Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / турецкий → португальский / [ V ] / Ve beni

Ve beni перевод на португальский

32,364 параллельный перевод
Shivangi.. gözlerimin içine bak ve beni tanımadığını söyle? .
Shivangi olhe nos meus olhos e diga que não me conhece.
Ve beni bu kadar mahvedip de... 30 yaşıma kadar çocuk kalmamı sağladığın için.
Quero agradecer-te por me teres lixado tanto que fui uma criança até aos 30 anos.
Ve beni burada tutmaya iznin olduğunu düşünmüyorum.
Acho que não podes manter-me aqui.
Ve beni korkutan senin de bunu biliyor olman.
E o que me assusta é que julgo que sabes isso.
Ve beni ona her şeyi anlatmam için zorlayıp durdun.
E estavas a insistir para eu lhe contar tudo.
Ve beni de karıştırarak ne elde edeceğini?
O que ganharia ele ao implicar-me?
Audrey ve beni bir şeye çekmeye çalışıyor.
Ele quer incrimar-me a mim e à Audrey.
Yeni arkadaşların oldu ve beni terk ettin.
Eu estava zangada! Tinhas novos amigos e tu abandonaste-me.
Vaktim geldiğinde ve benim için de bu kararın verilmesi gerektiğinde,... tek ümidim bu kararın beni önemseyen biri tarafından verilmesidir.
Quando chegar a minha hora e tiverem de tomar essa decisão por mim, só posso esperar que seja tomada por alguém que se preocupe comigo.
Onun Bakan olduğunu ve beni bulacağını biliyorum.
Eu sei que é Ministro do Interior e que vai encontrar-me.
Sen ve beni, bir partner olarak düşün.
Nós pensamos igual, parceiro.
Şimdi git buradan ve beni gururlandır.
Agora, sai daqui e enche-me de orgulho.
Dikkatli olun ve beni bilgilendirin. Kapatıyorum.
Fiquem em segurança e mantenham-me informado.
Siz, Rahim ve beni koruyacaksınız.
Vais proteger-me e ao Rahim quando entrarmos.
Bir mermi daha koy ve beni dinle.
Põe lá outra e ouve.
Bir defasında annemin boşanmış kadınlar kulübünden iki kadınla yatmıştım, ve sevişmek için hala beni arıyorlar.
Uma vez fiz sexo com três mulheres do Clube das Divorciadas, e elas ainda procuram-me para sexo.
Ve birdenbire, beni gözleriyle becermeye ve sinsice bakmaya başladı.
E depois, do nada, ela começa-me a foder com os olhos sem ao menos disfarçar.
Sonra tek hatırladığım, Melanie beni kitaplığa sürükledi ve üzerimde ellerini dolaştırmaya başladı.
Depois lembro-me da Melanie a levar-me para a biblioteca, e então começa a descer por mim abaixo.
Nolan Keats beni Elliott ile tanıştırdı. ve Ivy'de yaşamıyor.
O Nolan Keats apresentou-me ao Elliott e nem vive em Ivy.
Hatta ben sana daha sonra açıkladım beni tuzağa düşürdü ve ilahi mantrasları durdurdu.
Mesmo depois de me explicar fui apanhada por ela e parei de cantar os mantras.
"Nefesime ihanet ettin, beni yalnız bıraktın... "... ve tamamen harabım, sevgili. "
Você traiu a minha respiração, deixou-me sozinho e destruiu-me completamente amada
"Nefesimi ihanet ettin, beni yalnız bıraktın... "... ve tamamen harabım, sevgili. "
Você traiu a minha respiração, deixou-me sozinho e destruiu-me completamente amada
Bir dejavu yaşadım ve Sonny beni vurdu.
Tive um déjà vu e o Sonny matou-me.
Her zamanki gibi beni idare etmeye çalışıyorsun ve ben bundan bıktım artık.
Estás a manipular-me, como sempre fazes e eu estou farta.
Ve beni bunu yaparken izledikten sonra bile prensiplerine inanmaya devam etmenin...
- mesmo depois de me ver fazer isto. - Isto não tem a ver comigo.
Biliyorsun, bir gün emekli olacağım, ve beni oraya götürüp bana birkaç şey göstereceksin.
Diga-me. Quero dizer, diga-me e eu...
Beni, kendi çocuğunu ve boşandığın adamı söyleyemezsin.
E eu não conto, nem a sua filha nem o homem de quem se está a divorciar.
Sen ve diğer avcıların çabalarına rağmen yaratıkların ülkenizde gezmesi beni şaşırtıyor.
É apenas surpreendente que apesar de todos vossos esforços, os vossos e o dos caçadores, que os monstros ainda continuem à solta neste país.
Beni en büyük yatılı okula gönderdi ama ben yaramaz bir çocuktum ve sanat için kaçtım.
E enviou-me para os melhores colégios internos, mas eu era danada e fugi para uma vida nas artes.
Babam kaybolunca Sam ile onu aramaya başladık ve bir şey beni çık etkiledi.
Quando o pai desapareceu, Sam e eu andamos à procura dele e uma coisa ficou muito clara.
Bir anda ortaya çıktı ve mucizevi bir şekilde beni iyileştirdi.
Ele apareceu do nada e curou-me como por milagre.
Ve ben de sahibi olmadığım için beni iş birliğiyle ile suçlayabileceğiniz hiçbir delil yok.
E como não sou a proprietária, não há lei que possa usar para me obrigar a colaborar.
Bunu söyleyeceğim ve eğer istediğin buysa bir daha beni görmeyeceksin.
Vou dizê-lo e nunca mais terás de me ver, se for esse o teu desejo.
İstediği şeye hayır dedim ve yine de beni yapmaya zorlayacaktı.
Eu recusei o que ele queria. E ele ia obrigar-me a fazer isso na mesma.
Dairemden çıktım ve bulabildiğim ilk taksiye binerek beni havalanına götürmesini istedim.
Saí de casa e apanhei o primeiro táxi que vi, para me levar ao aeroporto.
- Doğru. Ve ödevimi yapmak için bir sentetik beynine ihtiyaç duysam bu hile olur mu bilmiyorum ama eğer başarısız olursam beni bir alt gruba yerleştirecekler.
Sei que seria batota se tivesse um cérebro Sintético a ajudar-me a fazer o trabalho, mas se eu continuar a ter negas, vão passar-me para uma turma menos avançada.
Bütün çalışanlarımızın çalışma alanlarını uzaktan takip edıyoruz ve açıkçası gece geç vakitte verdiğin alışveriş kararları beni endişelendirdi.
Monitorizamos à distância todos os postos de trabalho e estou preocupado com as suas decisões de compras nocturnas.
Biri bunu yapmam için beni işe alır ve gelecek 20 yıl içinde Qualia'nın adı Laserdiscs ve Betamax ile aynı cümlede geçer.
Outros me contratarão para o fazer e nos próximos 20 anos, a Qualia fará companhia aos discos laser e à Betamax.
Bir daha yapmayacağıma söz verdirtti. Ve sonra beni affetti.
Fez-me prometer que não voltava a fazer isto e depois perdoou-me.
Ve birisi beni kayıt ediyor.
E alguém anda a gravar-me.
Yarı ayık durumdayım. O beni banyodan sürükleyerek çıkarıyor ve ben ona "dışarı çık, çıplağım" diyorum.
Eu estava quase inconsciente, ele tirou-me da banheira e eu só lhe dizia : "Sai, estou nua."
- Ama beni aradın... - Sonja. ... ve ben seni buraya getirdim.
Mas foi a mim que ligaste e eu trouxe-te aqui...
Çünkü beni tanıyorsun ve bunu yapmayacağımı biliyorsun.
Porque me conheces e eu não faria uma coisa dessas.
Ve neden beni bir arkadaşının arkadaşı ile tanıştırıyorsun?
E porque estás a apresentar-me a amiga de um amigo?
Şimdi beni öldürecekler ve hepsi bitecek.
Agora que me vão matar, acabou-se.
Limon ve Quica, beni Montecasino'ya götürecek. Çünkü bu gece, omuz omuza ölümüne savaşacağız!
Limón e Quica, vão levar-me para Montecasino porque esta noite vamos lutar lado a lado, até à morte.
Bu sabah yakınlardaki bir havacılık programından beni aradı ve programa gelmek istediğini söyledi.
Ela ligou-me esta manhã de um espetáculo aéreo nas proximidades E disse, ela pode vir para o programa?
Çekiyorsun beni ve sen delinin tekisin
És magnético e lunático
Yavaşça ve sıkıca kucakla beni
Aperta-me bem apertada
Ve bunlar benim en iyi versiyonumu ortaya çıkaracak şeyler çünkü bunlar beni rahat bölgemden çıkarmak için zorlayacaktır.
E irá ajudar-me a tornar-me numa melhor versão de mim, porque irá, seguramente, obrigar-me a sair da minha zona de conforto.
Beni televizyonda gördün ve merak ettin.
Viu-me na televisão e ficou curiosa.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]