
Prometo que não volto cá.
Yemin ederim bir daha gelmem.
Prometo que nunca mais cá volto.
Bu sabah Verrazano'ya gelmem 1 saat 15 dakika sürdü.
- Vou muito bem. Demorei uma hora a chegar a Verrazano.
Özür dilerim, gelmem uzun sürdü ama...
Desculpem a demora, eu...
Onlara güvenirsem bu dünyada bir yerlere gelmem imkânsız.
Nunca chegarei a ser alguém, se estiver à espera delas.
Ah, yapma ama. Sanki buraya gelmem seni sevinçten uçurmadı.
Ora, como se não estivesses totalmente feliz por eu cá estar.
Tamam, eğer gelmem gerekiyorsa...
Ok, se eu tenho que ir. - E o campeão?
Buraya gelmem için beni ikna etti.
Foi ele que me convenceu a vir para aqui.
Yaz toplantıları sırasında okula bir kadın geldi. Buraya gelmem gerektiğine annemi ikna etti.
Uma mulher foi à minha escola, durante as conferências de Verão, e convenceu a minha mãe de que eu deveria frequentar esta escola.
Benden buraya gelmem ve konuyla ilgili görüş bildirmem istendi.
Eu vim aqui para...
Bu okula asla ikinci kez gelmem.
Muito menos, duas vezes.
Gelmem yasak mı?
Por que? Não posso?
Bar mitzvah'a gelmemi istemiyorsan gelmem.
Se não queres que vá, pois não irei.
Ama bir sanatçıya karşı gelmem.
Mas não me passaria pela cabeça contrariar um artista.
Gelmem gerekiyor da, ondan.
Porque sou obrigada.
Eve geç gelmem yasak olsun istiyorum.
Quero ter horas para chegar a casa.
Jai Dixit tarafından tuzağa düşürüldüm... O bir çılgın.. .. beni buraya bir polis olarak gelmem için zorladı..
Isto foi uma armação contra mim montada pelo Jai Dixit... ele é maluco ele enganou-me e fez-me vir até aqui como polícia...
Size gelmem gerekir diye düşündüm.
- Pensei vir vê-la antes.
Kendime gelmem çok uzun zaman aldı.
Levei séculos a ultrapassar.
Benim gerçekten gelmem gerekiyor mu?
- Tenho mesmo de ir? - Vá lá...
Bu gece eve gelmem.
Não vou a casa hoje.
Onun bir köpeğe benzemediğine kanın üstüne yemin et ya da gelmem.
Fazemos um pacto de sangue, de que ela não é uma cadela, ou eu fico.
Zaten buraya gelmem onun fikriydi.
Na verdade foi... Foi ideia dele.
Gelmem için bir sebep olmadı.
Nunca tive motivo para vir.
Başkalarına fiziksel olarak çekici gelmem, fakat istersen, seninim.
Não sou fisicamente atraída por outras pessoas, mas, se me quiseres, sou tua.
Öyleyse gelmem.
Não irei.
O gelmezse ben de gelmem.
Se ela não vai, eu não vou.
- Yo, ben gelmem.
Fico por aqui.
Burke üzgünüm ama senin arkandan gelmem.
Sem ofensa, mas depois do que fizes-te ao Scrubs eu não quero estar debaixo de ti.
Gelmem için beni zorladılar.
Obrigaram-me a vir.
Yoksa bir daha gelmem.
Senão, nunca mais volto.
Ben saat 9 : 00'a kadar gelmem, ancak Dr. Jeffries genellikle randevularını saat 7 : 30'dan başlatır.
Só chego às 9h00, mas a Dr.ª Jeffries costuma marcar consultas desde as 7h30.
Buraya gelmem için özel bir şeyler olmalı.
É preciso algo importante para eu vir até cá.
Benim hemen bir banyoya gidip gelmem lazım.
Tenho de ir um instantinho à casa de banho.
Sadece kendime gelmem gerekti, hepsi bu.
Só precisava de descontrair um pouco, só isso.
Son dakikada yan çizdi. İşten izin alıp gelmem gerekti.
Mas baldou-se à última da hora, por isso, tive de sair do trabalho e vir para cá.
Gelmem hata mı?
Há algum problema?
Çünkü sensiz buraya kadar gelmem saatlerimi alıyordu, şimdi ise sadece 1.30 saat sürdü.
Porque aquilo que tentei durante quatro dias fazer sem ti levou apenas uma hora e meia com a tua ajuda.
- Egomun üstesinden gelmem için beni zorlayacağı imkânsız bir iş yaratıyorsun!
Cria uma tarefa impossível que o meu ego me força a vencer!
Bak, binmezsen, ben de parka gelmem.
Se não experimentares a diversão, não irei ao parque.
Ve mahkemeye gelmem gerekirse haber verirsiniz.
E voçê me avisará se precisa de mim em tribunal ou assim?
Aslında seninle gelmem lazım.
Na realidade, preciso de ir contigo.
Sonra kendime gelmem gerektiğini fark ettim.
Depois apercebi-me que era forte o suficiente
Ben hiç gelmem.
- Neste mesmo banco.
Tamam, eğer gelmem gerekiyorsa...
ok, se eu tenho que ir.
gelmemeliydin 21
gelmemeliydim 30
gelmedi 96
gelmek ister misin 244
gelmeyeceğim 32
gelmeni istiyorum 22
gelmeyecek misin 17
gelmez 23
gelmek istemiyorum 21
gelme 75
gelmemeliydim 30
gelmedi 96
gelmek ister misin 244
gelmeyeceğim 32
gelmeni istiyorum 22
gelmeyecek misin 17
gelmez 23
gelmek istemiyorum 21
gelme 75