Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / турецкий → португальский / [ K ] / Karım ve ben

Karım ve ben перевод на португальский

797 параллельный перевод
Nitekim, karım ve ben onlarla ilgili bazı şeyler yüzünden biraz tartışıyoruz.
A minha mulher e eu discutimos sobre uma idiossincrasia que tenho.
Ama karım ve ben küçük Buck'ın her zaman bizimle kalmasını istiyoruz.
Mas eu e a minha mulher queríamos ficar para sempre com o pequeno Buck.
Bildiğimiz kadarıyla yalnız karım ve ben sağ kaldık çünkü saatlerdir kimseyi görmedik veya duymadık.
Tanto quanto sabemos, a minha mulher e eu somos os únicos sobreviventes já que não avistámos ou soubemos de ninguém há horas.
Üç gündür karım ve ben D.C.'deki her komisyonun sorularına cevap veriyoruz. Artık bir şey yapılmalı.
Durante três dias, a minha mulher e eu respondemos a todas as comissões em D. C. É altura de tomar medidas.
Karım ve ben bu yeni dünyaya olan sevgimizle diğerlerinden farklıydık.
A minha esposa e eu éramos diferentes pelo nosso amor a este mundo.
Oylamada Dünya'ya geri dönme kararı alınınca karım ve ben çok üzüldük.
Lembro-me de quando foi feita a votaçäo de voltar à Terra, nós ficámos verdadeiramente destroçados.
Karım ve ben, biz öyle yetiştirildik.
A minha esposa e eu, fomos criados assim.
Karım ve ben ona söyleriz.
A minha esposa e eu falaremos com ela.
- Karım ve ben tutarız.
- Eu e a minha mulher ficamos com ela.
Senin için karım ve ben durmak istedik. Kayınvalidem senin için durmak istemiş mi sor bakalım?
Eu, minha mulher e ele queríamos parar... mas a minha sogra não deixou.
Karım ve ben ayrılıyoruz.
Quero que saibas o que fizeste.
Geçen Paskalya Pazarı'nda, karım ve ben, ayine giderken, birdenbire...
No último domingo de Páscoa, ia com a mulher para a igreja e de repente...
Karım ve ben evden sekizde ayrıldık.
Não, senhor. Saí com a minha mulher por volta das 8 horas.
Şimdi, bu adam benim karımı öldürdü ve ben onu istiyorum!
Este homem matou a minha mulher. E eu quero-o!
Masum gençliğimde düşünüp duruyordum ki, ben de bir zamanlar sizin gibi masumdum belki bir gün bana da çıkardı uygun bir eş adayı bilmem gerekirdi o zaman, nasıl davranacağımı ve eğer bir de zenginse ve bir de nazik biriyse ve eğer yakası kar gibi beyaz ise ve biliyorsa bir bayana nasıl davranacağını hayır demeliydim ona.
Outrora acreditava eu, Quando era ainda inocente E já o fui tanto como vós Que talvez também eu Viesse a ter alguém
Ve ben de onlardan hoşlanırım. Hem de çok severim, ama hep sorun çıkarırlar.
Até gosto demais, mas causam aborrecimentos.
Başka bir adamın karısıyım, beni seviyor ve ben de onu.
Sou a mulher de outro homem, que me ama. E eu amo-o.
Ben, iki çocuğum ve karım ölünce anladım.
Foi preciso morrerem-me dois filhos e a mulher para eu ver.
Ama karım dakikliğe önem verir ve ikirciklenir, ve... Ben şehrin öbür ucundaki yolun üstünde oturuyorum.
Mas a minha esposa é muito exigente quanto a pontualidade e... moro do outro lado da cidade.
Ben de aile babasıyım, karımı seviyorum. - Ama bedava biftek ve bira!
Eu também sou homem de família... adoro a minha mulher e os meus filhos, mas, comes e bebes de graça!
Evet, ama bir an La Granja'daki karım ve çocuklarım aklıma geldi ve ben de gittim.
Mas depois lembrei-me da minha esposa e dos meus filhos em La Granja e depois fui até lá. Estive. - Não foi perigoso?
Ben genç bir delikanlıyken, aklım bir karış havadaydı ve hiçbir tecrübem yoktu.
Quando era jovem minha experiência não valia nada.
Ve o, bekçiyle laflarken ben de şişeyi çıkarıp yaşlı bir elma ağcının kovuğuna saklayacağım.
Então enquanto ele conversa... Vou retirá-la e escondê-la num tronco velho de macieira.
Ben, Karım Ora, ve küçük oğlumuz Jody.
Eu, minha mulher, Ora, e o nosso filhote, Jody.
Karım, kızım ve ben, onur duyardık.
A minha mulher, a minha filha e eu próprio, ficaríamos honrados...
İnsanların karınca, solucan ve kurbağa yediğini okumuştum. - Kitaptan mı okudun? - Ben de solucan yedim, ama o zaman çok küçüktüm.
- Uma vez comi uma lagarta, mas era muito novo.
Karım, kızım ve ben briç oynayacaktık, bize katılmak ister miydiniz?
Eu, minha esposa e minha irmã queremos convidá-lo para uma partida de bridge.
Karım, kızım ve ben farklı farklı aldık.
Cada um de nós comprou uma diferente.
Fakat adamlarım ve ben garip bir yasal olaya karışmış durumdayız ki bunu siz bilmiyorsunuz.
Mas eu e os meus homens estamos envolvidos num ponto legal do qual não tem conhecimento.
Karım bir kaç yıl önce oldu, anlarsınız, ve ben uzun süre yalnız yaşadım.
A minha mulher morreu há vários anos e... Já estive sozinho tempo suficiente.
Karım Henriette, ben ve Mariechen.
A minha esposa, Henriqueta e essa é a Mariechen.
Ve adımı listeden çıkar! - Fakat ben anlamıyorum.
- E tire o meu nome do registo!
Karım uyuyor ve onun için yeterince sessiz olamıyorum, ben de konuşuruz dedim.
- Ando. A esposa está a dormir uma sesta e eu faço sempre demasiado barulho. Pensei que podíamos conversar.
Ben ve karım aramızda, sadece bir ağaçla bir çift yaban kedisi gibi kavga ederdik.
A minha mulher e eu brigávamos como cão e gato.
Ben karımı ve iki kızımı Osega Savaşında kaybettim.
Perdi a minha mulher e duas filhas num ataque Índio.
Karım, o ve ben. Hepimiz heyecanlı ama bir o kadarda soğuk kanlıydık.
com ela, ele e eu, muito emocionados, mas bastante tranqüilos.
Ben ve babam boş zamanlarımızda ava çıkarız.
Eu e o meu pai vamos caçar quando temos tempo livre.
Ben de karım ve kayınvalidemle Lake Mead'e gidiyordum. Neden tartışıyorsunuz ki?
Estou a ir para Lake Mead com minha mulher e minha sogra.
Karım ve çocuklarım olmadan ben bir hiçim.
Não sou nada sem a minha mulher e os meus filhos.
Ve ben de senin karınım.
Irmã dele.
Karım ve ben...
A minha mulher e eu...
Sen Bayan Ben Rumson'ın, aksini söyleyen her erkeği vururum,... ve yoluma devam edene kadar bunu yaparım,... yani altın bitene ya da kışın ilk karı yağana kadar.
És a Sra. Ben Rumson, e mato qualquer homem que diga o contrário, e assim será até eu partir, quando o ouro escassear ou caírem as primeiras neves.
Biz bu kılıkla, onların arasına karışacağız, gizlice araştırmamızı yapacağız ve oradan çabucak uzaklaşacağız. - Ben yine de karımı dinlemeliydim.
Vamos integrar-nos nesta fauna, questionar discretamente, agir prudentemente e desaparecer daqui rapidamente.
Ben, Oliver Barrett, seni, Jennifer Cavilleri'yi, bugünden itibaren karım olarak alıyorum ve ölüm bizi ayırana kadar seveceğime söz veriyorum.
Eu, Oliver Barrett, tomo-te, Jennifer Cavilleri, por minha legítima esposa a partir de hoje prometendo amar-te e respeitar-te até que a morte nos separe.
Karıma sandöviçi getir, ben de kraker ve yeşil zeytin alayım.
Traga uma sanduíche à minha mulher. Eu quero bolachas e azeitonas.
Affedersiniz, ben ve karım buralı değiliz...
Desculpe? A minha mulher e eu não somos de cá...
Karım Dierdre ve ben birbirimize hep yakın olduk, evlilikle ilgili ihtilafa düşeceğimiz aklımın ucundan bile geçmemişti.
Dierdre - a minha mulher - e eu, sempre fomos muito unidos... e eu nunca imaginei vir a ter qualquer desavença conjugal.
Karım burayla o ilgilenirdi ve ben de yazabilirdim.
A minha mulher tratava-me de tudo e deixava-me entregue aos meus escritos.
Stres altındaydı. Ama düşünüyorum da... Ama ben kaçırılsaydım ve karım bana nasıl olduğumu sormasaydı oturur, bir daha düşünürdüm.
Mas não consigo deixar de achar que, se eu estivesse nas mãos de raptores e a minha mulher não me perguntasse se eu estava bem... eu pensaria nisso.
Karım ve 3 çocuğum var. Ben de onun sokaklarda gezmesini istemem.
Tenho mulher e três filhos e também não gosto de o ver à solta.
İşte bu yüzden, karım çalışır ben ise ev işleriyle uğraşırım. Bir de, bebeklerin bakımı ve bunun gibi şeyler var tabii.
Dessa forma, ela trabalha e eu cuido da casa cuido de bebê entre outras coisas.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]