Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / турецкий → португальский / [ R ] / Ric

Ric перевод на португальский

303 параллельный перевод
Biliyor musun, Ric, o kadar çok patavatsızsın ki. damarlarımızda aynı kanın aktığını hissetmek bana acı veriyor.
Sabes, Rick, és tão desprezível que me dói saber que temos o mesmo sangue a correr nas veias.
Sen erişkin bir aptalsın, Ric.
Estás muito enganado, Rick.
Ric.
Rick...
Ric.
Rick!
Dışarıda Bay Ric'in arabasını gördüm.
Vi o carro do Sr. Rick lá fora.
Kardeşime söylemek için sabırsızlanıyorum, Ric'e.
Mal posso esperar para contar ao meu irmão, o Rick.
Karen, tatlım, iner inmez, sevgili kardeşim Ric'e bir mektup gönder.
Karen, minha querida. Assim que aterrarmos, envie uma carta para o meu querido irmão Rick.
Ric kayıp olarak karşımıza çıkacak türden biri değil.
E o Rick não é o tipo de pessoa que desaparece.
Eminim Ric'e bir şey oldu.
Tenho a certeza que aconteceu algo ao Rick.
Ve, açıkçası o da Ric'in Acapulco'da olduğunu sanıyordu, çünkü bu mektubu ve düğün armağanı olarak 5,000 $'lık bir çek göndermiş.
Ele também esperava que o Rick estivesse em Acapulco, porque enviou esta carta e um cheque de cinco mil dólares como prenda de casamento.
Aslında, Ric onu hiç sevmiyordu bile.
Na verdade, o Rick nem gostava dele.
Adrian onu bir boş zaman uğraşı gibi işletti, Ric ise bundan hoşlanmıyordu.
O Adrian gere o negócio como um passatempo e o Rick não gostava.
Evlenebilelim diye Ric işletmeyi satmak istiyordu
O Rick queria vender o negócio para podermos casar-nos.
Benim için hiç fark etmiyordu, Komiser, çünkü ben çok rahatım, fakat Ric hissett...
Não fazia diferença para mim, porque não passo necessidades. Mas o Rick sentia-se...
Bay Ric öldü.
- O senhor Rick morreu.
Bu sabah bütün çalışanları çağırdı. Ve ded ki, " Kardeşim, Ric, çok özel biriydi.
Chamou os funcionários todos esta manhã e disse : " O Rick, o meu irmão, era um homem muito especial.
Yani, Ric çalışmanızı mı isterdi? Evet.
- O Rick quereria que trabalhassem?
Bay Ric'e üzülüyorum, efendim.
Lamento pelo Sr. Rick.
Tam Ric'in olmasını istediği gibi.
O Rick quereria assim.
Ric çok fazla tehlikeli işlere girişti.
O Rick corria demasiados riscos.
Uh, Karen, Ric'in büroya tam olarak hangi gün geldiğini hiç anımsıyor musun?
- Karen, lembra-se do dia exacto em que o Rick cá esteve?
İki gün süreyle saklanmağa gitmediyse tabi, ve böyle bir şey ise kesinlikle Ric'in tavrı değil.
A não ser que ele se tenha escondido durante dois dias, mas não me parece nada típico dele.
Evet, bir an için varsayımda bulunalım : Ric tavanı yükseltti. fakat sabitlemedi çünkü arabaya geri dönecekti.
Há sempre a hipótese do Rick ter subido a capota, mas de não a ter prendido, visto que iria voltar ao carro.
Ric sağlık saplantısı olan biri miydi?
O Rick preocupava-se muito com a saúde?
Ric herhangi bir garip diyete girmiş miydi?
Andava a fazer alguma dieta estranha?
Ric'in günlerce yemek yememesinin bir nedeni var mıydı?
Haveria alguma razão para que não comesse durante dois dias?
Adli tabip Ric'in ölmeden önce iki gündür bir şey yememiş olduğunu söyledi.
O médico-legista disse-me que o Rick não comia nada havia dois dias.
Bay Ric öldüğünde ikimiz de burada değildik.
Nenhum de nós estava cá quando o Sr. Rick morreu.
Ric Carsini'nin Pazar günü işletmeden ayrıldığını gördün mü?
Viu o Rick Carsini a sair da vinha nesse Domingo?
Bay Ric'in yaklaşık 12 : 30'da geldiğini gördüm, fakat ayrıldığını hiç görmedim. "
Vi o Sr. Rick a chegar por volta das 12h30, mas não o vi sair.
Eğer bana o Pazar günü Ric'in şarap işletmesinden ayrıldığını gördüğünüzü söylememiş olsaydınız, içtenlikle söylüyorum, hala kuşkularım olacaktı.
Se não me tivesse dito que viu o Rick a sair da vinha naquele Domingo, francamente, ainda estaria com suspeitas.
Bay Ric'in ölümüyle bir ilgin vardı, değil mi?
Esteve envolvido na morte do Sr. Rick, não esteve?
Ric, senin yürüdüğün toprağa tapıyor.
Ric, ele adora o chão que pisas.
- Ne var, Ric?
- Como estás, Ric?
Ric, bu sadakat işini fazla abartıyorsun.
Ric, estás a levar estas cenas de lealdade um pouco longe.
- N'aber Ric?
- Como vais, Ric?
- Ne oldu, Ric?
- O que se passa, Ric?
Ric'i bulmalıyız.
Temos que encontrar o Ric.
- Merhaba Ric.
- Como estás, Ric?
- Merhaba, Ric.
- Como estás, Ric?
Bak, üzgünüm Ric.
Olha, peço desculpas, Ric.
Malcolm, Ric Ocasek ile çalmış bir zamanlar.
O Malcolm tocou uma vez com o Ric Ocasek.
Ne arıyoruz Rick?
E para o que estamos a olhar, Ric?
Yapsaydım, Ric Ocasek beni öldürür -
Ric Ocasek me mataria se...
Ric'in bana anlattığı şeyler, buzdağının sadece görünen kısmıydı.
A história que o Ric me revelou era apenas a ponta do icebergue.
Japonya'ya ilk gittiğimiz zaman,... Ric O'Barry oldukça sinirli görünüyordu.
Quando chegámos ao Japão, Ric O'Barry sentia-se incrivelmente frustrado.
Bir gün San Diego'daki deniz memelilerini konu alan bir konferansa katıldım. Konferansa 2.000'nin üstünde üst düzey memeli uzmanı katılıyordu ve Ric O'Barry'de konferansdaki en önemli konuşmayı yapacak kişiydi.
Fui a uma conferência sobre mamíferos marinhos em San Diego, dois mil dos maiores cientistas do mundo desta área reunidos, e Ric O'Barry devia ser o orador principal.
Ve üç sivil polisin Ric'le konuştuğunu gördüm.
havia três polícias à paisana a falar com o Ric.
Ric, yunuslarla yaptığı çalışmalarla ünlü birisi.
O Ric é mundialmente famoso pelo seu trabalho com os golfinhos.
Ric, bir şekilde Nikaragua askeri güçlerini haberdar edip,... yunusları helikoptere aldırmış ve serbest kalmalarını sağlamıştı.
Não sei como, Ric recrutou as forças militares da Nicarágua. Os golfinhos foram levados de helicóptero para o mar, onde foram libertados.
- Ric'i bulmalıyız.
- Temos que encontrar o Ric.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]